Paylaş
1) Ukrayna’da müthiş bir savaş daha başlıyor.
Ama bu defa yıkmaya değil, yapmaya ayarlı bir savaş:
- İmar savaşı...
Tahrip olan altyapıyı, yıkılan binaları, yolları, köprüleri kim onaracak?
İşte bu soru, dünyada üst sıralarda olan Türk müteahhitleri ile Batılı ülkeler arasında kıyasıya bir rekabete yol açıyor.
Kim kazanacak?
Bu keskin rekabet içinde Türkiye önemli bir atak yapıyor.
2) SAVAŞI İMARA ÇEVİREN MEKTUP
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile son görüşmesinden sonra...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk girişimleri başlatıyor. Ticaret Bakanı Muş atağa geçiyor. Ardından Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Ukrayna Altyapı Bakanlığı’na bir mektup gönderiyor.
Mektup etkili de oldu.
Eren’in, Ukrayna Altyapı Bakanlığı’na gönderdiği mektubun özeti şöyle:
“Bildiğiniz gibi savaş halindeki Ukrayna’da en büyük altyapı faaliyetlerini Türk firmaları yürütüyor. Yaklaşık 3 milyar dolarlık şantiyeler şu anda beklemede. Önümüzdeki dönemde Ukrayna barışa kavuşunca bu altyapı faaliyetleri yeniden başlayacak. Bildiğiniz gibi Türk mühendis ve müteahhitliği dünya çapında bir noktaya gelmiştir. Türk müteahhit ve mühendisliği Ukrayna’nın yeniden imarında çok önemli bir rol alabilir...”
3) AB’DEN KARŞI ATAK
Türkiye bu girişimi yaparken Batı’dan bir başka atak geliyor...
Öneri şu: “Ukrayna’yı bölgelere ayıralım. Her bölgeye talipler belirleyelim. Finansmanını da biz yapalım.”
Tabii bu plan, Türkiye’yi dışlayan bir plandı... Bu gelişme üzerine Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Ticaret Bakanı Muş ikili görüşmelerle Türkiye’nin ağırlığını artırıyor.
Kiev Büyükelçisi Yağmur Ahmet Güldere müthiş bir çaba harcıyor. Rusça da bilen Büyükelçi Güldere’nin Kiev’deki ilişkileri etkili oluyor.
Türkiye’nin Ukrayna’ya ilettiği tez ise şu:
“Amerikalılar, Avrupalılar bu şartlar altında zor gelirler. Ayrıca finansman kredisini de hibe etmeyeceklerdir. Maliyeti yüksek olur. Siz finansmanı bulursanız biz daha ucuza yaparız.”
Ukrayna, Türkiye’nin bu teklifine sıcak baktığını söylüyor. Bu noktadaki gelişmeleri Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren şöyle anlatıyor: “Biz sanmıyoruz ki Avrupalılar, Amerikalılar bu şartlarda gelip Ukrayna’da şantiye açsınlar. Onların risk alma çizgileri bize göre çok farklı. O nedenle biz ümit ediyoruz ki Ukrayna’yla birlikte biz çalışmaya başlayacağız. Proje desteği de vereceğiz. Dışişleri ve ticaret bakanlarımızın temasları sürüyor.”
4) O MEŞHUR KÖPRÜYÜ TÜRKLER ONARIYOR
Türkiye ile Ukrayna arasında başlayan görüşmelerin en somut örneği, savaşın sembolü haline gelen İrpin Köprüsü’nün onarımı oluyor. Ukrayna ordusu, Rusya’nın Kiev’e girmesini önlemek için lojistik değeri çok kritik olan İrpin Köprüsü’nü patlatmıştı. Bu köprü Kiev için son kaleydi.
İşte bu köprüyü şimdi bir Türk şirketi onarmaya başladı.
Düşünün... Savaşın ortasında.
Yukarıdan her an bir füze gelme ihtimali varken. Bir Türk şirketi yabancı bir ülkede o önemli köprünün yerine bir yenisini yapıyor.
Hem de askeri açıdan çok önemli bir köprüyü. Dünyada bunun başka bir örneği var mıdır, bilemem. Ama sanıyorum ki... Türk müteahhit firmalarının, riskli bölgelerde çekinmeden iş almalarının en somut örneği budur. Yani Afrika içlerinden Güney Amerika’ya ve savaş bölgelerine kadar ihale alan bizim müteahhitlerin bir özelliği de budur.
5) 3 MİLYAR DOLARLIK ŞANTİYE
Türkiye’nin Ukrayna’daki bu kıyasıya rekabette şansı 3 nedenle yüksek görülüyor:
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Zelenski arasında güvene dayalı kuvvetli bir dostluk var.
2- Türk firmalarının risk alma seviyesi, Batılı şirketlere göre çok daha yüksek...
3- Türk şirketleri şu anda Ukrayna’da yaklaşık 3 milyar dolarlık iş yapıyorlar ve şantiyeleri de hazır bekliyor.
6) UKRAYNA-LİBYA FARKI
Türk firmalarının savaş halindeki bir ülkede şantiyelerinin zarar görmemiş olması, bana Libya’yı hatırlatıyor.
Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren’e bu farkı soruyorum.
İşte cevap:
“Libya’da iç savaş çıktığı zaman oradaki şantiyelerimizin tamamı yöredeki yerliler ve yerli çalışanlar tarafından talan edildi. Bütün makinelerimiz çalındı. Yani şantiyelerdeki musluklardan lavabolara kadar, camlar çerçeveler çalındı, talan edildi. Oysa Ukrayna’da bizim şantiyelerimizin bulunduğu bölgelere Rus birlikleri geldiler. ‘Siz kimsiniz?’ diye sordular ve ‘Biz Türk şantiyesiyiz’ dendiğinde ‘Siz işinize devam edin’ diyerek gittiler. Aynı şekilde Rus birliklerinin olmadığı Ukrayna bölgelerinde de o savaş karışıklığına rağmen hiçbir talan ya da çalma olmadı. Ukrayna halkı o zor günlerinde bile hiçbir şey yapmadı. Talan olmadı.”
Tabii bu cevap bir “medeniyet farkını” da ortaya koyuyor.
İşte bu nedenle Türk şantiyeleri şu anda altyapı yatırımları için hazır bekliyor.
Önümüzdeki dönemde savaşın biteceğini umalım.
Rusya’nın bu azgın ve acımasız füze saldırılarının durmasını...
Ayrıca Ukrayna halkına huzur dolu günler diliyorum.
Paylaş