Paylaş
ERZİNCAN’DAN
ÇOBAN Mert gün ağarırken çıkmıştı dağlara doğru. Sürü büyüktü... Ve artık “kaval devri” geçmişti.
Çoban Mert kavalı çoktan bırakmış; sürüsünü “dronla” takip ediyordu.
Mert kavalı bıraktı, sürüsünü dronla güdüyor artık...
Hangi koyun uzaklaştı?
İleride kurt var mı?
Hepsi dronun kamerasında...
Dron'a bakıyorlar
Mert karların eridiği yamaçta bir karaltı gördü. Hareket ediyorlardı. Dronu biraz daha havalandırdı. Karaltıya doğru indirdi...
Bir de ne görsün...
Kış uykusundan uyanmış bir anne ayı. Yanında yavruları... Belli ki açlar...
Mert içinden, “İnşallah bu tarafa doğru gelmezler” diye geçirdi...
Ama baktı ki anne ayı yiyecek bulmak için kokulara doğru geliyor. Yanında küçücük yavruları...
Çayırlı’nın Çilhoroz köyünde yıllardır bu işi yapanlar bilir...
Çoban Mert de farkındaydı...
Ama ayı gelmeye devam ediyordu...
Korkup kaçıyorlar
“Eyvah” dedi Mert... “Eğer köye ya da sürüye doğru yaklaşırlarsa... Çoban köpekleri öylesine saldırır ki. Yavruları paramparça ederler...”
Tek çare var... “Dronla ayıyı korkutup kaçırtmak...”
Evet arkadaşlar...
Erzincan’ın Çayırlı ilçesinin Çilhoroz köyünden çoban Mert Yılmaz...
Anne ayı ve yavrularını korumak için dron kullanıyordu...
Dronu anne ayının tam üzerine doğru getirdi...
Yaklaştı, yaklaştı.
(Fotoğrafta anne ayının dronu nasıl hayretle seyrettiğine bakar mısınız?)
Ve dronun tiz sesi anne ayıya doğru yaklaştıkça arttı. Sonunda rahatsız olan anne ayı yavrularını alıp oradan yine ormana doğru döndü. Ve belki de hiç bilemeyeceği feci bir kaderden kurtulmuş oldu...
Çilhoroz Köyü’nden çoban Mert Yılmaz
DHA muhabiri Muzaffer Koşan bu olayı Mert Yılmaz’a sorunca şu cevabı aldı:
“Sürüyü otlatırken bozayı ve yavrularını gördüm. Bir süre onları dron kamerasıyla görüntüledim. Ayı ve yavrularının köye yaklaştığını görünce bölgeden uzaklaştırmaya karar verdim. Dağlara doğru giderse hem insanlar için hem de hayvanlar için iyi olur düşüncesiyle bunu yaptım. Köyde çoban köpeği sayısı çok, bunlar da yavru ayılara zarar verebilirdi.”
Evet sevgili Mert...
Böylece sen, belki de tarihte ilk kez dronla bir ayı ailesini kurtarmış oldun.
Helal olsun evladım sana...
NAZMİ BEY’İN TEK KİŞİLİK HANE HALKI ENERJİ DEVRİMİ
KÜTAHYA’DAN
HÜRRİYET Ankara’nın tecrübeli isimlerinden Oya Armutçu, “Evde elektrik üretip satabilir misiniz?” sorusunu sorduğunda “Kim yapar ki bunu?” demiştim...
Cevabı dün Kütahya’daki Nazmi Bey’den geldi...
Nazmi Eğret kelimenin tam anlamıyla “hane halkı enerji bağımsızlığı”nı ilan etmiş...
Her ay zamlanan elektrik fiyatlarına karşı, çatısını güneş paneliyle kaplamış.
Ürettiği elektriğin yüzde 30’unu kendi harcıyor, geri kalan yüzde 70’ini dağıtım şirketine satıyor...
İşte Nazmi Bey’in anlattığı sistem: “2019 yılında bu hibrit sistem yaklaşık 8 bin dolara mal oldu. Bunun yaklaşık amortisman süresi ise 10 yıl civarında. Akülü sistem kurmayanlar için amortisman süresi 6 yıla kadar düşüyor. 2022 elektrik tarifeleriyle birlikte yaklaşık kârım, 8 bin lirayı buldu. Elektrik fiyatlarının arttığı bir dönemde çatısı müsait olan herkese bu sistemi öneriyorum.”
ELBETTE HERKES YAPAMAZ
Tabii ki herkesin Nazmi Bey gibi kendisine ait müstakil evi yoktur...
Elbette herkesin böyle bir bütçesi de yoktur.
Ama işte bu tespit üzerine Oya Armutçu’nun asıl sorusu geliyor gündeme: “Site yönetimleri güneş enerjisi ile elektrik üretebilir mi?”
Duyduğum kadarıyla bankalar da bu tür yatırımlara kredi veriyormuş... Biraz araştırdım.
Benzeri tek kişilik yatırımları yapan başkaları da var...
KOCAELİ’NDEN
Kocaeli’nde bir mühendis. Benzeri bir yatırım yapmış.
Tek kişilik yatırımlarla enerji meselesi çözülür mü bilemem.
Ama beni burada en çok etkileyen şey...
Nazmi Bey’in DHA muhabirine verdiği bu fotoğraftır.
Önündeki bilgisayar ekranları karşısında...
Devlete elektrik satan bir barajın sahibi gibi durmuyor mu?
Aslında Nazmi Bey’in içinde gerçek bir “baraj” var... Enerji üretiyor...
Ve bu fotoğraf bana diyor ki:
Yeter ki iste... Yeter ki hayal et... Yeter ki içindeki enerjiye izin ver... Bu yaratıcı enerjiyi kilovatsaatle ölçemezsiniz.
Çünkü kaynağı insandır.
Kütahya’dan bize çok güzel bir enerji gönderdiniz.
Teşekkürler Nazmi Bey...
Paylaş