SİZ hiç işinizi kaybettiniz mi?Ben bir kez kaybettim.Cemal Süreya’nın diliyle ‘kör oldum’.
* * * 1990’lı yılların başı, okulu yeni bitirmişim, bir televizyon kanalında muhabirlik yapıyorum. Az para, bol keyif. Ama olmadı. Birlikte çalıştığım rahmetli Ömer Lütfi Mete, “Eyüpçüm yönetim küçülmemizi istiyor senden memnunuz ama maalesef yollarımızı ayırmamız gerekiyor” dedi. O kadar zarif bir adamdı ki, konuşurken işten atılmış olduğumu bile anlamadım. Sonrasında uzun süre ‘lal’ oldum. * * * İşten atılma karşısında herkesin tepkisi bir olmuyor. Kimi hissizleşiyor, kimileri duygu patlaması yaşıyor. Uzmanlara göre en tehlikelisi bu ikisi arasında yaşanan keskin gelgit. Gururun incinmesi, işe yaramama duygusu, aile ve çevrenin gözünde değersiz hissetme ve onulmaz bir çaresizlik... * * * Şu sıralar vizyonda George Clooney’nin oynadığı ‘Up in the Air’ adlı bir film var. Oyunculuk ve iyi bir roman uyarlaması olması bir yana Türkiye’de ‘Aklı Havada’ adıyla gösterime giren filmin bence en önemli yanı ‘zamanın ruhunu’ yakalaması. Öyle ki ilk bakışta belgesel tadında naiflikle-gerçekçilik arasıda gidip gelen sıradan bir film gibi görünüyor. Oysa hem tema hem de karakterler tam da bugünün Amerika’sını anlatıyor. Aslında daha fazlasını... * * * Clooney’nin canlandırdığı Ryan Bingham neredeyse bütün iş yaşamı bir şehirden diğerine iş seyahatleriyle geçen bir ‘işten çıkarma uzmanı’. Yanlış duymadınız Amerika’daki yaygın tabiriyle ‘corporate downsizing expert’. Küçülmek isteyen şirketler özellikle toplu işten çıkarmalarda sürecin hem hukuki hem de psikolojik yönünü iyi yönetebilmek için bu tür uzmanlardan yardım alırlar. Çünkü söz konusu olan kapitalizmin keskin çarklarına rağmen insandır. İşte Ryan küresel ekonomik krizin şiddetli hissedildiği Amerika’da arka arkaya kapanan ya da küçülmek zorunda kalan şirketlere işten çıkarmalar konusunda yardım eden, dahası bu işi çok başarılı yapan bir uzman. Ama bir sorunu var. Gerçekçi sahneleriyle işten atma ve atılma resmi geçidine dönen filmin kahramanının çalıştığı şirket de masrafları kısmak için küçülme kararı alır. Yani ava giden avlanır. * * * Özelleştirme mağduru Tekel işçileri bir aydır Ankara’da onurlu bir direniş sergiliyor. Sendikanın popülist ve politik yaklaşımlarına, özelleştirme sürecinde hükümetin yaptığı yanlışlara bu noktadan sonra girmeyi gereksiz buluyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yerinde müdahalesiyle bu sorunun haftaya çözülmesini umut ediyorum. Ve buradan hafta içi “Bizim hükümetimizin varsa bir hatası özelleştirme sonrasında açıkta kalan Tekel işçilerine merhametli davranmasından kaynaklanıyor” diye açıklama yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sesleniyorum. * * * Mehmet Bey istihdam ve işten çıkarma bugün tüm dünyanın sorunu. Siz hükümet olarak elinizden geleni yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ama unutmayın işini kaybeden siz değilsiniz. Tekel işçileri ‘merhamet’ dilenmiyor. ‘Haklı ya da haksız’ hakkını arıyor. Siz yıllarca yurtdışında çalıştınız. Eminim birçok bakan arkadaşınız ‘corporate downsizing expert’ kavramını duymamıştır, ama sizin iyi bilmeniz gerekir. Amerika ya da Türkiye söz konusu işsizlikse fark etmiyor. Zamanın ruhu ‘Aklı Havada’ olmayı gerektiriyor. İster sinema salonunda isterse Tekel eylemcilerinin yanında. * * * Siz hiç işinizi kaybettiniz mi? Ben bir kez kaybettim...