Paylaş
Gelecek yılı düşünmek yerine...
2023 tahminleri, hayallerine yerine...
Aniden bir ses yükseldi içimden:
“Canım ülkem...” dedim.
Ve yaşadığım bu coğrafyaya doğru bir şükür yükseldi...
Sonra dedim ki:
- Bu coğrafyanın kaçıncı yüzyılı bilemiyorum...
- Bu topraklardaki medeniyetlerin kaçıncı bin yılı bilemiyorum...
- Bu topraklardaki inançların kaçıncı on bin yılı onu hiç bilemiyorum...
Ama bildiğim bir şey var arkadaşlar.
Cumhuriyet’in 100’üncü yılına girerken şöyle diyorum:
“İyi ki böylesine güzel bir doğada ve bir ‘medeniyetler coğrafyasında’ yaşıyorum.”
Dikkat edin...
Şimdi aktaracağım bu haberlerin hepsi aralık ayında geliyor.
Değişik inançların, farklı kültürlerin ayinleri, aynı coğrafyada hayat buluyor...
İşte bir haber:
PATRİKHANEDE NOEL
DHA’dan Nedim Bayhan ve Emre Can Uran bildiriyor:
“Fatih’teki Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde Noel ayini düzenlendi.
Ayini Fener Rum Patriği Bartholomeos yönetti. Ayin için gelenler kilisenin girişinde bulunan alanda mum yakıp dua etti. Ayine katılanlardan Tea Hadelia, ‘Bugün çok heyecanlı ve mutluyum. Hz. İsa’nın doğum gününü kilisemizde karşılıyoruz’ dedi.”
Yıllar önce Patrik Bartholomeos’la Heybeliada’da bir öğle yemeği yemiştik.
İnsanlığın “güzel halleri”ni konuşmuştuk. Nasıl mutlu olmuştuk...
Patrik gerçek bir vatanseverdir. İnsan âşığıdır.
DOĞUŞ BAYRAMI
Ve yine aralık ayından bir DHA haberi:
İstanbul Fatih’teki Fener Patrikhanesi’nden 1500 kilometre uzakta...
Bu defa Mehmet Halis Nayıfoğlu bildiriyor:
“Midyat’ta Süryaniler Hıristiyanların ilk dini bayramı olan ve Hazreti İsa’nın doğuşunu simgeleyen ‘Doğuş’ (Yaldo) bayramını kutladı. 10 gün sürecek etkinliklerde, Süryaniler oruç tutarak, içinde hayvansal gıda bulunan yemeklerden uzak duracak. Tören, ilçedeki Mort İşmuni Kilisesi’nde yapıldı. Burada düzenlenen ayini Mor Gabriel Manastırı ve Turabdin Metropoliti Timetheos Samuel Aktaş yönetti.”
Çok iyi biliyorum ki...
Her yıl yine bu aylarda Büyükada’da Rum vatandaşlarımız kucaklaşır...
KİM OLURSAN OL...
Ve yine aralık ayında...
Huzur ve ruh ikliminden bir haber geliyor.
İnsan varlığına uzanan o manevi yolculuktan. O kalp mesafesinden.
Hazreti Mevlana’dan.
Her yıl aralık ayında Konya’da düzenlenen Şeb-i Arûs töreni...
Ölümün “düğün günü” ilan edildiği o duyuş.
O insana varış...
Ne garip değil mi?
Bir coğrafyada ve aynı ayda. Aynı günlerde... Birbirinden kilometrelerce uzakta, farklı inançların birer çiçek gibi açtığı o törenleri, ayinleri yaşıyoruz.
VE AKDAMAR
Bütün bunları yazarken.
Van Akdamar Adası’ndaki kilisenin açılışı geldi aklıma.
Kaldığımız otelin penceresinden bakarken güneş doğuyordu. Ve güneşin doğuşuna doğru iki yaşlı çift bir ayin halinde Van Gölü’ne giriyordu.
Muhteşem bir sahneydi...
El ele tutuşmuş iki yaşlı çift... Sessiz bir ayin halinde gölün sularına doğru yürüyordu.
Evet, bu toprağın, bu coğrafyanın zenginliği budur...
Trabzon’da Sümela Manastırı... Antalya Demre’de Noel Baba.
Kaş, Kekova’dan Fethiye’ye Likya Uygarlığı ve Yörüklerin Torosları.
Bitlis Ahlat’ta binlerce yıllık Selçuklu. Beyoğlu St. Antuan Katolik Kilisesi... 1886’dan kalan Gaziantep Düğmeci Mahallesi Havrası... Şubat ortası Hızır orucu...
Ve inanç tarihinin en eski mirası Göbeklitepe’ye kadar.
İşte böyle bir coğrafya bu.
İnançlarımız, kültürümüz, aidiyetlerimiz zenginliğimizdir.
Her dilden, her inançtan, her ırktan, her kültürden:
“Mutlu yıllar diliyorum...”
Paylaş