Kılıçdaroğlu’na açık uyarılar

CHP Kurultayı ve yeni yönetim üzerine uzun bir çalışma yaptım. Parti Meclisi’ne giren isimlerle, dışarıda kalanlarla sohbet ettim.

Haberin Devamı

Çıkardığım sonuçlar şu:

1) Kılıçdaroğlu’nun hataları nedense görülmüyor. Hiç eleştiri yok. Aşırı derecede abartılmış olumlu bir hava var.

2) Örneğin referandumda herkesten oy istemiş ama kendisi oy kullanamamıştı. Şimdi de kadın kotası sorunu çıktı. Ne olurdu da ucu ucuna kadın üye alınacağına, biraz daha fazla kadın aday çıkartılsaydı. Ve mahkemelik olunmasaydı. Gerçi Çankaya İlçe Seçim Kurulu itirazı reddetti ama bu örgütsel sorunu ortadan kaldırmıyor.

3) Acaba bu eleştiri parti yönetiminde yapılıyor mu?

4) Kılıçdaroğlu ismi halkta heyecan yaratıyor. Bu açık. Yeni CHP kavramı etkili oldu. Ancak ortada inanılmaz bir “medyatik rüzgar” var. Halktan gelen rüzgarla bu “medyatik rüzgar” karışınca gerçeği görmek zorlaşıyor.

5) Medyanın eli partinin içine çok fazla uzanmış gözüküyor. Geçmişte bu tür “medyatik gaz”ların bazı partileri ve liderlerini nasıl zor duruma düşürdüğünü biliyoruz. Çiller’in yüzünün yarısı Atatürk olan fotoğrafları. Mesut Yılmaz için atılan manşetler. İstanbul Belediye Başkanlığı yarışında Erdoğan’a karşı Zülfü Livaneli için atılan “hormonlu manşetler”... Sonuçları zaman ölçüyor. O manşetlerin ve gazların siyasetçide nasıl bir körlük ve tembellik yarattığını biliyoruz.

Haberin Devamı

6) Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in en az oyu olması sıradan bir durum değildir.
Eğer bu eleştiriler Kılıçdaroğlu’nun önünde yapılmıyorsa durum kötüdür. Çünkü abartılmış bir övgü, o lidere ve siyasi harekete eleştiri derinliğini kaybettirir. Bunun da sonucu ağır bir miyopluktur.

“Kurultay bardağı”nın dolu tarafına gelince;

1) Değişim elbette sıkıntılı oluyor. İki kurultay bir referandum geçiren ve aynı zamanda bir değişimi organize etmeye çalışan bir partide bu hatalar normal olabilir. Önemli olan hataların kabul edilip edilmediğidir.

2) Kılıçdaroğlu artık liderliğini ilan etmiştir. Parti yönetimi elindedir. Seçimlere parti içi engellerden kurtulmuş olarak gitmektedir.

3) Kurultayda yaptığı konuşma bir manifesto niteliğindedir. Etkili olmuştur.

İKİNCİ YAZI:

“Parti Meclisi’nde CHP’ye oy vermemiş isimler var”/images/100/0x0/55ea6632f018fbb8f87d6174

Haberin Devamı

EVET; yeni  ve eski yönetimden isimlerle konuştum. Mesela Yılmaz Ateş...

Baykal’ın yönetimindeydi. Şimdi PM’ye alınmadı. Diyor ki;

“İçim sızlıyor. Çünkü bu Parti Meclisi’nde CHP’ye oy vermemiş isimler var.”

Ağır bir söz.

“Peki kim bunlar?” diye soruyorum.

Ateş ısrar ediyor:

“CHP’ye oy vermemiş isimler yönetimde.”

 Eleştiriyor. “Değişime tamam ama” diyor ve ekliyor:

“Nereye kadar bir değişim. Parti için elini kıpırdatmamış isimlerle neyi değiştirebilirsiniz.”

Ateş küskünlükle konuşuyor olabilir.

Eski böyle diyor. Yeni ise elbette umutlu. Mesela Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran:

“Değişim elbette sancılı oluyor. Kolay değil. Ama artık önümüz açıktır. Şimdi halka gitme zamanıdır. Seçimleri hedefliyoruz.”

Haberin Devamı

Kurultaydan çıkan son söz şu olabilir:

“Kılıçdaroğlu yönetime hakim olmuştur. Seçimlere kadar önünde parti içi engel kalmamıştır. 6 aylık seçim maratonu başlamıştır.”

ÜÇÜNCÜ YAZI:

Baykal susacak

DENİZ Baykal susuyor. Anladığım kadarıyla uzun süre de konuşmayacak.

Neden mi?

Çünkü olumsuz bir şeyler söylemek istemiyor.

Ve dahası medya üzerinden bir polemiğe düşmek istemiyor.

Peki hiç sıkıntısı yok mu?

Elbette var. Hem de çok. Ama susacak.

Suskunluğuyla anlatmaya çalışacak.

DÖRDÜNCÜ YAZI:

Kayek orada büyükelçi yok

AYŞE ve Ece ruhlarındaki o kuyumcu işi tezgahta dokudular “Dice Kayek” markasını…

Ve işte Ece, Fransa Meclis Başkanı Accoyer’nin konuştuğu törende en başarılı kadın ödülünü aldı. 9 Akdenizli kadın, ‘En başarılı kadın’ ödüllerini Paris’teki büyükelçilerinden aldılar.

Haberin Devamı

Her büyükelçi kendi sanatçısına ödülünü verdi. Gururlandırdı.

Ne hazindir ki; 8 ülkenin elçileri destek için oradaydı, bir tek bizim büyükelçimiz yoktu... Bizim elçimiz olmadığı için Ece’ye ödülünü organizasyondan bir görevli verdi.

Çok merak ediyorum. Acaba o sırada bizim Paris Büyükelçimiz ne yapıyordu?

Ya da işi varsa neden bir yardımcısını göndermedi?

Acaba çok mu büyük olduğu için, böyle “küçük” bir detayla uğraşamadı.

BEŞİNCİ YAZI:

Kürt partisi kurultayı

KUZEY Irak’ta KDP kurultayı oldu. Sessiz sedasız geçti. Üzerinde durulmadı. Konuşulmadı. Tartışılmadı.

Türkiye’de BDP üzerinde müthiş tartışmalar yaşanırken, Kürt açılımı üzerine keskin kamplaşmalar oluşurken Kuzey Irak’ta böyle bir parti kongresinden uzak kalmak acaba niye?

Haberin Devamı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de partisini temsilen oradaydı.

Çelik’in öngörüleri, yorumları benim için çok önemlidir.

Biraz da eski bir gazeteci olarak sordum:

-Ne gördün orada?

Aslında uzun bir cevap verdi. Daha sonra detaylarıyla aktaracağım. Ama benim en çok dikkatimi çeken yorumu şu oldu:

-KDP’nin amblemi kartalı-şahini andırıyordu. Yeni amblemi güvercine benziyor.

İşte bu önemlidir. Irak’ın kuzeyindeki Kürt oluşum “güvercin” diyor, “barış”a doğru kanat açıyorsa bu Türkiye için iyi haberdir.

Mahkemede, Kürtçe için “x” ifadesini kullanmak yerine KDP kongresinde değişen bu amblemin harflerini bulmaya çalışmak daha anlamlıdır.

Anlamlıdır çünkü artık vahşetin, kanın, sarp kanatlarına değil, güvercinin masum ve tertemiz süzülüşüne ihtiyacımız var.

Yazarın Tüm Yazıları