Fidan’dan ABD gezisi öncesi başkentlere mesajlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisi öncesinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Anadolu Ajansı (AA) üzerinden dünya merkezlerine çok önemli mesajlar veriyor.

Haberin Devamı

Sohbetin tamamını birkaç kez okudum.

Uzun, içleri dolu pozitif mesajlar var.

Ben şimdilik kısa başlıklar halinde ABD, Suriye ve AB’ye verilenleri değerlendireceğim.

Önce ABD...

SURİYE İÇİN YEŞİL IŞIK

Bakan Fidan’ın ABD’nin PKK/YPG’ye desteğini vurguladıktan sonraki şu sözü pozitif bir mesajdır:

Suriye’nin 3’te 1’i ABD tarafından desteklenen terör örgütü PKK/YPG’nin işgalindedir. İşgal edilen bölgelerde de özellikle Suriyenin çok işine yarayacak doğal zenginlikler var, petrol başta olmak üzere. Suriye meselesinde Türkiye’nin istediği tarzda bir çözümün olması halinde diğer sorunları da Suriye’nin daha rahat çözeceğine inanıyorum.”

MESAJIN ÖZETİ: “ABD yönetimi olarak PKK/YPG’ye olan desteğini çekersen Suriye’de senin de olacağın bir çözüm için yollar açılır.” 

ŞAM’A MESAJ

Haberin Devamı

Burada Şam’a da bir mesaj var: 

Eğer normalleşme başlarsa Suriye’nin sorunlarının çözümüne ciddi katkımız olacaktır.”

YAPTIRIM YASASI VE F-35: Bizim amacımız CAATSA’dan (ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası) çıkmak istiyoruz. Çünkü Savunma Sanayi Başkanlığımız, CAATSA’ya şu anda tabi olmuş durumda. Alacağımız üründen bağımsız konuşuyorum. Bu türden hava savunma ürünleri, hava taarruz ürünleri, bunların hangisi alınır, hangisi alınmaz, hangi miktar alınır bütün bunların kararını verecek olan profesyonel yapı, Milli Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımızdır. Onlar bu noktada teknik otoritedir esas itibarıyla. Biz ise olayın siyasi boyutunu yönetmekle yükümlüyüz.

MESAJIN ANLAMI: Fidan, Türkiye’nin bu yaptırımdan çıkmak istediğini açıktan beyan ediyor. Ve eğer “F-35’lerle ilgili bir çözüm gelirse takdire şayan olur” diyerek en kritik mesajı veriyor. Yani Türkiye’nin F-35 almaya hazır olduğunu söylüyor. Örnek olarak da F-16’yla olan krizin nasıl çözüldüğünü anlatıyor. Ve şu cümle: “Bu konunun (yaptırım) artık iki ülke ilişkilerinde bir ayak bağı olduğu konusunda en azından her iki taraf da hemfikir.” 

Yani “Biz çözüme hazırız” diyor. “Her iki taraf da hemfikir” diyerek, ikili görüşmelerinde ABD’li karar vericilerden de benzeri mesajlar aldığını söylüyor. 

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Fidan’ın bu konuda çok uzun tespitleri var. Elbette devam edeceğim.

BİZİ AB’YE ALSALARDI İNGİLTERE ÇIKMAZDI

Bakan Fidan, Türkiye ile AB için de “kapıları açacak” pozitif mesajlar veriyor.

Seçildiği andan itibaren de tekrar Avrupa Birliği ile ilgili Türkiye vizyonunun değişmediğini Cumhurbaşkanımız vurgulamıştı. Ben bu konuyu açıkçası başlangıç noktası olarak ortaya koydum.”

Yani.

Bizim için değişen bir şey yok. AB üyeliği hedefimiz devam ediyor.”

Amaaaaa...

