Bir Ankara klasiği: Cumhurbaşkanı kim olur?

Yine tam bir “Ankara klasiği” yaşanıyor.
Kulisler, tahminler, oranlar, beklentiler, senaryolar, desteksiz atışlar havalarda uçuşuyor.
İktidar kulislerinde, muhalefet koridorlarında trafik yoğun.
“Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olacak mı?”
Benim Ankara’dan edindiğim izlenime göre, ibre Erdoğan’ın adaylığı yönünde.
AK Parti tabanı genel seçimlerde “Erdoğan’sız kalmaktan” endişe duyuyor.
Ama aynı zamanda, “Çankaya onun hakkıdır” diyenler de çoğunlukta.
Hatta kulislerde seçimlere yönelik tahminler bile var.
Eğer Erdoğan aday olursa ne olur?

KÖLN ARENA STADI ÖNEMLİ

Kulislerinden süzdüğüm tahminler şöyle, ki ben de katılıyorum:
Tayyip Erdoğan yurtdışı oyların en az yüzde 4’ünü alır.
BDP’ye giden Kürt kökenli oyların da büyük bölümü en azından ikinci turda Erdoğan’a gidebilir.
Bu durumda Tayyip Erdoğan en az ikinci turda kuvvetli bir oranla seçilir.
Ve eğer aday olursa amaç ilk turda seçilmek.
Elbette bütün bu tahminler aday olması halinde.
Benim gördüğüm, mayıs ayı ortalarında Tayyip Bey adaylığını açıklayabilir.
24 Mayıs’ta Köln Arena Stadı’nda vereceği mesajlar çok önemli.
Bu tahminlerin ötesinde, AK Parti içinde yapacağı istişareler elbette kararını belirleyecek.
Benim konuştuğum AK Partililerden çıkan özet ise şöyle:
“Seçim haritasına bakın. Türkiye’nin her yerinde, her beldesinde olan tek parti AK Parti’dir. Erdoğan’dır. Türkiye’yi kucaklayan liderdir. O nedenle cumhurbaşkanlığı hakkıdır...”

NASIL BİR CUMHURBAŞKANI?

Görünen odur ki, eğer Erdoğan cumhurbaşkanı olursa, öyle klasik bir Çankaya görmeyeceğiz.
“Bütün yetkilerimi kullanırım” sözü zaten bunun kanıtı.
Yani, yalnızca kanun onaylayan bir cumhurbaşkanı değil, halka vaatler vermiş, halkın oylarıyla seçilmiş, icraatın içinde bir cumhurbaşkanı göreceğiz.
Peki bu durum hükümetle Çankaya arasında bir sorun yaratır mı?
AK Parti iktidarda kaldığı sürece hiç sanmıyorum...

MUHALEFETTE DURUM NEDİR?

CHP iki gündür kendi içinde yoğun tartışmalar yaşıyor.
Önceki gün milletvekilleri ağır eleştiriler yaptı. Parti Meclisi’nde yine öyle. Parti içi demokrasi açısından olumlu bir tablo bu. Ama eğer eleştiriler bir sonuca ulaşırsa. Kurultay sözleri bu nedenle yükseliyor.
En kritik söz yine Muharrem İnce’den geldi.
İnce, Genel Başkan ve yardımcılarına özetle şöyle dedi:
“Yani eğer bu parti içinden birisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteremiyorsak. Hiç kimse kalmadı aramızda demektir.”
Muharrem İnce’yi çok sahici buluyorum. O yüzden söylediği bu sözü önemsiyorum.
MHP’den şimdilik bir ses yok.
CHP-MHP ortak bir aday çıkarır mı?

İZMİR’DE TAVLA ANKARA’DA TENİS

HAYAT yalnızca “siyaset kulisi”yle geçmiyor. Dostluklar var. Mutluluklar var.
Geçen hafta İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile çok önemli bir sohbet yapmıştık.
CHP için müthiş bir özeleştiriydi yaptığı.
Yayınladım. Ne kadar ders çıkarıldı bilemem.
Ama sonrasında “Gel arkadaş, şöyle Körfez’e karşı bir tavla atalım” dedi. O kadar sahiciydi ki.
İşte dedim, İzmir’in başkanı böyle olur.
Tavlanın sonucunu açıklamıyorum. Siz tahmin edin.

TENİS KARDEŞLİĞİ

Artık biliyorsunuz... Tenis ve yelken benim için bir yaşam kaynağıdır.
Dün Ankara’da, aramıza 2.5 yıldır katılan bir tenisçiyle oynadık.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.
Zaten iyi arkadaştık. Şimdi bir de tenis kardeşliği oldu.
Çok sıkı bir maçtı.
En azından seyirciler keyifli bir maç seyrettiler.
Hırs, akıl, teknik yarıştı.
O maçın da sonucunu yazmıyorum.
Siz tahmin edin.
En güzel sonuç şu:
Yaşadığımızı anlamak için mutlak, hayatın keyifli bir yerine tutunmak gerekiyor.
Hayata bir mutluluk kancası atmadan olmuyor.

YARIN: Şule Bucak’ın evinde bir Ankara kahkahası.
Müjde Ar’dan CHP’ye tavsiyeler...