Ağaçlarla konuşan adam
1) Sınırlarımızda vatan koruyan kahramanları biliyoruz.
Her birinin gönlümüzde, başımızın üzerinde yerleri var.
Ama bir de bu vatanın ağaçlarını, toprağını, kuşlarını, denizlerini, nehirlerini koruyan gizli kahramanlar var.
Bu pazar işte o kahramanları anlatıyorum.
Onları “Sıfır Atık Zirvesi”nde tanıdım. Her birinin müthiş birer öyküsü var.
Cuma günü Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirvede, Emine Erdoğan Hanım’ın elinden ödüller aldık.
O kahramanlarla böyle bir ödülü paylaşmak gerçekten gurur vericiydi...
Hele içlerinde birisi vardı ki...
75 yaşındaki “tabiat bilgesi” Rahim Demirtaş...
İlkokul diploması dışarıdan. Sonra takdirler. Fen fakültesi matematik-astronomiden mezun.
Konya Beyören Köyü’nde yaşıyor.
Kimsesiz kalan köyüne 40 bin ağaç dikmiş. Bir orman yaratmış. Hikâyesi, sözleri, uyarıları ders niteliğinde...
Ödül töreninde gittim yanına, sarılıp kutladım Rahim Bey’i...
2) İŞTE KENDİ AĞZINDAN ONUN HİKÂYESİ
Şöyle başlıyor hayatı: “1940 doğumluyum ben. Okul köyümüze 56’da geldi. 8 kardeşin en büyüğü idim. Okuyamadık. Sonra gelen öğretmenlerden birisi, ‘Oğlum sen dışarıdan diploma alırsın’ dedi. Ben de gittim aldım. Okulu takdirle geçince Ankara’ya gittik, fen fakültesi matematik bölümünü bitirdim. Öğretmen oldum. Köydeyken kafaya öğretmen olmayı koymuştum, Allah nasip etti...”
Devam ediyor: “Öğrenci nedir? Yahu, bir adamdan küreğini emanet istesen vermez. Ama çocuğunu sana emanet ediyor. O emanetin kıymetini bilmek lazım. Ben öğretmenlikten sonra 27 sene dersanecilik yaptım. 312 öğrenciyi tıpa gönderdim.”
3) NEDEN ORMAN
“Şimdi adam geliyor bana soruyor. ‘Ne yapıyorsun bu ıssız yerde?’ Yahu arkadaş, ağaç dikiyorum. ‘Niye?’ diyor bu defa.”
Şu cevaba bakar mısınız?
“Şimdi bir çeşme yapsan bu yörenin insanı faydalanır. Cami yapsan, okul yapsan yine bu yörenin insanı faydalanır. Ama orman yaparsan bütün insanlık faydalanır. Ormanın verdiği oksijenin sınırı yok ki. Afrika’daki de Amerika’daki de aynı atmosferden alır nefesi.
Ağaç bir abidedir. Bizim kullanacağımız oksijeni karbondioksitten temin eden başka bir fabrika var mı?”
4) ‘40 BİN AĞACIM OLDU’
Rahim Demirtaş’ın ağaçlarla bağı müthiş. Ağaca olan hayranlık başka nasıl anlatılır: “Bir ağaç düşünün. İçinde, üzerinde böcüleri... Yapraklarından, köklerinden beslenenleri düşünün. Gölgesinde serinleyenleri düşünün. Verdiği oksijeni düşünün. Allah’ıma şükürler olsun 40 bine yakın ağacım oldu.”
5) KEDİNİN KAKASINI GÖMDÜĞÜ GİBİ PARASININ ÜZERİNE OTURANLAR
Soranlara, nereden çıktı bu diyenlere bir de laf çakıyor Rahim Bey:
“Kimisi gelir der ki, bu kadar ağacı sen mi diktin? Bunlara nasıl bakıyorsun, suyunu nasıl sağlıyorsun? Kimisi bu adamın parası çok, harcayacak yer bulamıyor der...
Kimisi kedinin kakasını gömdüğü gibi parasının üzerine oturur. Ona sormak lazım, ardında ne bıraktın? 100 yıl önce Türkiye’nin zengini kimdi diye sorsam bilmezsin. Ama sırtına giyecek palto bulamayan Şair Akif’i herkes bilir. Ağaçlarımı o kadar çok seviyorum ki, şimdi ben gideyim, zifiri karanlıkta hangi ağacımın nerede olduğunu bilirim...”
6) AĞAÇLARIMA DİYORUM Kİ...
Şimdi yazının başlığına gelebiliriz.
Rahim Bey ağaçlarıyla nasıl konuşuyor?
Buyurun dinleyin: “Benim bir ağacım boynunu büktüğü zaman çok kötü olurum. Çünkü boynunu büken ağaç bana diyor ki: ‘Arkadaş, bizim gidip başka bir yerden su içme şansımız yok. E sen bizi buraya diktiğine göre suyumuzu da vereceksin...’
Böyle konuşuyoruz işte. Aslında ben de onlara diyorum ki:‘Ulan dua edin birkaç sene fazla yaşayım. Yoksa ben ölürsem sizin ananızı ağlatırlar.’ Onlar için sabah namazında kalkıyorum, akşam namazına kadar sulayacağım diye aralarında koşturuyorum...
Biz belki dedelerimiz gibi toprak fethedemeyeceğiz ama elimizdeki toprakları 100 kat verimli hale getirirsek, o zaman 100 kat toprak fethetmiş gibi olmaz mıyız?”
7) VE DÜNYANIN EN GÜZEL İSYANI
Son sözü de şöyle aktarayım: “Benim bu diktiğim ağaçlar. Kesilen, yakılan ormanlara isyanımdır. İsyan lafla olmaz. Ben orman dikerek isyanımı anlatıyorum. Amerika’da bir orman yansa benim burada ciğerlerim sızlar...”
Evet arkadaşlar. Bu pazar Türkiye’den dünyaya açılan bir büyük projenin içindeki görünmez kahramanları anlatmak istedim. İnsan meslekte 40 yılı aşıp yaş alınca, farklı düşünmeye başlıyor. Siyasetin atışmalarından, iktidar oyunlarından geçip...
Rahim Bey’in ormanında bir ağacın gölgesine oturuyor.
İşte şimdi oradan diyorum ki...
Ardımda bu gezegeni koruyacak bir nebze katkı bırakırsam bana yeter. Sıfır Atık projesinden gelen bu çevre ödülü bu nedenle çok değerlidir. Bu gezegeni korumak için emek veren herkese selam olsun...
DENİZ SAĞDIÇ
Şarm El-Şeyh’teki dünya çevre zirvesinde atıklardan yarattığı muhteşem eserleri Deniz Hanım’la birlikte gezmiştik. Şimdi bu zirvede çok daha ileri işler yapmış. Helal olsun...
CEREN ÖZCAN TATAR
4 yıldır atıksız bir hayat yaşıyor. Atıksız yaşam için 5 temel adım sayıyor.
1- İhtiyacın olmayan şeyleri reddet.
2- Reddedemediğin şeyleri azalt.
3- Azaltamadığın şeyleri yeniden kullan.
4- Yeniden kullanamadığın şeyleri dönüştür.
5- Dönüştüremediğin şeyleri çürüt...
bravo sana Ceren...
AVUKAT SABİHA KUŞ
Sabiha Hanım, Bozcaada’dan, köy yollarından, caddelerden geçiyor. İnsanlık adına atıkları topluyor. Ve bunları birer ders gibi anlatıyor.
