Paylaş
Kendilerince haklıdırlar. Görüşleridir. Saygı duyarım. Önce benim de tepkilerim vardı... Ama sonradan tam tersi noktada yazılar kaleme aldım...
Niye? Çünkü diplomasinin yeraltında önemli gelişmeler oluyordu...
İnce diplomasinin “nakış sesleri” geliyordu... Örneğin önceki hafta...
Sinan Narin’in ABD de şartlı serbest bırakılarak Türkiye’ye dönmesine izin verilmesi... Bunun çok önemli bir gelişme olduğunu söylemiştim.
ABD yönetiminden gelen bir pastı bu...
Ertesi gün Adalet Bakanı Gül, Ankara’nın bu pası aldığını ima eden bir açıklama yaptı.
ABD’nin Ankara’daki Büyükelçiliği’ne saldıranlarla ilgili olarak “yabancı bir devlete hasmane tavır” kovuşturmasına izin verdiğini duyurdu. Elbette bu bir rastlantı değildi.
Diplomatik bir jestti... Ve dün...
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan çok önemli bir açıklama geldi:
“ABD ile Menbiç’te ortak devriye çalışması başlayacak...”
Bu da çok önemli bir gelişmedir arkadaşlar... Daha önce yazdığım jestlerin sahadaki işbirliği halidir.
Türkiye’nin Suriye’nin geleceği konusunda Rusya ile tarihi anlaşmaya vardığı günlerde Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün bu açıklamayı yapması çok önemlidir...
“Diplomasinin yeraltındaki nakış sesleri”nin yer üstünde resmiyet kazanmasıdır. Ama dikkat edin... Artık Türkiye-ABD ilişkileri çok farklı bir noktadadır...
Açıktan söylüyorum ki...
Türkiye onurlu ve dik duruşuyla hoyratlık değil, kendini anlatmıştır. Hem de en diplomatik şekilde anlatmıştır... Yani...
“Ya Rusya ya ABD” sloganı değil... Türkiye’nin öncelikleri dikkate alınarak, ona göre bir ince diplomasi uygulanmaktadır...
ORTAK DEVRİYE
Menbiç’deki “ortak devriye” gelişmesi bende yine pozitif bir izlenim bırakmıştır.
Türkiye’nin dünyaya anlatmak istediği öncelik açıktır: “Milli bekamız, milletçe menfaatlerimiz neredeyse ona göre tavır alırız... Burada esas olan, müttefiklerimizin de kendi menfaatleri açısından bizi anlayışla karşılayıp bir orta noktada buluşabilme inceliğini gösterebilmeleridir.”
İşte bugün olanların özeti budur arkadaşlar... İşte yine yazıyorum:
Önümüzdeki bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Trump arasında bir görüşme olacaktır... Başkası mümkün değil... Çünkü Trump yönetimi Türkiye’nin bu bölgedeki lider ülke konumunu kavrama noktasındadır...
Yani... Hızlı bir normalleşme süreci geliyor... Üstelik Türkiye’nin istediği şekilde...
Bekleyelim, görelim.”
Arkadaşlar! Bu yazıyı Türk-ABD ilişkilerinin en gerilimli günlerinde yazmıştım. 22 Eylül’de... Başlığı da “Demiştim demek istemiyorum ama...” idi.
Geldik bugüne... Normalleşme hızla sürüyor. Trump’tan Türkiye’yi öven açıklamalar geliyor. Yakında ABD’nin Ankara Büyükelçisi de gelecektir.
Bütün bunları şu nedenle hatırlatıyorum...
Önceden yazmıştım türünden bir ifadeyle kendimi övmek için falan değil.
“Ben bu işleri iyi bilirim” gibi bir ukalalık için hiç değil.
Yalnızca bu hatırlatmayı şunun için yaptım:
Gerilimli günlerde Türkiye’yi zor durumda görmek için çalışan fesat yuvalarına...
Ellerini ovuşturan vurguncuların oyunlarına...
Krizden medet uman Türkiye düşmanlarının bu habis gazlarına, korku tünellerine kanmayın...
“Eyvah! ABD ile koptuk. Ekonomi ne olacak?” gazları karşısında...
Paniklemeyin... Korkmayın...
Türkiye büyük bir devletin adıdır.
Bu da bir “Kendine güven” yazısıdır...
İyi hafta sonları...
Paylaş