Paylaş
Ayetullah düzeyinde Türkiye’ye karşı rahatsızlık içeren açıklamalar yapılırken.
İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri Ankara’ya niye geldi?
Hem de teröre karşı ortak harekat talebiyle.
Perde arkasında acaba ne değişti?
Deyim yerindeyse, “Hangi rüzgar attı?”
İranlı generalin çantasında bir tek önemli konu vardı.
O da Irak ve Suriye’nin kuzeyinde hızlanan Kürt devleti arayışları.
Daha da önemlisi...
İSRAİL FAKTÖRÜ
BBC geçiyor bu haberi:
İsrail Başbakanı Netanyahu’dan çağrı:
“Ortadoğu’daki ılımlı güçler arasında daha geniş bir ittifakın parçası olarak bağımsız bir Kürdistan devleti kurulmalı.”
BARZANİ TAMAMLIYOR
Sonra bütün dünya ajansları bir başka haber geçiyor:
Bölgesel Yönetim Başkanı Barzani açıkladı, “Irak’ın bütünlüğünü korumasına imkan kalmıyor. Bağımsız Kürt devleti için referanduma hazırız. Tarih 24 Eylül’dür...”
VE MCGURK
ABD’nin özel temsilcisi McGurk’un haziran ayında Rakka’da PYD ve PKK militanlarıyla biraraya gelmesi.
Ardından Barzani ile yaptığı görüşme.
Özet: “Şu an için referandum DAEŞ’le mücadeleye zarar verir.”
Bu bir “erteleme isteği”ydi ve anında Barzani tarafından alındı.
Geldik bugüne.
Şimdi dün geçen şu habere dikkat:
“Erbil merkezli uydudan yayın yapan Rudaw TV’de yer alan habere göre, Irak’ın başkenti Bağdat’ta temaslarını sürdüren Kürt bölgesi müzakere heyeti, iktidarda bulunan Şii Ulusal Koalisyonu ile dün çok önemli bir toplantı yaptı. Şii Ulusal Koalisyonu yetkilileri referandumun ertelenmesini istedi ancak heyet şimdiye kadar bunu kabul etmedi...”
VE YİNE DİKKAT
Habere göre, Kürt müzakere heyeti Şii yetkililere bir dizi şart koştu:
1) Kesilen bütçenin gönderilmesi.
2) Anayasasının 140’ıncı maddesinin uygulanması (Kerkük başta olmak üzere tartışmalı bölgelerin statüsünün belirlenmesi)
3) Irak hükümetinde azaltılan paylarının geri verilmesi.
4) Irak ordusunda Kürt oranının belli düzeye (eskiden oranına) yükseltilmesi.
ŞİMDİ GELELİM EN KRİTİK NOKTAYA
Kürt heyeti ayrıca son bir şart koşuyor.
O da şu:
“Yazılı anlaşma olması halinde altında garantör olarak ABD ve BM’nin imzalarının olması.”
Yani...
Bu kadar hayati bir konuda bir anlaşma olurken bölgedeki iki önemli ülke olan Türkiye ve İran’ın devre dışı bırakılmak istenmesi.
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde Kürt devleti projesi için tarihi bir virajdır bu.
İsrail’in açıktan desteği ortada.
İran’ın Ortadoğu’daki Şii varlığı hatırlanırsa. Kürt heyetinin Bağdat’ta Şii yönetimi sıkıştırdığı görülürse.
İranlı generalin Ankara ziyaretinin perde arkası bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Çantadaki dosyanın adı şudur:
Türkiye ile birlikte bir Kürt devleti oldubittisine karşı ittifak arayışı.
İran’ın ABD ile düşmanlık dışında bir ilişkisi yok.
Ambargo halinde bir ilişki.
İran’ın Rusya ile ilişkisi ise çok yakın.
Bu durumda Türkiye ne yapacak?
Elbette kendi çıkarlarına, kendi bekasına, kandi geleceğine bakacak.
Bir tarafta ambargo yemiş iki ülke. Rusya ve İran.
Diğer tarafta kendi çıkarlarını gözetmesi gereken NATO üyesi Türkiye.
Görünen odur ki...
Yakın zamanda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Başkan Trump’ın bir masaya oturması gerekiyor.
Hem de iki müttefik olarak oturup her geçen gün listesi kabaran bu sorunların bölge için kalıcı barış yaratacak bir yola sokulması gerekiyor.
ABD yönetimi de çok iyi biliyor ki...
Bu bölgede Türkiyesiz çözüm, hiçbir zaman bir çözüm olamaz.
Paylaş