En çok izlenen şoför

Seyircinin aynı anda oyuncu;

Dinleyenin aynı zamanda anlatıcı haline geldiği;

Okurun kısa metrajlı yazar olduğu bir dünya...

Mesela bir otobüs şoförünün en çok okunan anlatıcı olabilmesi gibi...

Taşlanan Fenerbahçe otobüs şoförü Nizamettin Mirvan’dan söz ediyorum.

“Mirvan taşlama sırasında kaçtı” diye gelen bir yorum. Bir telefon. Ve Mirvan’ın gerçeği manşetten anlatımı.

Üstelik olayın kahramanı, olay yerinden ve canlı olarak anlatıyor.

Pazar gecesi işte böyle bir dünyanın kapısından geçtik.

Nasıl mı?

Bir süredir, “Hürriyet Dünyası” başlığı altında yeni bir medya kurulumu hazırlıyoruz.

Hürriyet markası altında çalışan herkesin katıldığı bir düzen bu.

Gazete, internet, web TV, tablet...�

Ne kadar mecra varsa hepsinin katıldığı bir dünya.

Pazar günü Trabzon-Fener, Galatasaray-Beşiktaş maçına kilitlenen herkesi içine aldı bu dünya.

Ve işte o an;

Seyirciler oyuncu;

Dinleyenler anlatıcı haline geldi.

Erman Toroğlu bir pozisyon yorumladı;

3 saat içinde 200 bin kişi izledi, binlerce kişi yorum gönderdi.

Mesela Develi’den Ertuğrul Özkök konuştu.

Videoyu 140 bin kişi izledi ve öyle yorumlar gönderdiler ki;

O yorumlarla yeni videolar çekildi..

Karşı yorumlarla yeni bakış açıları çıktı.

Hakan Ünsal’dan Şermin Terzi’ye, İsmail Er’den Kanat Atkaya’ya tam bir Hürriyet Dünyası kuruldu.

Mehmet Arslan ve Meriç Tunca kağıdın ve dijitalin ötesine geçip yeni medyayı yaşadılar.

Elbette isimlerini bilmediğiniz onlarca editör sabaha kadar bu dünya için çalıştı.

Öylesine canlı, kıpır kıpır bir renkti ki;

Mesela Trabzonlu Zokora ile Fenerbahçeli Emre arasındaki kavga üzerine “Kim haklı?” dedik.

3 saat içinde 150 bin kişi görüşünü bildirdi.

Gecenin en önemli adamı ise;

Fenerbahçe otobüsünün şoförü oldu. “Otobüs taşlanırken şoför bırakıp kaçtı” yorumları üzerine editörümüz Kazım Ataer şoförü aradı:

“Kaçmadım” diyen Nizamettin Mirvan  taşlanma anını canlı olarak bütün çıplaklığıyla anlatınca doğrudan bir muhabir/anlatıcı haline geldi.�

Ve onun anlatımı en çok izlenen haber oldu.

Böylece pazar gecesi “Hürriyet Dünyası”na gelenler çok farklı bir ayrıcalık yaşadılar.

Çünkü yalnız seyirci değil, karar verici de oldular. Katıldılar. Anlattılar, konuştular. Oyladılar.

Hatta bazıları kendi yorum videolarını göndermeyi bile denediler.

Ki önümüzdeki dönemde bu da olacak.

Evet işte sözünü ettiğim “yeni dünya” budur.

İnsanların dijital bağlarla birbirlerine açıldığı global bir yaşam tarzı.

Düşünün ki;

Geçen hafta İngiliz hükümeti bir fon oluşturdu. İngiltere’deki tüm üniversitelerin kütüphanelerindeki eserleri, yazılmış tüm tezleri internet ortamına aldı.

Ve ücretsiz kullanıma açtı.

Bu muazzam hazine böylece insanlığın araştırma ufuklarına açıldı.

Örneğin Erzurum Üniversitesi’nden bir öğrenci Nottingham Hukuk Fakültesi’nden bir profesörün Anayasa tezine ulaşabilecek...

Sınırların kalktığı, duvarların yıkıldığı ve en önemlisi herkesin paylaşıp katılabildiği bir dünya bu...

Siz de hazırlanın artık sevgili yazar arkadaşlarım. Uzaktan ve yukarıdan konvansiyonel yazma dönemi kapanıyor. Paylaşıma ayarlı yeni bir dünya geliyor.