Paylaş
Üzgün mü?
Üzgün...
Sinirle söylenmiş bir kelime üzerine yıllarca yaptığı hizmetlerin linç edildiğini düşünüyor.
Ve şu cümlesi her şeyi açıklıyor:
-İnsanoğluyuz. Hiç tanımadığınız bir kişi. Hiç beklemediğiniz bir törende küfür ediyor. Ne şerefsizliğiniz kalıyor ne de başka bir şey. Allah belanı versin diye bağırıyor. Siz olsanız ne yaparsınız. Benim de ağzımdan o hakaret çıkmış olabilir...
İşte tam bu noktada soruyorum:
-Sayın Vali... O kişinin kim olduğunu bulabildiniz mi?
-Hayır bulamadık.
- Peki bir çağrı yapsanız. O kişi ortaya çıksa, helalleşir misiniz? Yani kırdığınız kalbi tutar mısınız?
-Bizim kişilerle işimiz olmaz ki. Elbette o kişi ortaya çıkarsa, çıkıp özür dilerse, ben neden helalleşmeyeyim ki... Bizim inancımızda bu vardır. Eğer çıkıp gelirse, neden helalleşmeyeyim. Bakın ne diyorum. İnsanız. Sinirlenmek de var. Ama bunca hizmetimiz bir kelime yüzünden linç edilirse, bu yakışık almıyor.
Vali Coş’la konuştukça anlıyorum ki, duygusal bir yapısı var.
Şimdi diyebilirsiniz ki, “Bir valinin sinirlenmeye ve duygusal olmaya hakkı yoktur...”
Haklı olabilirsiniz. Ama bana göre valinin de duyguları vardır.
Vali Coş, aynı duygusallıkla, “Ben helalleşmeye hazırım” diyor.
Ve ekliyor:
- 10 Kasım Ata’yı anma günüdür. Birbirine hakaret etme günü değildir ki. Beraberlik günüdür.
Çıkardığım sonuca gelince:
Vali o kişiye sesleniyor:
“Gel helalleşelim. Kırık kalplerle kalmayalım.”
Palyaço suretiyle dilencilik yapmak!
AJANSLARDAN gelen haberlere bakıyorum.
Nasıl bir coğrafyada yaşıyoruz... Nasıl olaylar...
Güldüren, ağlatan olaylar.
İşte bu haftanın örnekleri:
Suç yeri: İzmit...
Suç tarihi: Dün...
Suç delili: İki adet palyaço kıyafeti.
Olay yeri raporu:
“-Kentin en merkezi yerlerinden Fethiye Caddesi’nde iki kişinin palyaço kıyafetleri ile çeşitli hareketler yapıp para topladıklarını belirleyen İzmit Belediyesi Zabıta ekipleri, şikâyet olduğunu belirterek müdahalede bulundu.
-2 kişi, üzerindeki kıyafetlerle Zabıta Müdürlüğü’ne götürüldü.
-Vatandaşlardan topladıkları 194 TL bozuk paraya da el konuldu.
-Paralar, Zabıta Müdürlüğü’nde tek tek sayıldı.”
Peki bu iki “dilenci şüphelisi” kendilerini nasıl savundu:
“Vallahi biz dilenci değiliz. Bu palyaço kıyafetleriyle izleyenleri güldürüyoruz. Beğenen de gönlünden ne koparsa veriyor...”
Ama hayır!
Zabıta kararlı...
Ortada suç var: Palyaço kıyafetiyle dilencilik yapmak.
Zabıta demeci veriyor:
-Normal dilenciden tek farkı üzerlerindeki palyaço kıyafetleri...
İşte bu kadar...
Cezayı da Kabahatler Kanunu’na göre kesiyorlar:
170’er lira...
Palyaçolar sonra şehir dışı ediliyorlar.
Ne diyeceğiz şimdi buna?
Baktım İzmit Belediye Başkanı dünya görmüş, donanımlı bir insan.
Hatta Avrupa Akdeniz Komitesi asıl üyesi.
Yani Avrupa’nın neredeyse bütün şehirlerinde. Böyle sokak göstericileri olduğunu biliyor.
En azından İstiklal Caddesi’ni biliyor...
“Normal dilenciden tek farkları üzerlerindeki palyaço kıyafeti” diyen zabıta için acaba ne yapacak çok merak ediyorum.
Öyle herkes palyaço olamaz.
Dünyanın en zor işidir başkasını güldürmek.
Hele sokak palyaçoları.
Mesela sokak tiyatrosundaki bir oyuncuya da şöyle diyebilir o zabıta:
“Üzerindeki dilenci kostümünü çıkarsa, normal insandan farkı kalmayacak...”
Paylaş