Gökova’dan Göcek’e Datça’dan Bozburun’a iki bakandan iki söz

“FATİH Bey, o dünya seyahatini tamamlamış dönüyordu ve biz o denizci büyüğümüzü Beşiktaş’ta karşılamaya gitmiştik.

Haberin Devamı

Gökova’dan Göcek’e Datça’dan Bozburun’a iki bakandan iki söz

Ellerimizde bayraklar. Yağmur yağıyordu. Teknesi... Adı Kısmet. Bir de kedileri vardı Miço. Ne sevinmiştik onu görünce... Okyanusları aşarken maceralarını okumuştuk. Kahramandı...”
Bir Çevre Bakanı’ndan Sadun Boro gibi bir denizci üstadımız için bu sözleri duymak beni ne kadar mutlu etti bilemezsiniz.
İçimdeki bütün denizler kabardı. Okyanuslar gönendi. Yelkenlerim doldu.
Çevre Bakanı İdris Güllüce...
Sonra da şöyle dedi:
“Selam söyleyin Sadun Abimize... Merak etmesin. Yedirtmeyiz o kıyıları. Talan ettirmeyiz.”
İşte buradan söylüyorum.
Selam olsun Türk denizciliğinin ihtiyar kurduna...


O RENK ATIK OLUR MU HİÇ


Bakan Güllüce’ye dedim ki:
“Geçen hafta Marmaris’in yalancı boğazına basılan atıkları görüntülemek için boru hattına yirmi metre daldık. Fotoğrafları yayınladım...”
Güllüce: Biliyorum. Hepsini izledim. Bir kere o renk atık olmaz. Kahverengi. Koyu kahverengi atık mı olur? Oranın kontrol sistemine baktıracağım. Ekipler gitti çalışıyor.
-Ben gözlerimle gördüm. Uzmanlar tanık oldu. Bu konuda mutlak bir çalışma olmalı...
-Evet, gerekli bütün incelemeleri başlattık. Uzmanlarımızı görevlendirdik.
-Bir de betonlaşma var. Yani öyle şeyler görüyoruz ki. Oradaki çevrecilerden gelen fotoğraflar var. Adam koca betonu kıyıya oturtmuş. Nasıl olmuş? Belediye mi karar vermiş. Kim yapmış? Çok iddialar var.
-Bu konuyla ilgili bütün ihbarları alıyoruz. Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı ile birlikte oradaki bütün kıyı yapılanmalarını kontrol amaçlı ekipler kurduk. O kıyıları talan ettirmeyiz. Ciddi, kapsamlı, derinlemesine bir çalışma ve inceleme yapılacak. Kimseye ayrıcalık olmaz...

Haberin Devamı


VEYSEL EROĞLU’NDAN SÖZ


Birkaç yıl önce Veysel Eroğlu ile birlikte Göcek Körfezi için çok önemli bir çalışma yapmıştık.
Tam bir sivil inisiyatif ve devlet işbirliği olmuştu.
Bir “denizkondu”yu gemi diye yutturup Göcek sahillerini işgal eden bir zihniyeti oradan göndermiştik.
Şimdi başka bir konu için Veysel Bey’i aradım.
Dedim ki:
“Çevreciler ayakta. Denizciler alesta. Datça’dan Bozburun’a kadar ormanlar, kıyılar imara açılıyor diye bir endişe var...”
İlk sözü şu oldu:
“Kim izin verir böyle bir şeye. Ormandan bir karış vermeyiz. Ama madem böyle bir endişe var. İşte buradan söylüyorum. Bütün o kıyılar zaten denetim altında ama şimdi bir kez daha isteyeceğim. Tümüyle incelensin. Böyle bir şeye izin vermeyiz. O bölgeye heyetler göndereceğiz. “

Haberin Devamı


BALIKLAR SAVCIYA GİDEMEZ

Sevgili çevre dostları. Kıyı bekçileri, orman tutkunları. Kuşların, böceklerin, sakaların, çınarların sevdalıları.
Ve elbette, Türk denizciliğinin duayenleri...
Sadun Abi, Can Pulak, Necati Zincirkıran, Osman Atasoy... Haluk Karamanoğlu... Küçük yelkencileri yetiştiren sevgili Derin ve Deniz... Ahmet Kutengin. Prof Tarkan... Yahya Kaptan. Suat Hayri Aka. Denizlerin derin bilgini Erkul Hoca. Şimdi okyanuslarda olan Alim Kaptan. Kambur Tahir’in torunları. Okluk’tan Atilla Kaptan. Mustafa Kaptan ve nice denizlerin isimsiz çocukları.
Biliyorum bu olayları duydukça içiniz sızlıyor.
Sadun Abi bir Poseidon öfkesiyle bağrıyor:
“Bak Çekirge, bu cennet koylardaki talanı, acıları, betonlaşmaları duyurmak sorumluluğu sendedir. Unutma”...
Unutmuyoruz elbette.
Mersin’den Çanakkale’ye, Marmara’dan Karadeniz’e kadar bütün kıyılarımızdan, ormanlarımızdan çevre dostları yazıyor. Gördükleri talanı fotoğraflayıp gönderiyor.
Bunları duyurmak için bir hazırlık yapıyorum.
Siz yorumları, olayları, fotoları göndermeye devam edin.
Öyle ya...
-Katliama uğrayan balıklar savcılığa gidemez.
-Betondan cinayetlere kurban giden ağaçlar çığlık atamaz.
-Caretta caretta’lar miting yapamaz. Kanatları tutuşan kuşlar mahkemeye uçamaz.
Biz varız o yüzden...
İyi ki varsınız...

Yazarın Tüm Yazıları