Paylaş
İzinleri ayarlıyor. Hasta randevularını organize ediyor. Önceden teknesini “daha güvenli” diye Adriyatik’ten Türkiye’ye gönderiyor.
Ve nihayet teknesiyle bir tatile çıkıyor. Ülkesinin güzelliklerini göstermek için aynı hastanede çalıştığı 3 Amerikalı doktor arkadaşını da davet ediyor.
Davet eden de Ceyhun Zincirkıran...
Ceyhun denizci büyüğümüz, komodorumuz, gazeteci olarak da duayenimiz Necati Zincirkıran’ın oğlu... Çok şey öğrendik Sadun Boro’nun can dostu Necati Abi’den. Hâlâ öğreniyoruz. Ceyhun da babadan oğula bir denizci... İşadamı...
Dr. Hakan, ABD’de aynı hastanede çalıştığı üç doktor arkadaşıyla birlikte teknesine geliyor...
Türkiye’nin güney kıyılarını görecekler... Efsane medeniyetleri, Likya yollarını gezecekler...
Bodrum’dan yelkeni açıyorlar. Didim ve Deveburnu’ndan sonra dünyanın sayılı tarihi limanlarından Knidos’a geliyorlar.
Knidos milattan önceye dayanan bir medeniyet limanıdır...
Dr. Hakan, limanın biraz açığına demir atıyor...
Ceyhun da teknesiyle iskeleye yakın demirde... Aralarında 150 metre var...
Ertesi gün Amerikalı doktorlara bir Knidos turu yapıyorlar.
Knidos; bilim, mimarlık ve sanatta da oldukça ileri bir kent. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus, doktor Euryphon, ünlü ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos burada yaşamış...
Ve...
Doktor Euryphon ve öğrencileri zamanının ikinci büyük tıp okulunu Knidos’ta kurmuşlar.
Tabii milattan önce zamanın en büyük ikinci tıp okulunun Knidos’ta kurulmuş olması ABD’li doktorları çok etkiliyor...
Knidos’u daha çok okuyorlar...
Ve akşam Knidos’un meşhur gün batımı başlıyor.
Ardından gökyüzünden aşağı doğru gümüşten bir şelale gibi dökülen ay ışığı... Yakamozlar...
Muhteşem bir manzara...
Ceyhun misafirlerini yemeğe davet ediyor. “Ay ışığı tarihi”nin muhteşem dekorunda bir akşam yemeği...
Gece yarısına doğru konuklar teknelerine dönüyorlar.
Ama bir gariplik var... Önce Dr. Hakan’ın kız arkadaşı mücevherlerini koyduğu keseyi bulamıyor.
Sonra bakıyor. Manevi değeri olan Cartier saat yok... Ve anlıyorlar ki soyulmuşlar.
Konuk doktorların cüzdanlar gitmiş. Dolarlar, Euro’lar, kredi kartları uçmuş...
Ay ışığında soyulmuşlar.
Tabii ertesi sabah Ceyhun utanç içinde...
Çünkü “güvenli” diye çağırdığı ülkesinde konukları soyulmuş...
Hem de... Acı bir tesadüfle...
Milattan önce zamanın en büyük tıp okulunun kurulduğu Knidos’ta...
2 bin yıl sonra doktorların soyulmasına tanık oluyorlar...
Ceyhun beni arıyor. “Hemen bildirin” diyorum... Ertesi gün Sahil Güvenlik’e bildiriyorlar...
BAŞKALARI DA VAR, ACABA ÇETE Mİ?
Son dönemde özellikle Bodrum ve Kindos merkezinde çok fazla soygun ihbarı oldu.
Örnek mi?
2020 Temmuz: Ertan Kaptan, Benetteau 43 teknesiyle Bodrum Çökertme tarafına geliyor. Tekneyi Rose Mary Lokantası’nın önündeki tonoza bağlayıp, botlarıyla yemeğe çıkıyorlar. 24 Haziran gecesi saat 23.00’te teknelerine döndüklerinde tam bir şok yaşıyorlar. Teknenin içi savaş alanı gibi. Bütün elektronik cihazlar gitmiş. Gönül Hanım’ın sırt çantası, pasaportlar, paralar, kredi kartları... Soyulmuşlar. Hırsızlar küçük botun motorunu bile alıp gitmişler. Aynı gece başka tekneler de soyulmuş...
Temmuz başı: Bodrum, Yalıçiftlik, İçmeler sahillerinde tonozda duran teknelerin elektronik cihazları ve kıçtan takma motorları çalınıyor. Sonuçta Gümbet’te jetski’li birisi bir tekneye girerken yöre insanları tarafından yakalanıyor. Ama yine sonuç yok...
12 Temmuz: Beşiktaşlı yönetici Sinan Vardar’ın Türkbükü’nde demirde duran teknesine gece giren hırsızlar tüm elektronik cihazları çalıyorlar. Aynı günlerde Tilkicik, Hebil, Yalıkavak ve Gölköy’de 9 tekne daha soyuluyor. Bir de otelin 8 metrelik Tender’ı çalınıyor...
18 Temmuz 2020: İsviçreli çift, Gillaux ve eşi Deveburnu’nu dönüp Knidos’a geliyorlar. Yıllarca dostlarından dinledikleri, kitaplarda okudukları o tarihi görecekler. Akşam yine ay ışığında iskeleye çıkıp yemek yiyorlar. Teknelerine döndüklerinde tam bir şok yaşıyorlar. Şifreli kasaları yerinden sökülmüş. İçinde ne varsa alınmış. Mücevherler, Euro’lar yok. Olayı yetkililere bildiriyorlar.
TÜRKİYE YAT TURİZMİNE ZARAR
Bu soygun olaylarını takip eden Naviga dergisinden Erol Kepenek’ten çok önemli bir uyarıyı da aktarmam gerekiyor:
“Türkiye’ye gelecek yatçılar öncelikle ‘www.noonsite.com’ adresindeki ‘Turkey’ sekmesine bakarlar. Bugüne kadar o sitede Türkiye için hep ‘güvenli’ ifadesi kullanılırdı. Ancak son dönemde bu hırsızlık olayları nedeniyle o ifade değişti. Yerine ‘Türkiye’de popüler yerlerde demirdeki teknelerden geceleri hırsızlık ihbarlara geliyor’ uyarısı var.”
Tabii bu Güney kıyılarımızdaki yat turizmi için son derece zararlı bir durum...
Eminim güvenlik kuvvetleri bu konuyu aydınlatacaktır.
Birkaç hırsızlık olayı Türkiye yat turizmine balta vurmamalı.
Çünkü...
Ay ışığı ve tarih bizim denizlerin en güzel dekorudur...
Paylaş