Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Güle güle Yavuz Abi

Bir insanı kaybettik.

İnsan gibi insanın zor bulunduğu bir zamanda...

Ne bir fikrimiz uyuşurdu, ne yaşam biçimlerimiz...

Hep sevdaların adamı oldu... Kimi zaman akılsızca... Ama hep temiz... Karşılıksız... Özleyeceğiz seni.

Kızdığımız yazılarını...

Biraz içince pes perdeden söylediğin şansonlarını...

Karşılıksız aşklarını...

Umarsızlığını...

Güle güle insanoğluinsan...

Dallama gidecek, İtalya kalacak

İTALYA'da yapılan bir anket, İtalyan halkının büyük bölümünün Apo konusunda bizden farklı düşünmediğini ortaya koyuyor.

Siyasilerinin ve basınının tek yanlı bilgi bombardımanına rağmen İtalyan halkının yüzde 64'ü Apo'nun bir uyuşturucu kaçakçısı ve terörist olduğu yolunda fikir beyan etmiş. Apo'ya siyasi sığınma hakkı verilmesini isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 15.

Demek ki, bebek katili hakkında bizim bildiklerimizi İtalyanlar da bilse oranlar Türkiye gibi olacak.

Bu durum birkaç gün önce yazdığım bir yazıda ne denli haklı olduğumu gösteriyor.

O yazıda ‘‘Bizim derdimiz İtalyanlarla değil, İtalya'yı yöneten hükümetle. İtalyan halkıyla bir husumetimiz yok’’ demiştim.

İtalyan halkının da bizimle bir husumeti yok. Türkiye'ye karşı düşmanca tavır geliştiren Maksimum Dallama Hükümeti, aslında halkına da ters düşüyor. Bu nedenle de yaptığımız gösterilerde İtalyan halkını ya da milletini değil, İtalyan hükümetini hedef almamız şart.

İtalya bayrağını yakmayalım lütfen.

Atatürk'ün İzmir'e girerken önüne serilen Yunan bayrağına basmadığını ve ‘‘Her milletin bayrağı kutsaldır’’ dediğini hatırlayalım.

Apo konusunda büyük bir çoğunlukla bizim gibi düşünen İtalya halkına hakaret etmeyelim.

İlle bir şey yakacaksak, Apo'nun ve Maksimum Dallama'nın fotoğraflarını yakalım.

Maksimum Dallama bugün var, yarın olmayacak. İtalyan halkı o terör destekçisinden bizi ve dünyayı kurtaracak tek halktır.

Ama İtalya hep olacak. Dostumuz olarak.

İthal İtalyan'a hayır

İTALYAN mallarına protestomuz tam gaz devam ediyor. Apo İtalya'dan atılıncaya kadar da sürecek.

Ancak bu protestoyu yürütürken çok dikkatli olmak gerek. Atılacak her yanlış adım İtalya'dan çok bizim canımızın yanmasına yol açar.

Öncelikle İtalya'ya parasını verip almış olduğumuz malları tahrip etmemiz İtalya'ya değil bize zarar verir. Çünkü onlar artık İtalya'nın değil, bizim milli servetimizdir.

Ve daha da önemlisi, Türkiye'de, Türk işçisinin emeğiyle, Türk sermayesiyle, Türk hammaddesiyle üretilen ancak İtalyan gibi görünen mallar var. Bunlara karşı yapılacak bir protesto bizim canımızı acıtır.

Mesela Tofaş'ın ürettiği otomobiller. Bunlar neredeyse yüzde yüz yerli. O otomobillerin yapımında bizim işçimiz çalışıyor. Bizim yan sanayimiz emek veriyor. Binlerce insanımız buradan geçiniyor. Bizim sanayicimiz para kazanıyor.

Mesela Bianchi bisikletleri. İçinde İtalyan'ın i'si yok neredeyse. Türkiye'de yapılıyor. Hatta bu bisiklet fabrikası Türkiye'de üretim yaptığı için İtalyan sendikalar ayaklanıyor ve bunun ürettiği bisikletler İtalya'da satılıp Türkiye'ye döviz kazandırıyor.

Mesela Pirelli. Pirelli'nin pek çok ürünü Türkiye'de yapılıyor. Bu işten Türk işçisi para kazanıyor, ekmek yiyor.

İtalya'dan ithal edilen mallara alabildiğine protesto. Sonuna kadar. İhalelere sokmayalım, yeni işler vermeyelim.

Ama Türkiye'de İtalyan markasıyla üretilenlere yapılacak bir protesto İtalya'yı değil bizi vurur.

İthal Fiat, ithal Pirelli almayalım. İthal edilen hiçbir İtalyan malına el sürmeyelim ama kendi sanayimizi de öldürmeyelim.

Lever, İtalyan kasa istiyor!

UNILEVER bayileri ilginç bir şeye dikkatimi çektiler.

Unilever, bayilerine frigofrik araç kasası alma zorunluluğu getirmiş. Ve dünyada bu kasalardan üreten pek çok firma olmasına rağmen, Unilever'in bayilere şart koştuğu kasa İtalyan Coldcar.

Algida dondurmaların naklinde kullanılacak bu kasalara ödenecek toplam para 3 milyon dolar civarında.

Yerlisi varken, başka ülkelerde yapılanı varken, Unilever'in ‘‘İlle de İtalyan’’ diye tutturması Unilever bayilerini çileden çıkarıyor.

Bayiler İtalyan malı bu kasaları almak istemiyorlar ve bu kasalarla taşınacak Algida marka dondurmaları satmak istemiyorlar.

Bu arada piyasaya girmeyi planlayan bir başka firma, Scholler de kendi bayilerine yine İtalyan menşeli Framec frigofrik kasaları öneriyor.

Bu kasalar için ödenecek para da yine 3 milyon dolar.

Türk halkı tam İtalyan mallarına karşı ayaklanmışken, çokuluslu Unilever ve Scholler'in ‘‘İlle de İtalyan’’ diye tutturması akıl alacak gibi değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Aydın olmanın, vatan haini olmak anlamına gelmediğini anladığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları