Paylaş
İşte o mülakatın, bir sinema salonu müşterisi olarak bende yarattığı tepki...
Önce üslup...
Nasıl da yukardan bakan...
“Ben” diye başlayıp “Ben” diye biten, nasıl da ezen bir üslup o öyle...
Diyor ki...
“Cem Yılmaz olmazsa başka Cem Yılmazlar çıkar...”
Bakmayın siz “Çıkar” dediğine, gerçek gölgesi bas bas “Çıkarırız” diye haykırıyor... Yani şunu demek istiyor:
“Cem Yılmaz da kim? Onu ben yarattım, başkasını da yaratırım...”
Üslup ve efelenme bu yani...
Şimdi arkadaş, dur bir dakika orada...
Ne demek “Başka Cem Yılmaz çıkar...”
Çıkarıp taklidini mi satacaksın bize yani...
10 liraya Cem Yılmaz mukallidi kakalayacaksın...
Üzerine de 10 liralık patlamış mısır...
Yani şimdiden diyorsun ki patlamış mısır daha kıymetli...
İki...
Ne Cem Yılmaz’ı, ne Yılmaz Erdoğan’ı, ne Ata Demirer’i, ne Şahan Gökbakar’ı sen yarattın...
Sen daha avukat olarak ortada yokken, onlar küçücük sahnelerde harikalar yaratıyor, gönlümüzü kazanıyordu.
Üç...
Tamam senin sinema salonun var da...
O seyirci senin salonuna patlamış mısır yemeğe mi geliyor sanıyorsun?
Olmadı bu üslup yani... O mülakatta “Seni ben yarattım, çakmasını da yaratırım” diyerek sadece sanatçıya böcek muamelesi yapmadın...
“O çakma Cem’i size de satar, yuttururum” diyerek...
Bize de resmen salak muamelesi çektin yani...
Bak arkadaşım... Bu tavrın var ya...
Haklı olduğun konuları bile sildi süpürdü benim gözümden.
Kusura bakma ama biraz değil, ziyadesiyle haddini aşmış bir üslup bu...
CEM’LE ŞAHAN’I YILMAZ’LA, MAHİR ÖĞRETMEN’LE ASIM’I...
Cem Yılmaz’la Şahan Gökbakar’ı...
‘Kelebeğin Rüyası’nın Muzaffer Tayyip Uslu’su ile ‘Recep İvedik’i...
‘Mucize’nin Mahir Öğretmen’i ile ‘Organize İşler’in Asım Noyan’ını...
Kimse yan yana oturtamazdı...
Kimse omuz omuza yürütemezdi...
Ama salon yöneticisinin bu afrası tafrası, bu üslubu var ya...
Sinema salonlarına hâkim olan bu nobran üslup...
Hepsini, hepimizi aynı sinema salonunda aynı koltuklarda yan yana oturttu.
TFMD’DEN ARA GÜLER ÖDÜLÜ
GEÇEN yılın son günlerinin benim için güzel haberlerinden biri de Spor Toto Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) Yılın Basın Fotoğrafı Ödülleri’ne yeni bir kategorinin eklenmesi oldu. Özellikle iletişim fakültesi ve güzel sanatlar bölümleri öğrencileri için bir “Ara Güler Özendirme Ödülü” koydular.
Hem kutluyor hem teşekkür ediyorum.
T24 PAZAR: ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR
MEDYADA son zamanlarda en hoşuma giden gelişmelerden biri, Cumhuriyet’ten ayrılan Tayfun Atay’ın T24 haber sitesinde pazar dergisi hazırlaması.
Mirgün Cabas, Ahmet Tulgar, Soli Özel gibi ilgiyle izlediğim bir yazar kadrosu var.
Bu sayıda özellikle Göksel Aymaz’ın, Fazıl Say’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konserine davet etmesi ile ilgili yazısını çok sevdim.Böyle yazıların T24 gibi muhalif internet sitelerinde yayınlanmasını, kutuplaşmanın aşılmasında çok önemli adımlar olarak görüyorum.
Bu güzel kadro için, başta kurucusu Doğan Akın olmak üzere bütün T24 kadrosunu kutluyorum.
