Paylaş
Yapılan o erkek geyikleri...
Hani bir uçtan ötekine şifreli diye fantezi meraklılarının yaptığı o anatomik paylaşımlar...
Kadınlar, siyasetçiler hakkında o yazılıp çizilen fıkralar...
Paylaşılan siyasi karikatürler...
Normal sohbetlerimizde ağzımıza almayacağımız ifadeler, kavramlar, küfürler...
*
Ne oluyor şimdi...
Üç yıldır yaptığımız her paylaşımın, attığımız her mesajın altında bize, “Merak etme bu paylaşımlarınız bir uçtan ötekine şifrelidir” güvencesi veren WhatsApp’tan sonra, 8 Şubat’tan itibaren bütün bu duygusal ve psikolojik çöp tenekemizi, kozmik odamızı Facebook ve üçüncü kurumlar da mı karıştıracak...
*
Dün Cüneyt Özdemir’in YouTube yayınına çıkan bir öğretim üyesi “Evet paylaşacak” dedi...
Bunun üzerine WhatsApp’ın yeni paylaşım kurallarını okudum.
Harfler o kadar küçük, yazılar o kadar uzun, ifadeler o kadar karmaşık ki...
Her zamanki gibi yine bir şey anlamadım.
Ama içimdeki bir ses “Bu böyle olamaz” diyor...
Herhalde insanların mahremiyet alanına, kozmik odasına, o hassas bölgeye girmeyecekler...
Muhalif insanları iktidarların pençelerine atmayacaklar...
*
Ama mesele sadece siyasi veya cinsel fantezi meselesi değil ki...
Ben WhatsApp üzerinden bir şifremi bir arkadaşımla paylaşıyorsam, o bilgiyi de alıp verecek mi...
O noktaya gideceklerini tahmin etmiyorum.
Bugün dünyada WhatsApp gruplarında çok katı biçimde uygulanan bir kural var.
İnsanlar o gruplarda yapılanları dışarı sızdırmıyor...
Yani “WhatApp’da konuşulan, paylaşılan WhatsApp’ta kalır” kuralı var.
*
Eğer bu kural sistemi bizzat WhatsApp tarafından çökertilirse...
Şu an bütün dünyada tekelleşmiş sosyal paylaşım platformlarına karşı bir tepki büyüyor.
WhatsApp böyle bir şey yaparsa Amerikan ve Avrupa Birliği kongrelerinde giderek dillenen “antitröst”, “antitekel” yasaları da hızlanır...
Yani altında ilk kalan Mark Zuckerberg olur.
GÜNÜN TARTIŞMASI
ESTETİKLİ KADIN VAKVAK AMCA’YA MI DÖNÜYOR
DÜN sabaha karşı Instagram’da son zamanlardaki en eğlenceli sohbeti izledim.
Saba Tümer o güzel kahkahaları ata ata Okan Bayülgen’le konuştu...
Okan formdaydı...
Neler demedi neler...
İsterseniz size Okan Bayülgen’den bir pazar potpurisi sunayım.
*
- ESTETİK YAPTIRAN SUNUCULAR: Estetik yaptıran kadınlara, özellikle de ekrandaki sunuculara bakıyorum. Hep tam karşıdan poz veriyorlar. Ama yüzlerini biraz çevirince o dudaklar öyle bir uzuyor ki... Hepsi Vakvak Amca’ya dönüyor.
*
- ERKEKTE HAFIZA YOK Kİ GÖRSELİ OLSUN: Erkeğin kadına yönelik “Görsel hafızası var” diyorsun. Erkeğin hafızası yok ki görseli, işitseli, bilişseli olsun.
*
- SAFARİ’Yİ BİLE SİLECEĞİM: Instagram felaket. Twitter öyle. Facebook mezarlık. YouTube’dan çıkacağım. Hatta cep telefonumdaki Safari’yi bile sileceğim. Bir tek Spotify iyi. Onda kalacağım.
*
- O ANNELERİN HEPSİ UYUŞTURUCU SATICISI: Çocuklarına oyalanması için cep telefonu, tablet veren annelerin hepsi aslında çocuklarına uyuşturucu satıyor.
*
- TİKTOK’TA DANS EDEN KIZLAR GERİ ZEKÂLI: TikTok bir felaket. Dünyanın sonu. Orada dans eden kızlar geri zekâlı. Çocuklarının IQ’su 15’se, cep telefonundan, tabletten izledikleri TikTok o IQ’yu 5’e indiriyor.
*
- Z KUŞAĞI PİLOT OLSA O UÇAĞA BİNMEM: TikTok, Z kuşağından neden umutlu olmamamız gerektiğini anlatan bir şey. Z kuşağından biri ameliyatım için doktor olarak karşıma çıksa ona güvenmem. Bindiğim uçağın pilotu olarak karşıma gelse güvenmem.
DÜNYANIN EN DENYO ÇOCUĞU BU HERHALDE
ÖNCEKİ akşam Taylan kardeşlerin yeni filmi “Azizler”i seyrettim.
Senaryosunu “Bir Başkadır” dizisinin senaryosunu kaleme alan ve yöneten Berkun Oya yazmış...
Son zamanlarda seyrettiğim en güzel Türk filmlerinden biri olmuş... Oyuncu kadrosu çok çok iyi...
*
Film, kısa süreli “gag”lar halinde gelişiyor ama bu gaglar birbiri ile ilgili...
Mekân ve dekorlar çok iyi... Filmde Haluk Bilginer, Engin Günaydın gibi dev oyuncular var. Ama hiç şüphesiz en büyük karakteri bir çocuk...
Caner...
Tam bir felaket...
Bir “Anti Evde Tek Başına çocuğu”...
Uyuyan dayısını, “Kalk vallahi yakarım yatağı, Allahıma kitabıma yakarım” diyerek uyandıran bir milli felaket...
Psikoloğun koyduğu teşhis ile “Denyonun önde gideni”...
“Jet Sosyete”deki “Gündüz Şahin” karakterinin erken tezahür etmiş hali...
*
Oyuncular, senaryo, akış hepsi harika...
Ama sırf bu denyoyu seyretmek için bile seyredilir...
KIZINA CEP TELEFONU VERİP TAKİP UYGULAMASI KOYMUŞ
OKAN Bayülgen’in görüşlerinin hiçbirine katılmıyorum ama onu bir “entertainment” ustası, bir standup’çı olarak izlemek çok keyifli.
Bu arada söylediği bir şey de çok dikkatimi çekti.
Kızının cep telefonuna onun nerede olduğunu izlemesine imkân veren bir uygulama koydurmuş.
Bildiğim kadarı ile kızı 10 yaşlarında... Takip App’i koyması normal.
Ama sorun şu...
Demek ki o da çocuğunun eline bir akıllı telefon veren ebeveynlerden...
Bu durumda acaba kendisini de uyuşturucu satıcısı olarak mı hissediyor...
Saba bunu sormadı o da cevabını vermedi.
DAMAT VE KIZ PANİKTE: O GÜN O ÇADIRDA YAPILAN İKİ TARİHİ HATA
İKİSİ de çarşamba günü yapılmış...
İlki, kışkırttıkları kalabalık Kongre binasına saldırırken, Trump’un kızı Ivanka’yı, o çadırda gösteren video...
*
Çadır “Kongre darbesinin komuta merkezi gibi”...
Her yerde ekranlar, monitörler var...
Ve Ivanka, darbenin başkomutanı babasının yanında görünüyor...
Çadırda kalabalık Kongre’ye girip senatörleri kaçırttığı için sevinçten dans edenler var...
*
İş orada kalmıyor...
Ivanka Twitter’dan bir mesaj atıyor ve saldırganları “vatanseverler” olarak niteliyor... Ancak biraz sonra işin vahameti anlaşılıyor...
Ivanka’nın ilk işi o mesajı silmek oluyor... Yerine barışçı bir mesaj yazıyor...
Ama darbenin komuta merkezinden gelen o görüntüler sosyal medya üzerinden bütün dünyaya dağılmış vaziyettedir...
*
Vanity Fair dergisi önceki akşam internet yayınında Trump ailesinin yakın çevresinden birinin izlenimini aktarıyor.
“Ivanka bu iki hatanın her şeyi tahrip ettiğini” düşünüyor.
Haksız da değil... Aile bugüne kadar sahip olduğu her şeyi kaybedebilir... Servetini ve özgürlüğünü yani...
DÜNYANIN EN TEHLİKELİ HAYVANI MEĞER NEYMİŞ
YOK...
Türk Adaleti artık “köpek” demeyi de hakaret saymadığına göre soruyu şöyle sorayım:
Dünyanın en tehlikeli canlısı nedir...
Amerika’da yaşanan olay gösterdi ki...
Ördekleri tenzih ederim. En tehlikeli canlı “Topal ördek”miş...
Yani görevinden ayrılmak üzere olan ve dolayısıyla korkulara bürünen bir başkan...
*
Adam seçimi kaybetmiş. O koltuktan kalkınca başına birçok felaketin geleceğinden neredeyse emin.
Ve daha üç ay o koltukta oturuyor...
Hâlâ başkomutan...
*
Bakın bu korku ve telaş ona nasıl bir deli cüreti verdi...
Amerika şimdi “topal ördek” süresinin çok uzun olduğunu tartışmaya başladı...
Demek ki başkanlık koltuğu, yaptığı kötü şeyler nedeniyle korku içinde yaşayan topal bir ördeğin psikolojisine daha üç ay boyunca emanet edilemezmiş.
Çünkü vicdanı rahat olmayan bir topal ördeğin şuuru da rahat olmuyor ve yapacağı çılgınlığı kimse tahmin edemez...
PAZAR MASASI KURMAK SİZDEN ‘EVDE GAZİNO’ PROGRAMI BENDEN
GEÇEN gün yazdığım Yorgo Vapuridis yazısı için çok mesaj aldım...
Gerçekten “Samyotisa” şarkısı harika...
Aynı şarkıyı Yunan sanatçı Nana Mouskouri de çok güzel söylüyor...
Ama Vapuridis’in yorumu tam İstanbul işi...
Bu arada eğer bugün evde güzel bir pazar masası kuracaksanız, “gazino programınız” benden...
Şöyle yapıyoruz...
Yorgo Vapuridis’in Spotify’da 1986 yapımı “Taverna Müzikleri Kralı” adlı bir albümü var.
Albüm, onun bir taverna gecesinde canlı kaydedilmiş...
Program onun sahneye davet edilmesi ile başlıyor...
“Avrupa turnesinden yeni dönen tavernalar kralı karşınızda...”
Sonra, arkasında çalan saz heyeti takdim ediliyor...
Kimler yok ki...
Murat Tezel, İsmail Şencalar, Kadri Şençalar, Metin Bükey, Kemal Gürses, İskender Paydaş ve daha niceleri...
Vapuridis geliyor ve “Yasu” diyerek programına başlıyor.
İLK ŞARKI ÇİFTETELLİ ARKASINDAN BİR GAZEL
PROGRAM İstanbul’dan başlıyor... İlk şarkı “Çiftetelli Türküsü”...
Tam İstanbul işi bir yorum...
Önce Rumca başlıyor...
Arkasından “Hoppa nina ninay yavrum” diye devam ediyor.
İkinci sırada bir gazel geliyor.
Çamlıca Mehtabı...
Sonra “Çapkın”, “Diri Dah Dah”, “Bu Gece Barda”, “Kasap Havası”...
*
Oradan ver elini İzmir... Kordonboyu...
“İzmirli Kız...”
“Çiçek gibi kokuyorsun
Ne de güzel bakıyorsun...
Deliriyom İzmirli kız” nakaratında çekirdek çitleme şivesini şöyle bir içinize çekiyorsunuz.
*
Oradan Karadeniz’e geçiyoruz:
“Çayelinden Öteye”, “Tabancamın Sapını”...
Ve en sonda tam taverna işi bir veda... Türkçe ve Rumca...
*
Oradan geçin 1989 albümüne...
Önce “Samyotisa”...
Sırada bir Rumeli şarkısı var...
Bu ülkenin insanlarının en keyifle ve gururla dinlediği Rumeli şarkısı...
“Vardar Ovası”...
*
Var ya... Ben geçen akşam evde bu masayı kurdum...
Vallahi şu pandemi döneminde şahane bir taverna gecesi geçirmiş kadar oluyorsunuz...
İyi pazarlar...
DARBE GÜNÜ ÇIKAN SON KINGS OF LEON ŞARKISI
ŞU sıralar Amerika’da en sevdiğim rock gruplarından biri olan Kings of Leon yeni şarkıları içeren son albümünü 2016’da çıkarmıştı.
Orada “Muchacho” adlı şarkılarını çok sevmiştim.
Grup dört yıldır yeni bir şey yapmıyordu.
Amerika Birleşik Devletleri’nden Kongre darbesinin yapıldığı gün bir single çıkardılar.
Tam anlamıyla “Pur” bir rock şarkı...
Ve adı da “Bandit”...
Yani “Haydut”...
Tam zamanında tam yerine oturdu yani...
Paylaş