Davutoğlu görevi bıraktı, halk bu olayın neresinde

BAŞBAKAN Davutoğlu’nun “Görevi bırakıyorum” dediği saatlerde...

Haberin Devamı

Ben Siirt Havaalanı’na inmiştim...

 

Siirt Üniversitesi’nde Ortadoğu ve Türkiye konulu bir panele katılıyorum.

 

Televizyonlar, internet siteleri en yüksek perdeden Davutoğlu’nu yayınlıyordu.

 

Biz Siirt’te sohbet halindeydik.

 

Yanımda bir muhtar, karşımda bir bal üreticisi.

 

Konu belli.

 

Muhtara sordum:

 

- Ne diyorsun bu işlere?

 

Şimdi aktaracağım cevap, petek balından süzülmüşçesine saf bir Anadolu yargısıdır:

 

Haberin Devamı

- Abi bin tane laf olur bizde. Ama lafı ağızda kurutursan. Bak geriye ne kalır. Bak mesela şimdi şu indiğin havalimanı var ya...

 

- Evet ne olmuş?

 

- İşte bu alan bizi kuyudan çıkardı. Dünyaya açtı. Gözümüzü açtı. Ticaretimizi açtı.

 

- Yani?

 

- Abi Davutoğlu da iyidir hoştur. Ama biz işi yapana bakarız. İşte bu havalimanı açıldı. Yollar geldi. Arkasından barajlar açıldı. Boşuna akan sulardan hayat geldi. Laf üstüne laf koyana değil. Taş üstüne taş koyana bak sen.

 

Sonradan anlıyorum ki...

 

Siirt Havaalanı yıllarca trafiğe açılamamış. Yolcu yokmuş. 2003 yılında göreve gelir gelmez Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım açmış havaalanını. Trafiği hareketlendirmiş.

 

O zamanlar yer hizmetlerini yapan özel şirketler yolcu olmaz diye gelmemişler. Onu da Devlet Hava Meydanları İşletmesi üstlenmiş..

 

Haberin Devamı

Şimdi Siirt oradan dünyaya bağlı bir hayat sürüyor.

 

Ve önce şu söz var.

 

Tayyip Bey kimi isterse odur.

 

Sonra havaalanını açan, taş üstüne taş koyan diye Binali Yıldırım adı geliyor.

 

Başbakan oldum diye Tayyip Bey’in liderliğini paylaşmayacak bir isim diye görüyorlar Yıldırım’ı.

 

Eski dost diyorlar.

 

Üniversiteye giderken mühendislik fakültesi hocalarıyla sohbet ediyorum.

 

Onlar da havaalanının mucizesini anlatıyorlar.

 

Siirt’te yaşayan genç bir öğretim görevlisi şöyle diyor:

 

- Burada yaşayıp, hafta sonu kilometrelerce yol gitmek yerine, 2 saatte Aydın’a gitmek nasıl bir duygu bilseniz.

 

Bunları şunun için aktarıyorum.

 

- Siyasetin, polemik yüklü bulutları arasında, olayları kulislere ve iktidar oyunlarına göre analiz etmek başka.

 

Haberin Devamı

Doğrudan halkın sokaktaki “en saf duygusu”na göre bakmak başka.

 

Bir arkadaş diyor ki:

 

“Ben benim için çalışana bakarım. Memleketimde taş üstüne taş koyana, yatırım yapana, iş sahası açana, dünyamı açana bakarım. Yoksa uzun konuşmalar, ağdalı sözler beni çok ilgilendirmez.”

 

Zaten AK Parti iktidarının seçimlerde kullandığı en büyük koz da bu değil miydi?

 

Rahmetli Demirel barajlarla anılırdı. Rahmetli Özal, “transformasyon” diye geldi. Muazzam altyapı devrimleri yaptı. Köprü dedi...

 

Sözler, nutuklar gitti... İcraatlar kaldı...

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da her açılış töreninde bunu işledi.

 

Laf değil, icraat...

 

Açık olan şey şudur ki...

 

Davutoğlu’nun görevi bırakması, kendisine verilen görevin tanımıyla ilgili olarak yaşadığı bir “algı yanılması”ndan ibarettir.

 

Haberin Devamı

Yoksa Tayyip Erdoğan AK Parti’nin doğal ve tartışmasız lideridir.

 

Eğer siyaset, konuşmakla, nutukla olsaydı.

 

Meclis’teki grup toplantıları seçimleri belirlerdi. Salonlardaki kongre nutukları CHP’yi sürekli iktidar yapardı.

 

Ama hayır Siirt’teki muhtar doğruyu söyledi.

 

Aslolan hizmettir. Taş üstüne taş koyup milletin hayatını kolaylaştırmaktır. Projedir...

 

GARNİZON YERİNE ÜNİVERSİTE

 

Önce Vali Mustafa Yorulmaz’ı kutladık. Çünkü bir vali olarak, halkla devlet arasındaki o “bürokratik oligarşiyi” kırmış.

 

Siirt Üniversitesi Rektörü Murat Erman ve yönetimi, Siirt’in hayatına bir mucize gibi girmişler.

 

Geçen yıllara göre baktım.

 

Üniversiteyle birlikte Siirt gelişmiş. Ticareti artmış. 10 bin üniversite öğrencisiyle, kentin hayatında ticaret başka bir boyut kazanmış.

 

Haberin Devamı

Eskiden Anadolu şehirlerinde ticareti “garnizonlar, oraya gelen askerler” hızlandırırdı.

 

Şimdi garnizonların yerini üniversiteler alıyor.

 

Üniversitedeki panele gelince.

 

Konusunda uzman profesörler. Limak Holding’in yönetim kurulu başkanı Nihat Özdemir... (Siirt’e yaptığı yatırımlarla ve yardımlarla şehrin sevileni olmuş.)

 

Siirt’in evladı olmaktan öte “gönül insanı” haline gelmiş Ethem Sancak. (Yolda yürürken onu gören sarılıyor.)

 

Ve 20 yıl öncesinden gelen o “ses”...

 

Bunlar da bir sonraki yazıya...

Yazarın Tüm Yazıları