Bir Beyoğlu mucizesi

DÜNYA mezhep ve inanç savaşlarıyla kıvranırken, Beyoğlu’ndan o kadar anlamlı bir barış rüzgârı yükseldi ki...

Haberin Devamı

Bir Beyoğlu mucizesi

Hiç uzatmadan anlatıyorum:
Beyoğlu’nu ıslah çalışmalarını yürüten Başkan Ahmet Misbah Demircan büyük bir çöp alanını düzeltme kararı alıyor...
Yer Bomonti Hilton Oteli’nin arkası...
Hemen kamulaştırma için harekete geçiliyor...
Belediye hukukçuları arazinin tapu kayıtlarına bakıyor ve kök tapu araştırmasında çok ilginç bir sonuca ulaşılıyor.
Arazi Musevi cemaatine ait çıkıyor...
Ancak cemaatin böyle bir araziden haberi yok...
Bu durumda ne yapılabilir?...
Musevi cemaatinin haberi olmadığı için inşaata hemen başlanabilir...
Kamulaştırılabilir...
Ama başkan böyle yapmıyor, hukukçularını topluyor ve kararı açıklıyor:
‘Arkadaşlar, bizim inancımızda kimseye haksızlık yapılmaz. Ben Musevi Cemaati Vakıf Başkanı’nı arayacağım, arsanın kendilerine ait olduğunu söyleyeceğim ve bir proje önereceğim.’
Başkan Demircan, Musevi Cemaati Vakıf Başkanı İshak İbrahimzadeh ile buluşuyor.
Başkan bir teklif yapıyor, Vakıf Başkanı karşı bir teklif yapıyor ve o dakika el sıkışıyorlar.
Şimdi Beyoğlu Belediye Başkanı, Musevi Cemaati Vakfı için dünyanın en son teknolojisi ile bir yaşlılar yurdu yapıyor.
5 bin metrekarelik bir alana yerleşecek bu yurt, aslında bu topraklardaki inanç ve hoşgörü zenginliğinin bir anıtı olacak.
Dünya, Gazze’de ve birçok yerde, öteki dünyada cennete gitmek için bu dünyayı cehenneme çevirenlerin acısıyla kıvranırken Beyoğlu’ndan yükselen bu hoşgörü anıtı umarım her yerden görülür.
Bu haberi duyup da Başkan’a sorunca tek cümlelik bir cevap alıyorum:
‘Müslümanlığı dünyaya kötü göstermek isteyenler bizim bu yaklaşımımızı bilsin isterim.’
Evet, belki uzun bir sohbetti ama bana göre hepimizin ihtiyacı olan hoşgörüyü Beyoğlu’nda bulmak açısından anlamlı oldu.
Türkiye Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Karacaoğlan’dan Neşet Ertaş’a, Hacıbektaş-ı Veli’den Heybeli’deki Rahip Elpidoforos’a kadar bir büyük kültürün ve inanç zenginliğinin atlasıdır.
Bunu bir kez daha hatırlattığı için Ahmet Misbah Demircan’ı alkışlıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları