Siyasi İnterpol emrinize amade

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Tam bir uluslararası ikiyüzlülük örneği... Üstelik ikisi de aynı güne rastlıyor. Londra'da Şili'nin faşist diktatörü tutuklanıyor.

Nedeni, birçok insanın hayatına mal olmak.

Aynı gün bir başka diktatöre Porto şarap üreticileri nişanı veriliyor.

PİNOCHET VE CASTRO

Birinin adı Pinochet...

Şili'yi 17 yıl yönetmiş faşist bir diktatör.

Ötekinin adı Castro.

Küba'yı 40 yıla yakın süredir yöneten diktatör.

İkisinin arasında iki fark var.

Biri faşist bir diktatör.

Öteki ise komünist.

Biri, Şili ekonomisini 17 yılda düze çıkarmış.

Öteki, Küba'yı 40 yıldır dünyanın en geri ülkelerinden biri olarak tutmayı başarmış.

Şimdi biri Londra'da tutuklanıyor.

Öteki Portekiz'de ödüllendiriliyor.

İkisi de İspanyol kültürünün egemenliğindeki ülkelerde devlet yönetmiş.

Bütün bunlardan, Pinochet'yi savunduğum sonucunu mu çıkaracaksınız?

Asla...

Ne onu, ne ötekini savunuyorum.

Karşı çıktığım tek şey, bu uluslararası ikiyüzlülük.

Ajanslardan gelen haberleri okuyorum.

Şili'de halk bayram yapıyormuş.

Peki bayram yapıyormuş da, yıllardır neden kendileri tutuklayıp kodese tıkmamışlar?

Gerekçe hazır.

‘‘Anayasa izin vermiyor. Pinochet, anayasayı buna göre hazırlamış.’’

Bunların hepsi masal.

Bunların hepsi palavra, sahtekârlık, riyakârlık.

Avrupa güya uluslararası bir siyasi içtihat yaratıyor.

HALK BAYRAMI

Ben bir başka ülkenin diktatörünü yakalarım demeye getiriyor.

Peki aynı Avrupa, Dursun Karataş gibi bir katilin, yakalandıktan sonra göz göre göre bırakılmasını neyle açıklayacak?

Günün birinde bir Fransız savcı, Fransa toprakları üzerinde Bask gerilla liderlerini öldürten İspanyol devlet çetesinin başbakanı Felipe Gonzales hakkında suç duyurusunda bulunduğu takdirde, onu da tutuklayabilecek mi?

Şili halkı memnunmuş.

TAŞERONA HAVALE

Bundan daha büyük bir aşağılanma olamaz.

Kendi halledemediği bir diktatörü taşerona havale etmek...

Aman ne güzel.

Herkes kızıp da siyaseten halledemediği siyasetçiyi, diktatörü, uluslararası siyasi tahsildarlara emanet etsin.

İkiyüzlülük uluslararası içtihat haline geldiği zaman, sahtekârlık da globalleşiyor demektir.

Şimdi bazılarının kafasında Kenan Evren fotoğrafının canlandığını görüyorum.

Aman bir de o yurtdışına çıksa da, İngilizler onu falan da tutuklasa...

Onun döneminde yapılan ve halkın yüzde 92'sinin oyuyla kabul edilen anayasayı değiştiremeyenler, şimdi 20 yıllık intikamlarını uluslararası taşerona ihale etme hayali ile yanıp tutuşuyordur.

Beşikteki bebeklerin, zavallı öğretmenlerin, kadınların kanına giren Şam haramisinin evinin avlusunda barbekü partisi yapmasına sesini çıkaramayanlar, Saddam'ların, Esad'ların yanında el pençe divan duranlar şimdi Pinochet'nin klinikte tutuklanmasına seviniyorlarmış.

Vicdan denilen şey meğer ne kadar geniş bir sahtekârlık çıkınıymış...

Londra'da bir ayağı çukurda bir diktatör eskisini tutuklamaya alkış...

Portekiz'de hâlâ halkının başında boza pişiren diktatöre Porto şarabı nişanı...

Hepimize bravo...

Demokrasi kurtuldu.

Sonunda demokrasinin evrensel, beynelmilel standartlarını bulduk.

Sonunda kendimize bir siyasi İnterpol de tayin ettik.

SAHTEKÁRLIK ÇIKINI

Şimdi yapılacak tek şey kızdığımız adamı, sırtına bir siyasi Kırmızı Bülten yapıştırıp, şöyle Londra'da bir iki gün geçirmeye ikna etmek.

Kimi mi?

Ne bileyim, milli sınırlar içinde kendi irademizle halledemediğimiz her şeyi ve herkesi.

Evren'i, Çiller'i, Apo Bey'i, çeteleri vs...

Siyasi İnterpol Londra'da emrimize amade...



Yazarın Tüm Yazıları