Paylaş
BUNLAR bir dönem milletvekiliydiler. Bakan da olabilirlerdi. Belki de içlerinden bazıları daha önemli koltuklara dahi aday, hatta sahip oldular.
Ve bunlar gibiler Türkiye'yi yakın tarihin en karanlık dönemine sürüklediler.
Söz ettiğim kişi Hasan Mezarcı.
Üzerinde parlak bir pelerin.
Dore bir mintan.
Uzun saçlar. Küpeler, yüzükler.
Mesih.
Bir Faziletli milletvekilinin, eski bir dava arkadaşının ‘‘Dönmüş, hem de her şeyiyle’’ dediği adam.
Son günlerde Banu Alkan'ın erkek versiyonu olarak geziyor.
Yakında internet reklamlarında, ‘‘Bir tek Tanrı ile linkimiz yoktu...’’ diye karşınıza çıkarsa şaşmayın.
Şimdi Türk halkı bunlarla eğleniyor.
Peki çok değil, beş yıl önce bunların Türkiye'nin geleceğiyle ilgili kararlar aldığını, bunların bir dönem Türkiye'yi karanlığa götürmeye çalışan bir düşüncenin sözcülüğünü yaptığını, bunların bakanlık koltuğuna oturmamış olmasının, sadece ve sadece Tanrı'nın bir lütfu olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Türkiye'yi 28 Şubat'a sürükleyenler arasından bir ‘‘Mesih’’ çıktığını yazacak tarihler.
Sakın ha bana ‘‘Bu sonradan delirdi’’ demesin kimse.
Neden böyle giyindiğini soran Hürriyet muhabirini ‘‘Sen hiç blucin giyen peygamber gördün mü, pez...k’’ diye fırçalayan adamın aklından şüphe edilir mi!
Üstelik, Mezarcı'nın kılığı, Erbakan'ı fırçalayan Kaddafi'nin kılığı ile aynı değil mi?
Hani Erbakan'ın da mensubu olduğu İslam Orduları'nın başkomutanı Kaddafi'nin kılığı ile...
Yasa çıkmazsa genel af kaçınılmaz!
HÜKÜMET affı nasıl çıkaracağı konusunda kararsız.
‘‘Şöyle mi, yapsak, böyle mi yapsak’’ diye tartışıp duruyorlar.
Birininkini öbürü beğenmiyor.
Oysa yapılması gereken şey çok basit.
Anayasa Mahkemesi, ‘‘Basın yoluyla işlenen suçları affeden’’ yasayı iptal ederken, af kanununun nasıl olması gerektiğini de gösterdi.
O yasa kapsamına giren suçlarla ilgili olarak ‘‘basın yoluyla’’ ibaresini kaldırdığınız anda, hem kamu vicdanını yaralamayan, hem de hırsızı, ursuzu, katili, tecavüzcüyü salıvermeyen bir af çıkarmış olacaksınız.
Üstelik de yasa bu şekilde değil de başka türlü çıkarsa, Anayasa Mahkemesi Anayasa'ya uydurmak için herkesin salıverilmesini isteyecek ve hortumcusu, tecavüzcüsü serbest kalacak.
Yok eğer zaten 10 ay içinde hiçbir şey yapılmazsa, hapishaneler otomatik olarak boşalacak.
Kim bilir belki de hükümetin yapmak istediği de bu.
Af yasası çıkarmayarak, genel af sağlamak.
Bakan'dan yalanlama
ADALET Bakanı Hikmet Sami Türk bir faks yollamış.
Diyor ki: ‘‘... Bankalar Kanunu'na aykırı hareketle haksız menfaat sağlayanların bu menfaat karşılıklarını faizleriyle ödemedikleri takdirde şartlı salıverilme olanağından yararlanamayacaklarını öngören hükmü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mesut Yılmaz'ın istediği yolunda hiç kimseye herhangi bir söz söylemedim...’’
Ben bunu Sayın Bakan'dan bizzat duymadım ama en az iki gazetede okudum.
Anlaşılan gazeteler artık ‘‘ortaklaşa asparagas’’ da üretmeye başladılar!
Keşke notere onaylatsaydınız
NAİL Keçili ile Murat Demirel'in Egebank'ı birlikte dolandırdıklarını biliyordum ama bunu yazılı bir belge haline getirecek kadar birbirlerine dahi güvenmediklerini tahmin etmiyordum.
Bu müthiş ikili bankadan kibarca ‘‘dolandırılan’’, aslında ‘‘çalınan’’ paranın nasıl paylaşılacağını bile ‘‘yazılı metin’’ haline getirmişler.
Bu dünyada ilk kez oluyor.
Daltonlar bile, soygundan elde edilen paranın anlaşma ile paylaşılmayacağını bilir.
Ancak bunlar soygun ‘‘hukuki’’ olsun diye sözleşme imzalamışlar.
Ancak bana sorarlarsa bu soygun anlaşması hukuken geçersiz.
Çünkü notere onaylatmamışlar.
Buna mı dua ediyoruz
ERMENİ bir arkadaşımın küçük yeğeni, Reha Muhtar'ın karşısında ‘‘Ben İsa'yım, ben Mesih'im’’ diyen Hasan Mezarcı'yı görünce koşarak annesinin kucağına atlamış ve ‘‘Anneciğim, biz her kiliseye gittiğimizde bu pis adam için mi dua ediyoruz. Ben bir daha etmeyeceğim’’ diye ağlamaya başlamış.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Husumetin kalpten önce akla zarar verdiğini anladığımız zaman.
Paylaş