Askari’ye özel görüntü taraması

İran Savunma Bakan Yardımcısı Ali Rıza Askari’nin havaalanına giriş yaparken görüntülenip görüntülenmediği İran tarafından resmen soruldu...

Türk polisi 6, 7 ve 8 Aralık tarihindeki giriş kayıtlarına göre Askari için görüntü taraması yaptı. Tarama sonucunda İran Savunma Bakan Yardımcısı’nın bazı görüntülerinin ele geçirildiği öne sürüldü.

CEP TELEFONU TARAMASI

Ancak bu konuda resmi açıklama yapılmıyor.

Askari’nin havaalanına girmesi ve sonrasına yönelik bir hafta ile 15 günlük cep telefonu taraması da yapılıyor. Bu taramanın yapılması için Türk istihbarat birimlerinin, İran istihbaratından Askari’ye ait olan cep telefonu numaralarını aldıkları belirtiliyor...

GÖRÜNTÜLER TESCİL EDİLDİ Mİ

Şimdi şu iki soru gündemde:

Havalanı görüntüleri resmi olarak tescil edildi mi?

Eğer tescil edildiyse bu görüntüler başta İran istihbaratı olmak üzeri İnterpol’deki bilgilerle karşılaştırıldı mı?

Türk güvenlik birimleri olayla ilgili, kelimenin tam anlamıyla bir ’kozmik kalkan’ sistemi uyguluyorlar.

ASKARİ TÜRKİYE’DEN NASIL UÇURULDU

Yani bu konuyla ilgili olarak net bilgi vermekten çekiniyorlar. Üç gündür Ankara’nın derin kulislerinde Askari’nin Türkiye’den ’nasıl uçurulduğu’nu soruşturuyorum...

Kesin bir cevap yok. Bilinen tek şey Türkiye’ye giriş yaptığı pasaport numarasıyla çıkış yapmadığı.

AMERİKAN VİZESİ OLABİLİR Mİ

Bu durumda geriye şu ihtimal kalıyor: Ya denizden askeri bir yolla çıkartıldı. Ya da Türkiye’deki bir üsden yine askeri yolla gerekli yere ulaştırıldı. Bir başka alternatif ise önceden hazırlanmış üzerinde gerçek Amerikan vizesi bulunan, ama bir başka isme ait pasaportla çıkış yapması...

İşte perdeleri aralayabilmemiz için cevabını bulmamız gereken sorular bunlar...

İzliyoruz...

Ajanlar İstanbul’da /images/100/0x0/55ea78bff018fbb8f88223a6

SAVUNMA Bakan Yardımcısı Askari’nin son telefon konuşmalarını İstanbul’da yaptığını tespit eden Tahran, müthiş bir av başlattı. Bu av resmi ve gayri resmi olarak sürüyor.

Önceki gün, İran İstanbul Başkonsolosu Seyit Kemal Yasimi İstanbul Valisi’ne bir ziyaret yaparak Askari’nin akıbeti ile ilgili bilgi almak istedi.

Yasimi, cuma günü saat 17.00’de Vali Muammer Güler’e gitti.

Aynı günlerde İranlı ajanlar, başta Ceylan Otel olmak üzere Taksim’deki bazı otellerde gizlice araştırma yapmaya başladılar.

İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu yoğun bir faaliyet içinde.

İstihbarat uzmanları bu faaliyetin ardında bazı bilgilerin açığa çıkmasından doğan panik olduğunu söylüyorlar.

Elinde Türkiye’nin sırları da var mı

BU hafta konular mecburen İran Savunma Bakan Yardımcısı’nın İstanbul’daki esrarengiz kayboluşuna çıkıyor.../images/100/0x0/55ea78bff018fbb8f88223a8

Çünkü olay büyük...

Ve çok derin...

Öyle olunca da senaryolardaki "hayal ritmi" artıyor...

Ve tabii soruların şiddeti de yükseliyor...

İşte kulislerdeki bir başka soru:

CIA’nın İstanbul’dan uçurduğu İran Savunma Bakan Yardımcısı uzun yıllar Tahran’daki çok önemli istihbarat faaliyetleri ve operasyonların bilgisine sahip olmuş. Hatta Lübnan’da Hizbullah’ı kurup yönetmiş. Aynı şekilde Irak’ta faaliyet göstermiş...

