Paylaş
Bu nedenle soruyorlar:
- Bu durumda nasıl olur da Türkiye ambargoya rağmen Rusya ile enerji işbirliği yapar?
- AB üyesi olmak isteyen, NATO üyesi Türkiye nasıl olur da ABD ambargosuna rağmen Putin’le yakınlaşır...
- Ortak enerji projesi yapar, nükleer santralı Rusya’ya verir?
Bu sorunun cevabını bu dünyada bulamazsınız.
Çünkü gerçek, başka dünyalardaki ortaklıktadır.
Nedir o başka dünyaların ortaklığı?
Anlatayım...
Ortaklığın kod adı Alpha’dır...”
ANTLANTİS GÜNLÜĞÜ
Öte dünyaların ortaklığı Atlantis günlüklerinde yatıyor...
Merak eden incelesin.
İnsanlığın uzay macerasındaki en büyük proje... Uluslararası Uzay İstasyonu projesi.
Yani Atlantis...
Dünyadan 350 km yüksekte kuruldu... 5 bin gündür değişen astronotların yaşadığı bir istasyon bu.
Ve insan ırkının yeni dünyaları keşfetme ve yaşam formu geliştirmesi üzerine çalışır.
Peki projenin en büyük iki ortağı kim?
ABD ve Rusya...
E peki ne oldu ambargoya?...
Dünyada başka, uzayda başka mı?
Hatta ortaklığı 2020 yılına kadar uzattılar...
O yüzden siz bu dünyadaki kayıkçı kavgasına kanmayın diyorum.
Bu gezegende menfaatler çatışırken yeni gezegenler için ortak menfaatler birleşebiliyor.
Uzaydan bakınca durum böyle... Yeryüzünden bakınca farklı.
Bugün böyle, yarın değişebilir...
Dünyanın yeni enerji haritasında kendisini önemli bir aktör olarak hissettirmek isteyen Türkiye, akıllıca davranmıştır.
Rusya ile enerji görüşmeleri bu nedenle korkulacak değil, dikkatle izlenip desteklenecek bir eko-diplomasidir..
Eko-diplomasi gerçeğine yeryüzünden değil, uzaydan bakın.
ABD ve Rusya’nın kurduğu Atlantis istasyonu bu durumu çok güzel anlatıyor.
Gördüğünüz gibi bu gezegende itişseler de başka dünyaları birlikte arıyorlar... Ambargo yeryüzü itişmesidir.
NESRİN
BELLİ ki günlerdir içten içe ağlıyordu...
Bir türlü anlatamadı derdini...
Annesi de çare olmadı... Düğün günü yaklaşıyordu. Ve önceki sabah erkenden kalktı. Gizlice babasının av tüfeğini alıp odasına geçti. 18 yaşındaki bir hayatın karardığı andır bu...
Binlercesi gibi...
Bu defa Van’da...
Nesrin de baskıya, zorlamaya, töreye direnemedi. Ne garip...
Ve ne acı...
Nesrin’in feodal baskılar yüzünden intihar ettiği saatlerde...
Başbakan ‘İnovasyon Haftası’nda konuşuyordu...
Yaratıcılık üzerine konuştuğumuz bir Türkiye’de, yaratılmışların çaresizliği ve intiharı ürpertici bir tesadüftür...
Nesrin’in intiharı şimdi jandarma soruşturmasında...
Sonuç elbette sıfır..
Kimse gidip o babaya sormayacak:
“Kardeşim niye zorluyorsunuz bu kızları!?...”
Zorla insan hayatı karartmanın bir cezası var mıdır?
BU SESİ DUYDUNUZ MU?
İZ TV’ye bayılıyorum.
Belgeselin, doğanın ve insan hikâyelerinin kanalı. Dün Artvin Arhavi Kamilet Vadisi’ni izledim.
Aman Allah’ım ne kadar güzel bir ülkemiz var...
Karadeniz’in yeşilini, dağlarını nerede bulursunuz... İskoçya’mızdır bizim.
Fiyortlarımız...
Kamilet Vadisi’nde bal yetiştiren Mehmet Can şöyle diyordu:
“Biz hükümetten bir şey istemiyoruz. Yeter ki buraya beton, egzoz, yağ kokusu, gürültü gelmesin...
Gerekirse elektrik bile istemiyoruz...
Doğamıza dokunmasınlar yeter...”
Şehirlerin ortasına betonları birer hançer gibi saplayan bu düzene karşı...
Daha ne desin Mehmet Can...
Paylaş