Böyle kaza olur mu... Koylarda denetim olmayınca hızlı botlar ölüm kusuyor...

İşte İzmirli dişçi kardeşim Özgür Güner...

Göcek’te yüzerken üzerinden bir hızlı bot geçiyor.

Ne yazık ki günlerce ölümle pençeleştikten sonra Özgür’ü kaybediyoruz.

Şimdi buna “kaza” mı diyeceğiz.

Göcek Körfezi’nde hız sınırı 6 mildir.

Koylarda ise hız sınırı 3 mildir.

Liman başkanlığı daha dün anons ediyor.

Bir denizci okurum kaydedip göndermiş:

“Göcek adaları ve körfezde seyreden gemilere duyurulur... Körfezde hız sınırı 6 mil olup, liman içinde 3 mildir. Tüm kaptanlarımızın bu konuya önem vermeleri duyurulur...”

Bu anonslar, yasalar, yönetmelikler var ama.

İnsanda saygı ve medeniyet olmayınca kimin umurunda...

Özgür Güner

O hızlı botu kullanan cahil, Özgür’ün üzerinden öylesine hızla geçiyor ki.

Görmüyor.

Feci bir ölüm.

Şimdi bu ölüme nasıl “kaza” deyip geçebiliriz.

Kara trafiğinde hız sınırının üzerindeki ölümlerde ne oluyor?

Ölüme sebebiyet verme diye bir suç var.

Ama denizde sanki normalmiş gibi, “kaza” diye geçiliyor.

Bu yüzden de önü alınamıyor.

Özgür’ü öldüren hızlı bot sahibi acaba ne ceza aldı?

Ne yazık ki;

Dev motoryatlar arkalarında 500 beygirlik 9-10 metrelik hızlı botlar taşıyor.

Ve o koylarda, körfezlerde jet hızıyla “mayın” gibi dolaşıyorlar.

Gidin Göcek Körfezi’ne;

6 mil hız sınırına uyan böyle bir bot göremezsiniz.

Hisarönü, Gökova körfezlerinde farklı mı?

Boğaz’da farklı mı?

Ehliyetsiz, deniz kurallarını bilmeyen cahiller, jet ski ve hızlı botlarla basıp geçiyor.

Yüzen mi var... Teknede çocuk mu var... Ateşte kaynayan yemek mi var...

Yarattığı dalga demirdeki teknelere fırtına gibi vuruyor.

SAHİL GÜVENLİK FAKTÖRÜ

Ankaralı bir işinsanının çocuklarıyla birlikte Bodrum’da kayalara bindirdiğini hatırlayın.

Feci şekilde ölüm.

Hepimiz üzülmüştük.

Kullandığı jet ski ile feci şekilde ölen kardeşimizi hatırlıyorum. 

Daha 1 hafta önce hızlı bot yüzen bir kişiye çarptı. Neyse ki ölüm olmadı. Geçmiş olsun...

Tamam geçmiş olsun ama;

Bu kazaların da ders olması lazım.

Açık denizlerde yapılacak hızları, dar körfezlerde yapmak ölüme davetiye çıkartmaktır.

Bizim körfezlere dönersek;

Başta Fethiye, Göcek ve Hisarönü körfezlerinde Sahil Güvenlik’in mutlak denetimleri sıkılaştırması gerekiyor.

Cezaların artırılması. Gerekirse hız sınırını aşan deniz araçlarına belirli bir süre için el konulması gerekiyor.

Tabii bunun için sahil güvenliğin üzerindeki yükleri de almak gerekiyor.

Dünyada başka bir örneği olmayan “mavi kart” saçmalığı gibi...

Teknelerin tanklarındaki dışkıları almak için tekne görevlendirilmiş. Bu yüzden de sezonun başında bir yere demir atıp bağlanan motor yat, sezon sonuna kadar aynı yerde kalıyor.

Atık teknesi olduğu için yerinden kıpırdamıyor. Ama bu arada jeneratör dumanı, yağı denizde...

Dünyanın hiçbir denizinde aynı yerde bu kadar uzun süre demirleme ve kıçtan karaya izin verilmez.

Asıl kirlilik budur.

Tabii sahil güvenliğin başında bitip tükenmek bilmeyen bir “düzensiz göçmen” peşinde koşma durumu da var.

Sonuçta koylardaki, körfezlerdeki hız sınırı mutlak denetlenmelidir.

Tabii her şeyi devletten, yasaklardan beklemek de yanlış.

İnsanımızın da ötekine saygıyı ve deniz kültürünü öğrenmesi lazım.

Ömründe dümen tutmamış birisine deniz ehliyeti verilirse olacağı budur.