Paylaş
Karşı tarafta kardeşi Esra telefonda aramalarını bekliyordu.
Böylece Erol ve Nermin birbirlerini görerek konuşabiliyordu.
Nermin, Erol aramadan kızına saçını başını düzelttiriyor. Erol’a bitkin görünmemek için elinden geleni yapıyordu.
Böylece Erol ve Nermin hiç olmazsa birbirlerinin gözlerinin içine bakabiliyorlardı.
“Bugün nasılsın canım?” diyen tatlı bir ses...
Bir gülümseme o günü ışıtıyordu.
Yazının başlığında sordum ya...
“80 yaşında aşk ilk günkü gibi olur mu?”
İşte bu fotoğraf bu sorunun cevabıdır...
Erol ve Nermin’in fotoğrafı.
Birbirlerine bakışlarını görüyor musunuz?
Erol’un ellerini Nermin’in yanaklarına koyuşu...
Sevginin saygıyla karıştığı başka türlü bir aşk terkibi oluşmuş...
İşte sözünü ettiğim 80 yaşında aşkın fotoğrafı bu.
Samsun’dan DHA muhabirleri Zeynep Öcal ve Oğuzhan Uysal gönderdiler...
Hikâyesi de şöyle:
Nermin ve Erol Marta, 58 yıldır evliler. İki kızları olmuş.
Ve 58 yıldır bir kez bile birbirlerine sesleri yükselmemiş...
Bir süre önce Nermin baş dönmesi, halsizlikten şikâyet ediyor.
Kızları hemen Nermin’i hastaneye götürüyor.
Kan tahlili, röntgen derken doktorlar teşhisi koyuyor:
“Diyabet, tansiyon ve enfeksiyon...”
Hemen hastaneye yatırıyorlar...
Birkaç gün geçiyor. Erol, Nermin’i görmek istiyor ancak...
Erol artık yürümekte çok zorlanıyor. Hele merdiven çıkması işkence...
İki hafta geçiyor. Abla kardeş görüntülü telefonla Erol ve Nermin’i konuşturuyor...
Ama Erol’un içindeki şüphe her geçen gün büyüyor:
“Acaba kızlar benden bir şey mi gizliyor...”
“Nermin neden hâlâ düzelmedi? Neden hastanede tutuyorlar?”
Kızları babalarının ricalarına daha fazla dayanamıyor...
4 hafta sonra Erol’u hastanede yatan eşi Nermin’e götürmeye karar veriyorlar.
Hazırlıklar yapılıyor.
Nermin bitkin ama yine de saçlarını topluyor. Erol heyecanlı.
Bir taksi çağırıyorlar. Taksicinin de yardımıyla Erol otomobile biniyor.
Ve işte o fotoğraflar...
Buradan sonrasını fotoğraflara bırakıyorum.
Çünkü fotoğraflar sayfalarca yazıyı, onlarca aşk romanını tek bakışta anlatıyor.
İstedim ki bu bayram...
Sevginin saygıyla karıştığı bu aşk terkibini görelim.
İstedim ki evlilik denilen bu muazzam hayat yolculuğunda aşk ve saygının birlikte nasıl bir iksir olduğunu hatırlayalım.
Benim annem de babam da hayatta değil.
İstedim ki anne babaları yaşayanlar onlara sevgi ve saygıyla sarılsınlar...
Paylaş