METİN AKPINAR’I EVİNDEN ALAN SAVCILAR BU ADAMI DAVET BİLE ETMEYECEK Mİ
ADAM devletin müftüsü...
Maaşını bu ülkenin vergi mükellefleri ödüyor yani...
Oda TV’yi tehdit ediyor...
Öyle böyle tehdit değil...
Açık, hem de apaçık “Gidin öldürün” diye kendince fetva bile veriyor... Muhalefet saflarından gelen abuk sabuk bir lafa her türlü tepkiyi gösterenlere bakıyorum...
Çıt yok...
Metin Akpınar’ı, Müjdat Gezen’i polis gücüyle evinden aldıran savcılara bakıyorum... Adamı nezaketen bile davet etmiyorlar...
Bu mu hepimizin devleti yani...
Her vatandaşına eşit mesafede duran şu devlet...
CUMHURBAŞKANI’NIN SEÇTİĞİ FOTOĞRAFIN GÜZEL HİKÂYESİ
ANADOLU Ajansı, yılın fotoğrafını seçmek için oylama yaptırıyor.
Cumhurbaşkanı da 2 fotoğraf için oyunu kullanmış.
Bunlardan biri siperde oruç açan asker görüntüsü.
Öteki ise Bolu’da bir yangında kedisini kurtarmaya çalışan Ali Meşe’nin fotoğrafıydı.
Anadolu Ajansı oylamasında ben de oyumu kedisini kurtarmaya çalışan Ali Meşe’nin aynı fotoğrafı için kullanmıştım.
Tam bir yıl önce, geçen ocak ayında o fotoğrafın hikâyesini de yazmıştım.
O yazıyı okumayanlar için bir daha özetleyeyim.
BU KAREYİ 10 MİLYON KİŞİ NASIL PAYLAŞTI
Bu fotoğraf karesinin hikâyesini tam bir yıl önce şöyle yazmıştım:
Bir yaşlı adam,
bir kedi...
Bir de gizli kahramanı var bu olayın.
Fotoğrafı Anadolu Ajansı’ndan İlhami Çetin çekti.
Önce Instagram’a İbrahim Pekman adlı bir Türk genci koydu o görüntüyü...
Sadece 616 takipçisi vardı... Ama Türkiye’nin insan yanını gösteren bu görüntüyü orada bırakmadı.
Wildlives
hesabına ulaştı.
O 616 kişi, 365 bin kişi oldu.
Sonra Yazminluv adıyla hesabı olan bir kıza ulaştı.
O genç kız koydu o videoyu kendi sayfasına...
Altına da İngilizce
o yaşlı adamı ve kedisini yazdı...
Sayfasına hep hayvan fotoğrafları koyan genç bir kızdı...
18 bin takipçisi vardı... Koyduğu fotoğraflar 300, bilemediniz 500 defa görüntüleniyordu.
İşte o genç kız, videoyu Instagram’a koyunca ne oldu biliyor musunuz? Bir insanlık imecesi, bir medeniyet mucizesi oluştu...
Amerika’nın en büyük talkshow’cularından Ellen DeGeneres bu videoyu onlardan alıp kendi hesabından paylaştı...
Böylece bu insanlık imecesini paylaşanların sayısı bir anda 10 milyona ulaştı...
BİR MİLLETİN ŞEFKATLİ ELİ BU YAVRUYU OKŞAMIŞSA
Bayanlar baylar...
Hanımefendiler, beyefendiler...
Burası Türkiye...
Bakmayın siz o olup bitene... Kanmayın o geçici hoyratlıklara...
Burada güzel insanlar da yaşıyor...
Vicdanlı, merhametli, içinde hem insan hem hayvan sevgisi dolu...
Gerçek insanlar...
Eğer bu kare, varoştaki çocuğundan tepedeki Cumhurbaşkanı’na kadar... Yılın fotoğrafı seçilmişse...
Aynı millet, geçen Ramazan Bayramı’nda bacakları kesilmiş kömür gözlü bir köpeğin küçücük ölü bedeninin arkasından birlikte ağıt yakabilmişse...
Hâlâ umut var demektir.
Paylaş