Yani İran’ın Ortadoğu’daki bütün "derin operasyonları" ve karşı casusluk faaliyetlerinin içinde bulunmuş..

Peki ya Türkiye...

Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu gibi isimlere yapılan bir dizi suikastla ilgili olarak hep dolaylı ya da üstü örtülü bir şekilde İran’ın "derin parmak izleri" aranmıştı...

Ancak, bu arayış yalnızca iddia ve senaryo boyutunda kaldı...

Bazı olaylarda rol alan isimlerin İran’da eğitim aldıklarına yönelik ifadeleri vardı, ancak pek bir sonuç çıkmadı.

İşte şimdi soru şu:

- Acaba İran’ın Ortadoğu’daki birçok "derin operasyonu"nu yönetmiş olan Savunma Bakan Yardımcısı Askari Türkiye’deki bu olaylarla ilgili bir şey biliyor mudur?

Ya da bu konuda konuştu mu?

En azından İran’ın bu olaylarda bir payı olup olmadığını söylerse hafızalardaki çok önemli bir soru işareti cevap bulmuş olacak...

Diyorum ya olay büyük. Bu yüzden sorular soruları, senaryolar senaryoları kovalıyor...

Oteldeki görüntü kayıtları kayboldu

ASKARİ olayı öylesine esrarengiz bağlantılarla dolu ki...

Örneğin, polis Askari’ye bir gün önce otelde yer ayırtan esrarengiz iki kişinin kimliğini tespit etmek üzere oteldeki görüntü kayıtlarına bakmak istiyor. Kayıtlar taranıyor...

Ne garip tesadüftür ki o günkü kayıtlar bozuk çıkıyor...

Bu esrarengiz olayı İstanbul Valisi Muammer Güler’e soruyorum. Vali aynen şöyle diyor:

"Evet, kayıtlara bakıldı, ama o günkü görüntüler bozuk çıktı. Bu olsa olsa bir tesadüftür diye düşünüyorum. Başka türlü açıklamak çok zor."

Evet, olaylar öylesine soru işareti ve esrarengiz bağlantılarla dolu ki, insan bazen "paranoyanın sınırları"nda dolaştığını düşünüyor.

Öyle ya bu soruyu sormak paranoya mıdır, değil midir?

- Görüntü kayıtlarının bozuk olması tesadüf mü?

İran’ı Ankara’ya karşı soğutan üç önemli olay

SOĞUK Savaş dönemindeki Doğu Berlin’deki "casus kaçırma" operasyonlarından bu yana CIA’nın yaptığı en büyük adam kaçırma operasyonu olarak gösterilen "İran Savunma Bakan Yardımcısı olayı" dikkatleri Ankara üzerine topluyor...

Öncelikle İran Türkiye’ye karşı ciddi şekilde "kuşku mesajları" gönderiyor.

Bu açıdan bakınca Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran’a yapacağı ziyaretin ertelenmesi de önemli bir detay olarak ortaya çıkıyor.

Gelelim, Tahran’ın Ankara’ya nasıl baktığı sorusuna...

Son bilgiler şöyle:

İran, "Ankara’nın ABD ile işbirliği yaptığı ve en azından bazı operasyonlara göz yumduğu"nu düşünüyor...

Gerekçe olarak ortaya konulan olaylar şöyle:

1) Türkiye, İsrail ve ABD’nin verdiği istihbarat üzerine İran’dan kalkan ve Türkiye üzerinden geçen bazı askeri amaçlı uçakları indirip aradı...

2) CIA bağlantılı olduğu iddia edilen bir şirket Türksat uydusu üzerinden kanal kiralayıp İran’a Azerice yayın bastı. Bu yayınlarda milliyetçi vurgular yapınca İran uyduyu belirledi ve Ankara’ya ’Sizin üzerinizden bize bölücü yayın yapılıyor’ dedi. Türkiye yayını durdurdu.

3) Pentagon yetkilileri Türk Genelkurmay’ında harita açıp İran’ın El Şahap füzelerinin menzillerini gösterdi. Ve Türkiye’nin de tehdit altında olduğunu belirterek iş birliği önerdi.

Ve son olarak ortaya çıkan Ali Rıza Askari olayı nedeniyle Türkiye-İran arasında sert rüzgarlar esmeye başladı. Türkiye bu rüzgarları hafifletmek için Tahran’a bazı heyetler göndermeyi düşünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları