Paylaş
Devlet Bahçeli seçim gecesinden itibaren söylüyor:
- HDP’yi tanımıyorum.
- Yolsuzluklardan hesap sorulsun.
- Cumhurbaşkanı Çankaya fanusuna çekilsin.
Bu sözlerden geri dönüş olmaz.
Yani?
Bunlar değişmez... Zorla güzellik olmaz...
FARKLI DÜŞÜNCELER
Öncelikle şunu söylemeliyim:
Bahçeli’nin bu keskin, reddedici ve kırıcı tavrı siyasete uymuyor.
Çankaya fanusu: Cumhurbaşkanlığı için “fanus” ifadesi hiç yakışık almadı... Üstelik halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanının görev alanı için “fanus” ifadesinin kullanılması gerilimi artırır... Şık değildir. O makamı da zedeler...
Çin oyuncağı: Bahçeli daha önce de başbakanlığı teklif eden Kılıçdaroğlu’na siyasi sınırları zorlayacak bir ifade kullanmıştı; “Başbakanlık dediği Çin’den ithal oyuncak mıdır” demişti. Kılıçdaroğlu’nun bu ifadeye çok kırıldığını biliyorum...
Ve HDP faktörü: Halkın seçtiği HDP milletvekillerini yok sayması Bahçeli’nin üçüncü kırıcı tavrıdır.
Bu üç örnek Bahçeli’nin koalisyonla ilgili olarak siyasi psikolojisini açıkça gösteriyor.
Keskin, kırıcı, hatta üzücü...
Devlet Bahçeli’nin bu tavrı MHP yönetiminin tamamı tarafından onaylanıyor mu?
Hayır.
Bazı farklı düşünceler olduğunu biliyorum. Ama bunun da bir etkisi olmaz.
Sonuç olarak Bahçeli, partisini çok keskin bir patikaya sokmuş durumdadır.
Buradan çıkış zordur. Çünkü Bahçeli bakanlık pazarlığıyla, iktidar nimetiyle fikir değiştirecek bir siyasetçi değildir.
Bu durumda yine aynı söze geliyoruz:
MHP ile zorla güzellik, zorla koalisyon olmaz...
ERKEN SEÇİM İHTİMALİ
Milletvekillerine bırakılırsa erken seçim olmaz. Birincisi halk iradesi koalisyon istediği için.
İkincisi, seçilen milletvekilleri halkın kendilerine verdiği bu temsil iradesini sonuna kadar sürdürmek isteyecektir. Ayrıca milletvekilliği özlük hakları ancak iki yıl görev yapmaları halinde kazanılır...
İki yıl dolmadan erken seçim kişisel olarak sıkıntılıdır.
AK PARTİ VE CHP
Çözüm sürecinin içinde olmadığı bir hükümet Türkiye’yi kavrayamaz...
Bunun için de AK Parti-CHP koalisyonu yakın görünüyor.
HDP bu ihtimalin arkasında durur.
Olmazsa, erken seçim...
Yani siz en çok Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinin perde arkasına dikkat edin. Her şeyi belirleyecek olan görüşme odur.
Ve en önemlisi...
Davutoğlu görev kendisindeyken koalisyon ihtimalini netleştirecektir.
Yani eğer Davutoğlu hükümeti kurma görevini iade ederse erken seçim ihtimali yüzde 90 demektir.
Yunanistan batar mı?
BAKMAYIN siz gelen bu haberlere...Yunanistan batmaz.
Önce dünya felsefe tarihinin toprakları olarak batmaz...
Sonra çok iyi biliyorum ki...
Bütün Avrupa siyasetini AB çerçevesine oturtmuş olan Merkel şu anda ciddi bir yol ayrımındadır. Ayrıca dünya ajansları Yunanistan’dan fakirlik, felaket, fukaralık görüntüleri geçiyor ya...
Ona da çok fazla kanmayın.
Benim oradaki dostlarım farklı fotoğraflar gönderiyor.
Yine lokantalar dolu...
Leros’tan Atina’ya kadar adalar cıvıl cıvıl...
Yunanistan’ın Berlin ve Paris’e verdiği mesaj şudur:
- Sen orada kapalı kapılar ardında birkaç maliye bakanı ve başbakanla toplanıp benim kaderimi çizemezsin.
- Selanik’teki metro inşaatı için yapılacak ihaleyi, Berlin’deki sendikanın çalışma şartları belirleyemez.
Asıl sorun işte buradadır...
Gidin bakın Berlin’e, şehrin en işlek caddesi olan KDV’nin önündeki yol inşaatı bir türlü bitmez.
Çünkü biterse AB fonlarından gelen parayla yapılan yıllık bütçe harcanmadığı için Yunanistan’a gider...
Biraz karışık gibi görünse de Atina’da anlatılan sıkıntı budur.
Peki bu bir isyan mıdır?
Hayır!
Bu olsa olsa...
Kapalı kapılar ardındaki uluslararası finans toplantılarına verilen halk ayarıdır...
Paylaş