Anadolu'nun kalkınma reçetesi

GAZİANTEP’te...

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otobüsünü takip ederken Abdülkadir Konukoğlu ile yan yana oturuyoruz.

Bir caddeyi boydan boya geçerken diyor ki:

“Bak, bu caddeye benim adımı verdiler.”

Sola dönüyoruz, vilayete doğru bu defa başka bir anacadde.

“Bu caddeye de babamın adını vermişler.”

Niye?

Cevabını ben vereyim.

Çünkü...

“Önce Türkiye, sonra Gaziantep diyor Konukoğlu...”

Gitmemiş, taşınmamış... Ne yaptıysa atalarının doğup büyüdüğü bu şehre yapmış.

15 bin kişi çalışıyor fabrikalarında şirketlerinde.

Diyor ki:

“Ben hiçbir şirketimin merkezini İstanbul’a taşımadım ki, vergiyi Gaziantep Belediyesi’ne ödeyelim diye.”

Budur işte arkadaşlar...

Anadolu’nun kalkınma reçetesi.

Eğer bir kentin sermayesi, o kente yatırım oluyorsa... Sermaye göçü olmuyorsa...

Nüfus da göçmüyor...

Haberin Devamı

Dikkat ettim... Her şehir bir büyük markayla anılır.

Eskiden yalnızca ‘incirle, fındıkla, tütünle, pamukla, portakalla’ anılırdı.

İşte...

Gaziantep’te Konukoğlu...

6 bin öğrencilik modern üniversitesi ve yatırımlarıyla Orhan Cemal Kalyon...

İzmir’de voleybolun şampiyonu Arkas’ı, basketbolun şampiyonu Pınar, Karşıyaka’yı...

Şehrin sanat yatırımlarını yüklenen Lucien Bey’i...

Siirt’te iş ve aş kapısı olan Kuzu ile Özdemir’i...

Bursa’da otomotiv ve yedek parça...

Samsun’da Sampa...

Manisa’da Vestel...

Kendi illerine tutunan işadamlarıdır Anadolu’nun kalkınma reçetesi.

İstanbul’un büyüsüne kapılmadan kendi şehrine bir içmimar gibi yatırım yapan iş insanlarının...

Alınlarından öpüyorum.


ANKARA'DA BİR RESEPSİYON


ÖNCEKİ günün akşamı, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Üyesi ve eski İsveç Başbakanı Carl Bildt onuruna Vuslat Doğan Sabancı bir resepsiyon verdi...

Başbakan yardımcıları Mehmet Şimşek, Numan Kurtulmuş ve Veysi Kaynak oradaydı.

ABD ve İngiliz büyükelçileri... CHP’den sözcü Böke...

Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ve diplomasi çevreleri... Gazete temsilcileri ve yazarlar...

NEYE GÜLDÜK: Başbakan Yardımcısı Şimşek, Siirt Kurtalan’da yaptığımız bir tenis maçını “Yendik” diye bitirince, çok güldük. (Bu arada Siirt’in Kurtalan’ında tenis oynadığımız da kayda geçmiş oldu.) Şimşek tenisi çok ilerletti. Geldi ve bizi geçti.

ELÇİ FARKI: Genelde İngilizler soğuk, Amerikalılar sıcakkanlı bilinir. Baktım, o gece İngiliz elçisi gülüyor, espri yapıyor, herkesle sohbet ediyor. ABD elçisi ise durgun. Pek yerinden kıpırdamıyor. Son dönemde Türkiye ile ABD arasında esen soğuk “PYD terör örgütü rüzgârları”ndan olsa gerek.

EN NET KONUŞMA: Vuslat Doğan Sabancı, davetlilere bir konuşma yaptı. Ve açık açık, FETÖ’nün darbe girişimini ve sonuçlarını dünyanın anlaması gerektiğini üstüne basa basa anlattı. Konuk Bildt ise Türkiye’nin yaşadığı darbe girişimini ilk anlayan yabancı siyasetçi olarak saygı uyandırdı.

NEYE ŞAŞIRDIK: Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’la ilk kez tanıştık. Lafı dolandırmayan, doğrudan konuşan ve esprili bir insan. Kısaca sahici bir kişi. Tam kendisini uğurluyorduk, Efkan Ala’nın istifa haberi geldi. Durdu. Önce inanamadı. Sonra “Allah Allah acaba ne oldu” dedi. Gerçekten şaşırdık.
Özetle, güzel ve heyecanlı bir Ankara gecesiydi.

Ankara olunca haber heyecanı ve ‘olay yeri duygusu’ artıyor.

Haberin Devamı


Duyuru:
Arkadaşlar, Küçük İskender Can Yayınları’na geçmiş. İlk kitabı kasımda. “O da mı kurumsallaşıyor” diye soranlara tek cevabım olur.
Küçük İskender’i ‘kurum bağlamaz’.

Yazarın Tüm Yazıları