PaylaÅŸ
Olay ÅŸu:
Basketbol Federasyonu’ndan Ä°srail Milli Takımı’na bir davet gönderiliyor:Â
Ağustos ayında yapılacak özel bir kupa için turnuvaya katılır mısınız?
Önemli ülkeler var bu kupada. İngiltere, Almanya gibi... İsrail’den olumlu cevap geliyor. Hazırlıklar yapılıyor. Turnuva yaklaşıyor.
Ve sonra bir karar değişikliği... Türkiye’den İsrail’e "Gelmeyin" türünden garip bir mesaj gidiyor.
Tam bir şok... İsrail durumu anlamaya çalışıyor.
Turnuva mı iptal oldu? Hayır... Peki ne oldu?
OLAY ÇIKABİLİR
Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, İsrailli muhatabına şöyle diyor:
"Biliyorsunuz bazı hassasiyetler var. Salonda olay çıkabilir..."
Dün Demirel’le konuştum. Bu gelişmeyi doğruluyor...
Ve ekliyor:
Hatta bizim İsrail’deki büyükelçimiz Namık Tan aradı. Bu olay burada ciddi boyut kazanabilir dedi. Ama yapacak bir şey yok. Önlem olarak bu kararı aldık...
Doğal olarak İsrail’de ciddi bir alınganlık oluşuyor.
"One minute" kriziyle bağlantı kurmak isteyenler oluyor.
Şimdi düşünüyorum da acaba federasyonun aldığı bu karar doğru mudur?
Yani milletleri yakınlaştırması gereken sporun böyle bir korkuyla ertelenmesi mantıklı mıdır?
Nereye kadar kaçılacak bu durumdan...
İsrail’le öyle, maç yapma. Ermenistan’la futbol maçını yapacak yer ara. Korkuyla, gerilimle stat güvenliği al... Kıbrıs Rum kesimiyle hiç karşılaşma. İran zaten yok. Irak’ta durum belli...
Yunanistan’la maç yaparken sahaya sporcu değil sanki mehteran bölüğü çıkart...
ÇOK TARTIŞILIR
Şu hale bakın... Komşularımızla bırakın masaya oturmayı, spor bile yapamıyoruz... Basketbol Federasyonu’nun bu son kararı çok tartışmalıdır... Ve sporun ruhuna yakışmamıştır... Spor, fanatiklere yenik düşürülmüşür.
Sizce ağustos sonunda İsrail’siz yapılacak bu turnuvayı kazanan, hakkıyla kazanmış mı olur?
Ä°KÄ°NCÄ° YAZI
Gül veto edecek mi?HAFTANIN
SORUSUNA
CEVAP
BUGÃœN itibarıyla merak doruÄŸa çıkacak... Soru ÅŸu:Â
Cumhurbaşkanı Gül askere sivil yargı yolunu açan yasayı veto edecek mi?
Bendeki kısa cevap şöyle:
Eğer Başbakan, yasanın geri gönderilmesine yeşil ışık yakmazsa, veto mümkün görünmüyor...
Yani?
Yani bir son dakika zirvesi olmazsa veto söz konusu değil... Onay var...
Bu sonuca iki gerekçeyle varıyorum...
1. GEREKÇE - Cemil Çiçek’e bir soru sordum:
"Sizce bu yasa Anayasa’ya aykırı mı?"
Cevap:
Hayır Anayasa’ya aykırı bir yanı yok...
Cemil Bey böyle bir sözü durduk yere söylemez. Son dönemde bu konularda Başbakan’la en yakın çalışan isim. Mini zirveleri o götürüyor. Yasayla ilgili hazırlıklarda o var... Yani Başbakan adına bilirkişi durumunda... Eğer Çiçek böyle düşünüyorsa Başbakan da böyle düşünüyordur... Öyleyse Başbakan’ın vetoya yeşil ışık yakması da söz konusu değildir. Bu durumda veto ihtimali kuvvetlidir...
2. GEREKÇE - Askere sivil yargı yolu açılmasında en önemli unsurlardan birisi Askeri Şûra kararlarıdır... Bugüne kadar başbakanlığı döneminde Abdullah Gül, sonra Tayyip Erdoğan (geçmişte Erbakan) ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, TSK’yla ilişkisi kesilen personelle ilgili kararların altına muhalefet şerhi koydular. Gerekçe ise, "kararların yargı yoluna kapalı" olmasıydı. Yani bu görüş Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından uzun süredir paylaşılmaktadır. Bu nedenle Gül, yargı yolunu veto etmeyecektir...
PEKİ NEDEN BİR ÇALIŞMA VAR
Bu noktada kulisleri zorlayan gerçek şudur:
Gelen tepkiler ve endişeler üzerine yasayla ilgili bir çalışma yapılıyor. Herkes bu çalışmanın bir değişiklik için yapıldığını düşünüyor. Oysa bana göre durum farklı. Bu komisyon değişiklik için değil, yasanın Anayasa’ya aykırı olmadığının gerekçelerini ortaya koymak için çalışıyor. Cumhurbaşkanı’na böyle bir rapor sunulacak.
SONUÇ Bu rapor Cumhurbaşkanı’nı tatmin ederse, (ki etme ihtimali yüksektir) veto söz konusu değildir. Askerin tepkisine gelince; Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısı, "kalıcı" bir etki yaratmamıştır. Böyle olması da doğaldır... Zaten uzunca bir süredir Genelkurmay başkanlarının açıklamaları "kişisel bir tepki" diye tanımlanmaktadır.
Öteki tarafta ise durum şudur: AB normlarına göre, "Askerin sivil yönetim üzerindeki etkisi"nin kaldırılması çalışmaları, toplumun bir kesimi tarafından "askerin gücünün kırılması" ve "rejimin tehlikeye girmesi" olarak algılanmaktadır... Oysa Hükümet bunun demokratik bir gelişme olduğunu söylemektedir... CHP ise "rejim tehlikesi" algısını tetiklemektedir. Toplum bu konuda tam bir kamplaşma içine itilmektedir. Sanıyorum Cumhurbaşkanı’nın endişesi, yasanın kendisinden çok yarattığı bu algıyla ilgilidir... Bu nedenle veto beklemiyorum. Bir ihtimal bazı ufak değişiklikler olabilir...
ÜÇÜNCÜ YAZI
Yaşasın çevre bilinci
PaylaÅŸ