Paylaş
Ankara’nın “Söz verildiği gibi bekliyoruz” açıklaması ne anlama geliyor?
Bu soruların cevapları önceki gün en yetkili ağızdan bütün çıplaklığıyla ortaya konuldu.
Martta görevini devredecek olan CENTOM Komutanı Orgeneral Joseph Votel, gazetecilerle sohbet ediyor:
Soru özetle şöyle:
- Suriye’den çekilirken DEAŞ’e karşı mücadelede ortaklık ettiğiniz Kürt savaşçıların (Bana göre YPG/PKK kastediliyor) güvenliğini nasıl sağlayacaksınız?
Cevap: “Şu anda tam da bu konuyu halletmek ve bizimle savaşanların, bu görevi yerine getirmemizi sağlayanların güvenliğini sağlamak, askeri ve diplomatik seviyede devam eden tüm planlama çabalarımızın en kilit kısmını oluşturuyor.”
İşte çekilmedeki gecikmenin gerçek nedeni budur...
Tereddüdün nedeni budur...
Şu söz: “Tüm planlama çabalarımızın en kilit kısmını oluşturuyor.”
Nedir o kilit?
YPG/PKK’nın çekilme sonrasındaki güvenliği...
Aslında komutan, ABD askeri çekildikten sonra kendilerine göre dengeli bir yapının arayışında olduklarını da söylüyor:
“Şu anda devam eden planlamalarımızın önemli bir boyutu bu. Bildiğiniz üzere DEAŞ’ın yenilmesi ve Suriye’den çekilmeye ilişkin planlamalarımız var. Tabii ki bunlara Türkiye’nin korunmasını ve oradan onlara yönelik bir tehdidin gelmemesini sağlamayı ekledik, bizimle savaşanların korunmasını temin etmeyi ekledik.”
Yani... Suriye’den Türkiye’ye bir tehdit gelmemesi...
ÇAVUŞOĞLU’NUN SÖZLERİ
Komutan Votel’in bu sözleri bana Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun şu vurgusunu hatırlattı: “Terör örgütüyle bu kadar iç içe olunca ayrılmak zor oluyor.”
Gerçek şu ki ABD’nin bölgedeki en üst düzey komutanına göre YPG terörist değil, DEAŞ’la mücadelede kendilerine yardımcı olan savaşçılar!
General Votel’in kendilerinden sonra korunmasını sağlamaya çalıştığı ve “savaşçılar” diye tanımladığı militanlar Türkiye’ye kast eden PKK uzantısı olduğu için mesele iki ülke arasında bir türlü netleşmiyor.
İşte bu noktada Trump’ın kararı devreye giriyor: “Çekilin.”
Burada da komutandan çok önemli bir bilgi geliyor: “Başkan çekilme kararını alırken bize danışmadı.”
Çekilme sürecinde Pentagon’dan bu nedenle de direnç var.
Ağırdan alıyorlar.
Trump öncesinde yaşanan “içli dışlı durum”un sonuçlarıdır bu.
Ve anlaşılan odur ki...
Bahara kadar karşılıklı görüşmelerle bu çekilme süreci tamamlanacak.
Bölgeye savaşsız bir istikrar kapısı açılacak.
Bunun da yolu, Suriye’nin toprak bütünlüğüdür. Özetle, önümüzdeki dönem için ufukta savaş olmayan bir “çözüm süreci”nin ilk işaretlerini görüyorum...
Mart ayında göreve başlayacak olan CENTOM’un yeni komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie’nin en önemli görevi de bu olacak.
İZTUZU NASIL KURTULUR?
4.5 kilometre uzunluğuyla dünyanın sayılı plajları arasında...
Avrupa’da defalarca “en iyi plaj” ödülü almış...
Caretta caretta’ların yumurtalarını bıraktığı sayılı cennetlerden birisi...
Hemen yanında antik çağların bilinmezliklerle dolu tarihi...
Kaya mezarlıkları... O muazzam uygarlığın silinmeyen izleri... Dalyan...
İşte böylesine bir tarih ve doğa cennetini ne yazık ki bir türlü yaşatamıyoruz.
Ben bir denizci ve çevreci olarak yıllardır elimden geleni yapıyorum.
Bir dönem işletme hataları nedeniyle pislik ve bakımsızlık içinde kalan plaj için çok uğraştık.
Dönemin Çevre Bakanı İdris Güllüce Bey’in desteği, denizci büyüğümüz rahmetli Sadun Boro’nun yardımıyla bu plajı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin yönetimine verdik.
Ama aradan geçen yıllarda gördük ki...
Üniversite yönetimi de büyük bir özveriyle çalıştı. Ama yeterince başarılı olmadı.
Şimdi...
Dünyanın bu sayılı güzelliği heba olup gidiyor.
O yüzden şimdi önerim şu...
En iyisi bu plajı gerçek sahiplerine, yani Dalaman, Ortaca, Köyceğiz ve çevresindeki yatırımcılara ve sivil toplum kuruluşlarına bırakmak.
Çağdaş bir proje... Kuvvetli işletme... Yılda 3 milyon liraya yakın gelir... Bu bölgeye neler getirmez ki...
(Bu konuya devam edeceğim)
Paylaş