Paylaş
ÖNCEKİ gün Hürriyet'in üçüncü sayfasında bir haber vardı.
Bir eve giren ‘‘iri burunlu’’ hırsızın, evin sahibesine tecavüz ettiğini duyuran haberde, tecavüze uğrayan kişinin adını İ.B. harfleriyle vererek mağdurenin kimliğini gizlemiştik.
Ama aynı haberin ilerleyen satırlarında, tecavüze uğrayan kişinin çalıştığı yerin adını, açık adresini, mağdurenin oradaki işini ve unvanını duyuruyorduk.
Yani, kadının adı dışında her şeyi ortadaydı ve çevresi tarafından teşhis edilmemesi mümkün değildi.
Son derece yanlış, son derece hatalı bir habercilikti yapılan.
İşin bundan sonraki bölümü de, en az bizim haberimiz kadar utanç verici bir boyutta gelişti.
İ.B., patronu tarafından işten kovuldu.
Sanki tecavüze uğramak kadının kendi kabahatiymiş, sanki tecavüze uğramamış da fuhuş yaparken basılmışçasına, patronu tarafından kapının önüne koyuldu.
Kadının mağduriyeti, bizim de yardımımızla katlanmıştı.
Dün Hürriyet yazı işlerinde toplanıp bu konuyu konuştuk.
Başta Nurcan Akad olmak üzere hepimiz son derece rahatsız olmuştuk.
Söz konusu durum isteyerek olmamıştı. Bir işgüzarlığın gözümüzden kaçması sonucu ortaya çıkan tatsız bir gelişmeydi. Ama bu, bizim olaydaki ‘‘ayıbımızı’’ örtecek bir bahane olamazdı.
Ve dün bir ilke kararı aldık.
Bundan böyle bu konularda ‘‘mutlak’’ bir hassasiyet göstereceğiz.
Genel Yayın Yönetmeni'nden matbaa işçisine varıncaya kadar gazete üzerinde eli olan herkes, bu konularda azami hassasiyeti gösterecek.
Hepinizden, başta da İ.B.'den özür diliyoruz.
Hayvanları da askere alıyorlar galiba
BAYRAM nedeniyle ertelenen celpler başladı. Delikanlılar gruplar halinde askere gidiyorlar.
Ancak askere yollananlar arasında galiba hayvanlar da var.
Çünkü bazı ‘‘askere uğurlama’’ törenleri, insanlara yakışır cinsten değil.
Askere giden hayvanları şöyle tanıyorsunuz:
Üzerine bir Türk bayrağı ve bazen de parti bayrağı asılmış bir otomobil.
Yanında bayraksız iki veya üç otomobil daha.
Hepsinin camları açık.
İçeriden bağıra bağıra marşlar çalınıyor.
Ve camlardan dışarı sarkarak naralar atıp, marşların nakaratlarını tekrarlayan ‘‘ayıcıklar’’ var.
Bu otomobiller genelde yoldaki tüm şeritleri kapatacak şekilde yan yana geliyorlar ve trafiği mahvediyorlar. Ve bu ayılar belli ki, hayli de alkollüler.
Bazen otomobil camından ateş ettikleri de oluyor.
Ve nedense polisler bile bu hayvanlara ses çıkarmıyor.
Tek umudum bu hayvanların askerde ‘‘insanlaşmaları’’.
Sokmayın bunları sporun yakınına
EMNİYET Genel Müdürü Turan Genç, Ali Sami Alkış'ı tehdit eden futbol fanatiğinin yakalanarak mahkemeye sevk edildiğini bildirince yazmıştım.
Fakat aynı ‘‘spor teröristi’’, geçen hafta oynanan ve tribünde çıkan olaylar nedeniyle centilmenlik dışı bir ortamda gerçekleşen Galatasaray-Fenerbahçe basketbol karşılaşmasında da ortalığı karıştırmış.
Sağa sola saldıran ve ortamı geren kişi, yine aynı Galatasaray taraftarı kılığındaki spor teröristiymiş.
Anlaşılan o ki, yasalarımız spora şiddet bulaştıran bu kişileri engellemekte yetersiz.
Öncelikle bunlarla ilgili yasal düzenlemeler yapmak şart.
O güne kadar ise emniyet birimlerinin uyanık olması ve bu gibi kişileri spor alanlarına sokmaması gerekiyor.
Bunlar mı olimpiyat düzenleyecek?
PARİS, İstanbul gibi 2008 Olimpiyat Oyunları'nı düzenlemeye aday kentlerden biri.
Umarım Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeleri, Paris'te Galatasaray'ın başına gelenleri görmüştür.
Irkçı, saldırgan, sporun anlamından bihaber serseriler, Paris'in spor mekánlarında kol geziyor.
Bunların yaşadığı kente olimpiyat stadı değil, ancak vahşi hayvanlarla gladyatörlerin dövüştüğü bir arena yakışır.
THY, GS gibi...
TÜRKİYE'de iyi şeyler de olur. Az olur ama olur. Malezya'ya THY ile gittim, THY ile döndüm.
Gurur duydum.
Singapur gibi, Thai gibi, Emirates gibi, Cathay Pacific gibi dünyanın en iyi havayollarının, en büyük rekabeti sergilediği bu hatta Türk Hava Yolları müthiş.
Giderken Bangkok ve Kuala Lumpur'a, dönüşte de Singapur'dan İstanbul'a yüzde yüz dolu bir uçakla uçtum.
Üstelik de yolcuların büyük bölümü, bu hatta sık sık uçan yabancı işadamlarıydı. Konuştuğum bir İngiliz, THY'nin dünyanın en iyi servis veren hava taşıyıcısı olduğunu söyleyince çok gururlandım.
THY yurtdışında yüzümüzü ağartan birkaç şeyden biri galiba...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Spora terör bulaştırmanın, çok ciddi bir terör suçu olduğunu anladığımız zaman.
Paylaş