Bizi alsaydınız daha güçlü bir AB olurdu imasını şu şok yorumla netleştiriyor:

Şimdi Avrupa’nın da bir parçasısınız, coğrafi devamlılık olarak siz de Avrupa Birliği üyesi olsanız 2008-2009’lu yıllarda benim değerlendirmem Birleşik Krallık, Avrupa Birliği’nden çıkmazdı.”

Haberin Devamı

Burada çok derin bir mesaj var. 

Diyor ki;

Birleşik Krallık ve Türkiye’nin doğu ve batıdan iki güçlü aktör olarak AB’ye üye olduğu bir ortamda jeostratejik açıdan AB Atlantik tarafına sürüklenmezdi. Türkiye, daha farklı çekim dip dalgasına maruz kalmaz, AB-Türkiye yani herkes, bulunduğu yerde daha güçlü bir çekim merkezi oluşturabilirdi jeostratejik olarak.” 

Yani.

İngiltere ve Türkiye’nin üye olduğu bir AB daha bağımsız olur. Sorunların çözümünde her defasında ABD’yi beklemeyen bir güç haline gelebilir...

Umarım Fidan’ın bu sözleri şu aralar “aşırı ırkçı” yapılarla uğraşan ve Rusya’nın tehdidi altında çıkış yolu arayan AB merkezlerinde yankılanır.

NEDEN BRICS

Haberin Devamı

Türkiye’nin BRICS üyeliğine başvurması AB ve ABD merkezlerinde “Batı’dan kopuyor” yorumlarına neden olmuştu. 

Fidan, bu iddia için de çok sağlam bir mesaj gönderiyor:

Avrupa Birliği ile bizim ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı şimdi Gümrük Birliği düzeyinde ama onun da üstüne gidip üyelikle taçlansaydı belki biz birçok konuda bu türden bir arayış içerisinde olmayacaktık...”

Diplomasinin zorlu dilinde daha nasıl bu kadar açık söylenir.

Diyor ki;

“Bizi suçlamayın, hem bizi kabul etmiyorsunuz, hem de başka küresel ortaklıklarla ilişki kurmayın diyorsunuz. Ne yapalım, ticaret yapmayalım mı? Bizim tarihten gelen ittifak geleneğimiz bu.”

ORTADOĞU İÇİN KÜRESEL ALARM VAKTİ

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın New York’taki BM zirvesinden önce verdiği en kritik mesaj bana göre özetle şudur:

İsrail saldırıları ve Gazze artık risk potansiyelini bölgesel savaştan küresel savaşa yükseltmiştir.”

Fidan, Ürdün gezisinden bir de örnek veriyor:

Ürdün Batı Şeria’daki olaylara ve bir İsrail oldu bittisine karşı alarma geçmiş durumda. Ürdünlüler artık hem dostlarına hem uluslararası muhataplarına iletiyorlar. Bu alarm verici bir şey, biz şu anda Lübnan’ı düşünürken, Mısır’ı da içine alacak bölgenin tamamını içine alacak bir savaş riski her zaman için mevcut ve Netanyahu bunu ilerletmeye kararlı.”

BU MESAJIN ANLAMI: Eğer yakın bir zamanda İsrail durdurulmazsa, Ürdün’ü ve Mısır’ı da içine alacak bir ateş topuna hazır olun.

Bakan Fidan’ın AA’ya verdiği kapsamlı mülakat çok daha fazla mesajlar içeriyor.

Özellikle dünya liderlerinin toplanacağı BM zirvesi öncesinde Türkiye’nin verdiği bu mesajlar elbette çok dikkatle okunacak.

Yazıyı Fidan’ın şu önemli mesajıyla bitiriyorum:

Özellikle bölgemizdeki çatışmaların durması, Türkiye’nin ve müttefiklerinin önümüzdeki yüzyıllar boyunca bölgemizde oluşturacağı refahın ve güvenliğin de bir anahtarıdır.”

Elbette bu anahtardaki kritik rollerin başında Türkiye geliyor.

Analize devam edeceğim...

Yazarın Tüm Yazıları