Paylaş
Bodrum’dan Fethiye’ye kadar dünyanın en güzel koylarındaki plajları paralı yapan beton ve iskele işgaline karşı ne yapıldığını soruyordum.
Sorulara karşı bir sessizlik vardı.
Neredeyse isyan noktasındaydım. Ve nihayet bir ses geldi.
Marmaris Belediyesi Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan açıksözlü olarak soruları yanıtladı.
Kendisine buradan teşekkür ediyorum.
Önce gelişmeler:
- SELİMİYE, ORHANİYE, KOCABAHÇE YIKIMLARI: “Selimiye, Orhaniye, Kocabahçe, Bozburun gibi koylardaki kaçak yapı ve iskeleleri belirledik. Kararlar alındı. Sezon sonu yıkımlar olacaktır.”
- İMAR KANUNU ENGELİ: Dursun Kaplan yıkımların neden geciktiğini de şöyle açıklıyor:
“İmar Kanunu’nun 32 ve 42’nci maddeleri kaçak yapının yıkımını engellemek isteyen kötü niyetlilere olanak sağlıyor. Biz yıkım kararını muhtarlığa bildiriyoruz. Kaçak yapı sahibi aynı gün idare mahkemesine gidip durdurma kararı alıyor. Elimiz kolumuz bağlanıyor. 32’nci ve 42’nci maddeye sığınıyorlar. Bu maddeler üzerinde yeniden çalışılmalı.”
Anlaşılan odur ki...
Kaçak yapı sahibi kanundaki bu boşluğu biliyor.
Kaçak yapıya başlıyor. İhbar yapılıyor. Belediye gelip yıkım için zabıt tutuyor.
30 gün süre veriliyor. Bu 30 günde kaçak yapı sahibi çatıyı kapatıyor. Ardından yıkım için muhtarlığa haber veriliyor. İşte bu noktada ‘uyanık işgalci’ idare mahkemesine gidip yıkımı durduruyor. Belediyenin eli kolu bağlanıyor. Yıllarca süren mahkemeler var. Başkan Yardımcısı Kaplan bu kararların örneklerini de gönderdi.
KIYILAR NASIL DENETLENECEK
Bin mili aşkın bir sahil şeridi düşünün.
Cennet koylar...
Bir Marmaris ya da Bodrum Belediyesi hangi donanımla bu kıyıları denetleyecek?
Dursun Kaplan bunun için de bir örnek veriyor:
“Binlerce millik kıyları denetlemek için ciddi bir deniz araç filosu gerekir. Yolu olmayan koylara nasıl ulaşacaksınız? Çok ciddi bir denetim sorunumuz var.”
Umarım bu eksiklikler hükümet tarafından görülür ve yeni düzenlemelere gidilir.
İmar Kanunu’ndaki bu boşluğun ve Bölge İdare Mahkemesi’nin kararlarına dikkat çekiliyor.
Aslında mahkeme ne yapsın. İmar Kanunu’ndaki maddeler hâkimlerin de elini bağlıyor.
Yarın gelişlemelere devam edeceğim.
TERÖRÜN EN KİLİT CÜMLESİ SÖZCÜ İBRAHİM KALIN’DAN
CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, terör tanımındaki çifte standart için çok kritik ve önemli bir örnek veriyor:
“Ne yazık ki Batı ülkeleri bir terör örgütünü tanımlarken, kendileri için tehdit olup olmadığına bakarak karar veriyor.”
Kalın, örnek de veriyor:
“DAEŞ’in durumu... Ne zaman ki bu terör örgütü Batılı ülkelerde eylemlere başladı, o zaman harekete geçip terör örgütü olarak tanımladılar. Bakın bugün Necmettin Öğretmenimizin katli var. Daha önce şehit olmuş öğretmenlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz, vatandaşlarımız var. Ama bunu yapan PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamakta zorlanıyorlar. FETÖ’yü terör örgütü olarak görmüyorlar.”
Terörün ve terör örgütünün tanımı konusundaki bu çifte standart önümüzdeki dönemin en önemli sorunlarından birisi haline gelecek.
Bugün Almanya ile yaşanan krizin de temelinde bu sorun var.
Paylaş