Azize’nin ıssız bedeni

SABAH 06.30’da kalktı...

Haberin Devamı

Yüzünü yıkadı. Önünde karlı bir yol vardı. Bir bardak çay içebildi.
Dışarıda kar durmuş, dağlar ayaza kesmişti.
Beyaz minibüs bekliyordu. Açtı kapıyı, Tuba’ya gülerek günaydın dedi. Ve sonra yola koyuldular.
Adıyaman’dan çıktılar. Karlı dağların arasından geçtiler...
Beş altı kilometre gitmişlerdi ki, kar yine bastırdı...
Göz gözü görmüyordu.
Bir an kayar gibi oldular. Ve sonra olan oldu. Şoför Bülent aracı düzeltemiyordu.
Sonra çığlıklar...
7 kişiydiler...
Palanlı köyüne doğru uçurumdan yuvarlandılar...
Ve sonra işte bu fotoğraf geldi önüme...

Azize’nin ıssız bedeni

Azize öğretmenin ölüm haberiydi bu fotoğraf...
Daha birkaç saat önce, evinden çıkıp o minibüse binen Azize öğretmen...
7 öğretmen her sabah karlı dağlardan aşıp, köy okullarına gidiyorlardı...
Mahmut Karakış, Mahmut Gülmez, Tuba Sarıgül, Zeynal Güler, Mehmet Elçi, Tilbe Çiçek ile Sema Çalışkan...
Ve şoför Bülent İşleyen...
100 metrelik uçurumdan yuvarlandılar.
Neyse ki onları Allah sevdiklerine bağışladı.
Ama Azize öğretmen köy okulu yolunda hayatını kaybetti.
Karlı dağlardan geçerken, okul yolunda şehit düştü.
Onlar...
Her sabah o dağları aşıp köylere dağılıyorlardı.
Köylere ışık taşıyorlardı.
Köylere dünyayı taşıyorlardı...
Kim bilir o yollarda ne hayaller kuruyordu Azize öğretmen...
1900 lira maaşla, o dağlarda, bu memleketin çilekeş çocuklarına hayatı anlatmaya çalışıyordu...
Ki hayatı anlatırken hayatından oldu Azize...
Nasıl ve nerede diye sordum...
Cevap olarak işte bu fotoğraf geldi:

Azize’nin ıssız bedeni

İşte bu fotoğrafa bakınca gördüm Azize öğretmenin her sabah geçtiği o karlı dağları...
O karlı dağlar arasında kimsesiz yatan cesedini...
1900 lira maaşla, her sabah...
1900 lira maaşla karlı dağlar...
İşte bu fotoğrafa bakınca gördüm...
Parçalanmış bir minibüsün yanında yatan Azize’nin “ıssız bedeni”ni...
Fedakârlığın resmini. Cefanın ve direncin resmini...
İsyanın ve kabullenmenin dağlarında, kim bilir başka ne hayatlar geçiyordur.
Sönüyordur. Hayal kuruyordur.
İşte bu fotoğrafa bakınca söylemek geldi içimden...
Doktorundan sağlık görevlisine, kaymakamından polisine, karayolcusundan, demiryolcusuna kadar o zorlu coğrafyada kim varsa...
O karlı dağların arasından köylere hayat götüren kim varsa...
Azize öğretmenin ardından ve hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum...
Bütün kalbimle sarılıyorum onlara...

Yazarın Tüm Yazıları