Paylaş
Başbakan Yardımcısı Prof. Numan Kurtulmuş konuşuyordu:
“İslam adına İslam’a en büyük kötülüğü yapanlar, tarihi, sanatı, heykelleri tahrip edenler...”
O sırada yanımda oturan Ali Rıza Demircan hocayla göz göze geldik.
Cep telefonundan bir web sitesi gösterdi:
“fetva iste.com.”
Hoca oradan gelen soruları cevaplıyor.
Bir soru dikkatimi çekti. Bir ev hanımı yazmış.
Diyor ki:
“İNSAN VE HAYVAN RESMİ YAPMAK, SATMAK HARAM MIDIR?”
Hiç dokunmadan soruyu aktarıyorum:
“Hocam selamün aleyküm. Yağlıboya resim yapmaya 2010 yılında başladım. Çocukluğumdan beri tesettürlüyüm ve namazlarımı, oruçlarımı aksatmam. Geçtiğimiz 6 yıllık süreçte yağlıboya at resimleri, insan figürleri içeren tarihi resimler ve natürmort resimler yaptım. Sonra resim yapmanın haram olduğuna dair çok şiddetli azap içeren hadisler gördüm. İnternette okuduğum ve dinlediğim âlimlerin konuya ait açıklamaları bu hadisler ve yorumlar doğrultusunda canlı resmi yapmanın haram olduğuna kanaat getirdim. Zira danıştığım İki il müftüsü kesinlikle haram olduğunu, bir ilahiyatta doçent hocam ise canlı resmi yapılabileceğini, heykelden kaçınmak gerektiğini söyledi. Ben de kararsız kaldım. Eşim devlet memuru, ben ise ev hanımıyım. Amacım az da olsa helal yoldan bir gelir elde etmek. Bu tabloları satıp gelir elde etmem helal olur mu? Canlı resmi yapmanın haram olması hususunda sizin fikriniz nedir? Daha önceden kazandığım paraların hükmü nedir? Delilleriyle izah eder misiniz?”
Ali Rıza Hoca’nın cevabı:
“TAPINMAK İÇİN OLMADIKÇA HEYKEL DE YAPILABİLİR.”
Şöyle diyor Hoca:
“Aleyküm selam... Canlı resmi dahil hiçbir resim yapmak haram değildir. İslam’ın ilk dönemlerinde putperestlik yollarını tıkamak için yasaklama getirilmiştir. Devrimizde resim çekmek veya canlı varlıkların resmini yapmakta putperestliğe yol açmak gibi bir sakınca da yoktur. Dinimizin Peygamberimizin de uygulamakla yükümlü olduğu kaynağı Kuran’dır. Rabbimizin kitabı olan Kuran’da hiçbir yasak yoktur. Tapınmak için olmadıkça heykel de yapılabilir. Çünkü Kuran’da cinlerin Hz. Süleyman için heykeller yaptıkları olumlu bir dille aktarılmaktadır. Bu açıklama bize de örnektir. (SEBE 13) Çalışmalarınızı aksatmadan sürdürün. Kendi kafalarını çalıştıramayan ezberci hocalar güzel sanatlarda geri kalmamıza sebep olmuşlardır. Onları dikkate almayın. Kazancınız da helaldir. At ile ilgili vakfım için bastırmak istediğim bir kitapçığım var. Bir at resmi de bizim için yapmanız veya güzel bir at resmi seçerek göndermeniz ricamdır. Allah İslami duyarlılığımızı artırsın ve yardımcımız olsun.”
Elbette altını çizdiğim şu cümle var:
“Kendi kafalarını çalıştıramayan ezberci hocalar güzel sanatlarda geri kalmamıza sebep olmuşlardır. Onları dikkate almayın.”
Soruyoruz ya:
“Hangi kafa, tarihi heykelleri, camileri tahrip eder, havaya uçurur?”
Cevabı işte buradadır.
Ali Rıza hoca gibi ‘zihin deryaları’ndan uzak kalanlardır cevabı.
Laiklikten, bilimden, teknolojiden, barıştan, gerçek İslam âlimlerinden uzak kalanlardır cevabı.
Mevlana’dan, Hacı Bektaş-ı Veli’den, Horosanlı’dan uzak kalanlardır.
Garip olan bir şey daha var. O da ressamın danıştığı müftülerin de resim-heykel yapmanın haram olduğunu söylemesidir.
Ali Rıza Demircan hocayla sohbetimiz sürdü.
O kısacık vakitte, o ‘zihin deryası’ndan birkaç damla da bize düştü.
Sağ olsun.
İslam adına insanlığı kana bulayan, tarihi, sanatı yakıp yıkan vahşiler ancak böyle engellenecektir..
GÜLE GÜLE NASRA TEYZE
SÜRYANİLERİMİZDENDİ...
Büyük sanatçıydı... Nasra Şimmeshindi...
Nasra teyze...
5 çocuğu vardı. ABD, Kanada, İsveç’e yerleşmişlerdi. Her defasında yanlarına çağırdılar.
Ama o, doğduğu toprak Mardin’de kaldı.
Türkçe bilmiyordu.
İncil’den tasvirlerle süslü rengârenk soyut desenler, kilise perdesi, masa örtüsü, duvar süsü, beşik bezlerine yaptığı süslü basmacılığı yaşattı. Kökboyacı ve tam bir Süryani geleneğiydi.
Basma sanatının son ustasıydı.
Nasra teyzeyi 92 yaşında kaybettik.
Deyrul Zafaran Manastırı’nda defnedildi.
Allah rahmet eylesin.
Ne tarihler geçiyor bu Anadolu’dan.
Paylaş