Gökhan Özen çete Sedat Peker değil

SEDAT Peker’in salıverildiğini Antalya’da öğrendim.

İlk tepkimi burada yazmam mümkün değil.

Oysa aynı günün sabahı Ankara’da, Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın da bulunduğu kalabalık bir dost grubuyla beraber yemekteydik.

‘Korkuyorum ki, serbest bırakılacak ve mafyayla mücadele ciddi bir darbe alacak’ demiştim.

Yılmaz, ‘Yok canım. Bence uzun süre dışarıyı göremez. Ama asıl olan içerideyken dışarıyla temasını kesmek’ demişti.

Sabaha karşı NTV’de haberi duyunca kulaklarıma inanamadım.

‘Yeterli delil’ olmadığı için kanaat oluşmamış ve Sedat Peker serbest bırakılmıştı.

Mahkemede bulunan polisler kararı protesto etmişlerdi.

O an aklıma ilk gelen bir pop şarkıcısı oldu.

Gökhan Özen adlı bu şarkıcı, bir arkadaşının yanındaki kıza laf attığı iddiasıyla bir gencin peşine düşmüş ve 4 kişi, bu genci dövmüşlerdi.

Biri şarkıcı bu dört kişi ‘çete kurma’ iddiasıyla 18 yıl ağır hapis istemiyle içeri tıkılmışlardı.

Laf atma meselesinden olay çıkaran ve ‘mafyalığa’ özenen dört genç için ‘çete kurma’ iddiasına karşılık Sedat Peker ve arkadaşlarının ‘pişpirik oynamak maksadıyla’ bir araya geldiği mi düşünülmüştü.

İşin ironik tarafı şarkıcı Gökhan Özen’in, beste çalışmalarının bazılarını Sedat Peker’in evinde yapmış olmasıydı.

Mahkemenin ‘serbest bırakma’ kararına Emniyet ve savcılık itiraz edince, aradan 24 saat geçmeden Peker hakkında yeniden tutuklama kararı çıktı.

Ama Peker’i koydunsa bul. Kendisini takip eden polisleri de ‘ekerek’ Romanya veya Bulgaristan’a kaçtığı söyleniyor.

Polis şimdi sil baştan Peker’in peşinde.

Yazık onca emeğe. Yazık onca umuda.

Açık söyleyeyim, ben İstanbul Emniyet Müdürü hatta Emniyet Genel Müdürü olsam bu karardan sonra istifayı basarım.

Nedeni de, aynen ilk tepkim gibi, burada yazmam mümkün değil.

‘Eğer AB’ye girersek’ soruları

BİR
okur AB’nin önemini kavrayamamış. Bana soruyor. Son derece basit suallerle. Ben de ilgililere aktarayım:

‘Eğer AB’ye girersek,

Gece yarıları kuyruklara girmeden, özel hastanelere tonla para ödemeden, rehin kalmadan tedavi olabilecek miyiz?

Eğitimde dersanelerin ve özel okulların saltanatı bitecek mi? Çocuklarımız devlet okullarında yeterli eğitimi alıp LGS; ÖSS gibi sınaVlarla uğraşmadan okuyabilecek mi?

Her sağanak yağıştan sonra sel altında kalmaktan kurtulacak mıyız?

Trafik kuralları ihlal edilmeyecek mi? Herkes trafik işaretlerine uyacak mı? Kazandığımız para ile ay sonunu rahat rahat getirebilecek miyiz? Orman talan ettiren Orman bakanlarından, ihale pazarlayan Bayındırlık bakanlarından ve bunların bürokratlarından kurtulacak mıyız? Suçüstü yakalanan hırsız veya dolandırıcı adliyeden kendisini getiren polisten önce çıkamayacak mı?

Bazı mevkilerde bulunan kişiler çetecilerle ve mafya babalarıyla ilişki kurmaktan vazgeçecek mi?

Ve en önemlisi sizin de sorduğunuz gibi insan hakları, demokratikleşme ve çevrenin korunması, hayvan hakları, çocuk hakları, kadın-erkek eşitliği ve yolsuzlukla mücadelede gelişme ve düzelmeler olacak mı?

Acaba biz bu yanlışları düzeltmek için niye ille AB’ye girmeyi bekliyoruz?’ Güzel sorular. Ve hepimizin kafasında var.

Olumlu yanıtları ‘inşallah’ göreceğiz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yargının saygınlığına en büyük zararı yine yargının kendisinin verebileceğini anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları