Paylaş
“Fatih, bu vize işkencesi ne olacak? İşimiz gücümüz var. AB vizesi için bir takla atmadığımız kaldı.”
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya alarm verdi:
“Türkiye’den yapılan vize başvurularının yüzde 50’ye yakını reddediliyor...”
Korkunç bir rakam bu.
Hürriyet manşet yaptı. Ankara temsilcimiz Hande Fırat, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ile konuştu.
Büyükelçi Hande’ye diyor ki:
“Avrupa Birliği’nin Türk vatandaşlarına vize verilmesini engellemek gibi bir politikası yok.”
Hiç inanmadım.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ile konuştum.
AB temsilcileriyle yaptığı özel görüşmelerde sürekli olarak şu cevabı almış:
“Türkiye çok fazla göçmen aldı. O nedenle vize başvurularına yetişemiyoruz. Personelimiz yeterli değil.”
Bu bahanenin cevabı belli:
Çünkü geçmiş başvuru oranlarına bakınca:
2022’de yapılan vize başvuruları 2019’da yapılan başvurulardan daha az...
Bu oran bile bahaneyi gösteriyor...
Dahası:
Vize başvurusu yapanın doğumu belli. Türkiye’deki malvarlığı belli. İşi belli. Bunun göçmenlerle ne ilgisi olabilir?
Anladığım ise şu:
AB delegasyon başkanı kendince “diplomasi” yapıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun diplomatlar, yeri geldiğinde gerçeği en “kibar ve inandırıcı” bir üslupla çarpıtabilirler.
Bu yolla pazarlık masasını açık bırakırlar. Bu da doğaldır.
Landrut da işte bunu yapıyor.
O yüzden hiç inanmadım.
Çünkü ortada gerçekler var.
İŞİN ASLI
Aslında gerçek şu:
AB’nin karar verici ülkeleri Türkiye’ye vize üzerinden iki mesaj veriyorlar.
1- Terörle mücadele yasasını esnet.
2- Göçmenler konusunda bizim dediğimiz çizgiye gel.
Türkiye’ye bir siyasi dayatmadır bu.
Bir nevi şantajdır.
Peki Ankara ne düşünüyor?
Cevap çok net:
“Türkiye, çevresi terörle örülü bir coğrafyadadır. İşte Suriye, işte Irak... Afganistan hattı. İçeriden ve dışarıdan örgütlenen bu teröre karşı Türkiye kendi önlemlerini almak zorundadır. Bu bir bağımsızlık ve beka meselesidir. Dışarıdan gelen suni dayatmalara geçit vermeyiz. Sorun iki tarafın da menfaatlerini dikkate alarak karşılıklı diyalogla çözülmeli...”
DAHA FAZLA DİYALOG
Yeni hükümetin kurulmasından sonra Türkiye’nin bu meselenin çözümü için başlatılacak diyaloğa hazır olduğunu da öğrendim.
Türkiye bu konuda önemli atılımlar yapacak.
Nitekim 2016’da “oyunu değiştiren” ve AB merkezlerini şaşırtan kararlar almıştı.
Ama elbette kendi egemenlik haklarını ön planda tutarak.
Yani AB’den gelen bu “vize şantajı” Türkiye’nin kararlılığını değiştirmez.
Tam tersine AB’nin Türkiye gibi bir ülkeyle her zaman yakın ilişki içinde olması gerektiği düşünülürse...
Bu sorunun “diyalog” yoluyla çözülmesi en doğru adımdır.
SURİYE İLE YAKINLAŞMA
Göçmen meselesinin çözümü Türkiye ile Suriye’nin yeniden makul bir zeminde diyaloğa geçmesiyle başlayacak.
Ve anlaşılıyor ki:
Moskova’da yapılan zirveler diyalog için sonuç veriyor.
Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin güven içerisinde dönmeleri ve yeni göç dalgalarının engellenmesi için bu görüşmeler çok önemli.
Ankara bu nedenle Suriye ile diyalog konusuna özen gösteriyor.
Vize meselesine dönersek:
Avrupa’yla bu kadar yakın ilişki içinde olan...
Muazzam bir ticaret hacmi olan...
Çoğu NATO müttefiği olan bu ülkelerle her türlü dayanışmayı yapan...
Yönü AB üyeliğinde olan...
Türkiye’ye karşı örülen bu “vize duvarı” kimsenin işine yaramaz.
Vize duvarıyla ilgili soru soranlara tavsiyem şu:
“Biraz bekleyin, en doğru çözüm yolda...”
Paylaş