Paylaş
Haberi okuyunca içimden bir soru yükseldi: “Allah’ım, annesiyle birlikte kucağındaki 11 aylık bebeği katleden bir teröriste ne sorulabilir?”
Hadi örgütle ilgili vereceği bilgileri anladım... Ama mesela sorsan:
“Annesinden ve 11 aylık bebeğinden ne istedin?”
Nasıl bir acıdır bu...
Allah eşini ve bebeğini kaybeden başçavuşumuza sabır versin...
O terörist kadın, polisin sorusuna acaba ne cevap verebilir?
Tam bunu soruyordum ki...
Haberin devamında öğrendim...
Terörist kadın da 5 aylık hamileymiş...
Anne olacak yani...
11 aylık bebeği katleden terörist kadının 5 aylık hamile olması nasıl bir hayat dersidir?
Katlettiği 11 aylık bebek her sorulduğunda... O anne her sorulduğunda...
Karnındaki bebeğiyle acaba ne düşünüyordur?
Melek öldürmenin cezası ilahidir...
Şahdamarından müebbettir...
BEYMEN’DEN ALİ BABA ÇIKAR MI?
JALE Özgentürk’ü her pazar keyifle okuyorum.
Ciddi bilgi alıyorum...
Bu defa Beymen’den önemli bir gelişmeyi aktardı.
Cem Boyner, Beymen ve Network gibi markalara sahip Ay Marka Grubu’nun tamamını Katarlı fon Mayhoola’ya sattı...
Jale bu bilgiyi verdikten sonra bir de soru soruyor:
“Cem Boyner, Ali Baba kurucusu Çin’in ikinci büyük zengin işadamı Jack Ma’nın hayranı. Acaba Cem Boyner Türkiye’nin Jack Ma’sı olabilir mi?”
Yıllar önce 5 yıl süreyle yönettiğim Hürriyet internette en çok karşılaştığım soru buydu.
Özellikle iş dünyasının üçüncü nesil kuşağı bu soruyla girdi iş hayatına...
Hepsi de babalarının “konvansiyonel yatırımları”nı “dijital yatırımlara” dönüştürmek istiyordu.
Kimisi Apple hayaliyle, kimisi e-ticaret devlerinin hayaliyle “garaj çocukları”nın yatırım coğrafyasında yeni keşiflere açılmak istiyordu.
Dikkat ettim, Boyner artık offline mağazalar, e-ticaret, big data ve yapay zekâ odaklı yeni teknolojiler ile lojistik kabiliyetleri bir araya getiren yeni bir grup yapısıyla yola devam etmeyi hedefliyor.
Bunun için bir lojistik merkezi de kurmuş.
Yani artık Beymen’in “klasik vitrin” süslemeleri, dijital vitrinlere dönüşüyor.
Peki klasik vitrin ölüyor mu?
KÂĞIT GAZETE ÖLÜYOR MU?
“İnternet çıktı, kâğıt gazete ölüyor” gibi bir cümle bu...
Bir dönem “Televizyon çıktı, sinema ölecek” diyen bir anlayış...
Ama sinema ölmedi. Tam tersine dev perdelerde, muazzam ses efektleriyle kendisini yeniledi.
Sinemaların dev perdelerinde büyüyen aktörler, aksiyonlar ve görüntüler, televizyonun“cüce görüntüleri”ne direndi ve kazandı.
Bana göre kâğıt da ölmeyecek. Gazeteler de ölmeyecek. Mesela hafta sonu gazetelerinin değeri yükselecek. Düşünsenize, büyük fotoğraflarla yapılan futbol yorumlarını, seyahat yazılarının o dev fotoğraflı anlatımlarını, görüntülü yorumları... İnternet fotoğrafı büyütemez. Tıpkı sinema ile televizyon farkı gibi...
Her neyse, şimdi asıl konu bu değil...
Gelelim üçüncü nesil iş dünyası yatırımlarına...
Belli ki Boyner, klasik vitrin süslemelerinin yerini e-ticaret vitrinlerine kaydırıyor...
Ama klasik vitrini de bırakmadan...
Bkz: Beymen ve Vakko’nun yılbaşı vitrin yarışları...
Elbette Hanzade Doğan Boyner’in “Hepsiburada” ile yakaladığı muazzam başarı grafiği, yatırım önceliklerinde etkili oluyor. İştah kabartıyor. Hayalleri zorluyor.
Jale’nin sorusuna gelirsek...
Türkiye artık Ali Baba’lar çıkartabilecek ligdedir...
Savunma sanayisinden otomotiv sektörüne, bilişim sektöründen -ki bu konuda Faruk Eczacıbaşı çok değerli bir kitap yazdı- tekstile ve organik tarıma kadar Türkiye, önümüzdeki dönemde “üçüncü nesil yatırımlarla” dünya çapında bir yere gelebilir...
Yeter ki babalar, klasik yatırımları yanında oğullara, kızlara, yani üçüncü nesil yatırımcılara yol versin...
Paylaş