Zorlu’dan ‘helal olsun’ dedirtecek proje

Türkiye’nin şimdiye kadar inşa edilmiş tüm alışveriş merkezlerini şöyle bir gözünüzün önünden geçirin.

Haberin Devamı

Dilerseniz resmi geçide, açılışını 1988 yılında Turgut Özal’ın yaptığı, Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi Ataköy Galleria ile başlayın.

Hemen arkasına Akmerkez’i, Profilo’yu, Carousel’i, Capitol’ü, Olivium’u, Armada ve Metro City’i ekleyin.

Ve son olarak geçen yıl açılışı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından yapılan Cevahir ve Kanyon’da durun!

Ne görüyorsunuz karşınızda?

"Yok birbirimizden farkımız" diyen binalar mı, yoksa ziyaret etmekten zevk alacağınız eserler mi?

Daha da somutlaştırarak sorayım isterseniz?

Şimdiye kadar Kanyon dışında mimarisi ile önce çıkan, tartışılan bir alışveriş merkezi inşa edildi mi Türkiye’de?

Maalesef hayır!

Peki ya gökdelen, plaza, iş merkezi, otel, rezidans ya da konut kompleksi?

Haberin Devamı

Cevap yine hayır!

Diyelim özel sektörde birçok yatırımcı uzun vadeli eser bırakmaktansa yap-satçı mantıkla bir an önce para kazanmayı tercih ediyor, peki ya kamu?

Kamunun hali pür melalini merak edenler, Bakırköy’de inşaatı henüz biten "Adalet Sarayı"na uzaktan şöyle bir baksın ve böylesine çirkin bir binayı üreten zihniyetten, saraydan vazgeçtim, "acaba adalet çıkar mı?" ciddi ciddi sorgulasın.

Niyetim Osmanlı mimarisi ile Cumhuriyet dönemini kıyaslayıp "Ahhh, ahhhh atalarımız ne güzel eserler bırakmış bizlere" nostaljisi yapmak değil.

Cumhuriyetin ilk yıllarında modernleşme serüvenimize paralel mimari arayışların bizzat Atatürk tarafından teşvik edildiğini ve bu anlayışa uygun çok fazla olmasa da iyi eserler verildiğini biliyoruz.

Yani cumhuriyetin ilk yıllarında en azından iyi eser yapma çabası vardı.

Oysa inşaat sektörünün canlandığı, arazi fiyatlarının patladığı, alışveriş merkezi ve gökdelen projelerinin havada uçuştuğu şu günlerde bırakın gelecek kuşaklara eser bırakmayı, mimari açıdan adından bahsettirecek proje üretme çabası bile yok!

Lafa gelince "Araplar!" diye küçümseriz.

İyi de o çok küçümsenen "Araplar", daha İETT arazisini almadan "Dubai Towers" isimli "burgulu mimari denemesi" ile çıkmadılar mı kamuoyunun karşısına?

Haberin Devamı

Beğenip beğenmemek ayrı mesele, hiç değilse Dubaili yatırımcılar ortaya tartışılacak mimari bir proje attılar.

Peki 800 milyon dolara Karayolları arazisini satın alan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu’nun projesi nerede?

Henüz ortada bir proje yok!

Ama Allah’tan Zorlu’nun mimari açıdan dikkat çekici bir eser inşa etme niyeti ve en önemlisi çabası varmış.

Önceki gün kendisiyle uzun uzun sohbet ettim. Eleştirime sonuna kadar hak verdi.

"Ama ne olur biraz daha bekleyin.ÂZincirlikuyu'daki araziye herhangi bir inÅŸaat deÄŸil, dünya markası olacak nitelikte bir eser yapmayı planlıyoruz" dedi.Â

Dünyaca ünlü birçok mimarla görüşüyormuş.

Haberin Devamı

Fakat gönlünden yerli ve yabancı mimarların birlikte çalıştığı, çağdaş mimari ile geleneğin yeni bir formda buluştuğu, İstanbul’a gelenlerin tıpkı Topkapı Sarayı gibi ziyaret etmek isteyeceği, içinde 5 bin kişilik kongre sarayını barındıran bir eser inşa etmek geçiyormuş.

Dikkat ettim konuşmamız sırasında ısrarla "bina" yerine "eser" kelimesini kullandı.

Meğer Dubai’de gördüğü bir uygulama hem çok ağırına gitmiş hem de çok etkilemiş Zorlu’yu: "İnsanlar bir otelin içine girip gezmek için 60 dolar ödüyor. Bakın kalmak için demiyorum, gezmek için! Peki onlar başarabiliyor da biz niye yapamıyoruz? İstanbul’un Türk mimarisine yakışır çağdaş bir esere ihtiyacı var."

Haberin Devamı

Aslında Zorlu'yu etkileyen uygulamanın bir benzeri bu ay içinde Türkiye'de de yürürlüğe konuyor. Antalya'da "dünyanın en seksi oteli" sloganı ile tanıtılan Adam&Eve otelini gezmek isteyenler bundan böyle 60 euro ödemek zorunda kalacak.

Peki Zorlu'nun Karayolları arazisi üzerine inşa edeceği eserin adı ne olacak?

"Henüz karar vermedik" diyor Zorlu ve ekliyor: "Zincirlikuyu arazisine adı da mimarisi de bu topraklardan beslenen bir eser inşa edeceğiz. Öyle bir eser yapacağız ki herkes ‘helal olsun’ diyecek."

Sizi bilmem ama ben tüm bu eleştirilerden sonra Ahmet Nazif Zorlu’ya "helal olsun" demeye hazırım, yeter ki İstanbul’un en güzel arazilerinden biri daha haram olup gitmesin...
Yazarın Tüm Yazıları