Paylaş
Peki Emenike o gün neredeydi?
Şimdi yazacağım olayı yeni öğrendim.
* * *
Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı en kritik maçlardan biri, Karabük maçıydı.
Emenike’nin maça çıkmayıp sonra Fenerbahçe’ye transfer olması dedikodulara neden olmuştu.
Etrafa şöyle daha da vahim bir dedikodu yayılmıştı.
YOBO’NUN EVİNDE Emenike o gün İstanbul’daydı ve Fenerbahçe’de oynayan Yobo’nun evinde saklanıyordu.
Tabii bu çok vahim bir iddiaydı.
Peki Emenike o gün gerçekten orada mıydı?
Yobo, Nijerya’dan Emenike’nin çok iyi arkadaşıydı. Hatta Nijerya milli takımına onu Yobo’nun tavsiyesi üzerine aldıkları anlatılıyordu.
YAŞ GÜNÜNE GELMİŞTİ Öyle iyi arkadaştılar ki, Emenike, Yobo’nun oğlu Joey’in yaş gününe katılmak için ta Karabük’ten kalkıp İstanbul’a gelmişti.
Yani bu dedikodunun “Sağlam” dayanakları vardı.
O gün bir gazeteci bundan şüphelenip bir “operasyon” yapmış.
Gazeteci, Yobo’nun kaldığı sitenin adresini tespit ediyor. Sitenin kapısına gidiyor.
ZARF BIRAKACAĞIZ Sitenin duvarları çok yüksektir ve kapıda iki güvenlik görevlisi vardır. Elindeki bir zarfa gazeteler koyar ve üzerine de “Jozeph Yobo” yazıp, “Yobo’ya bir zarf bırakacağız” der.
Güvenlik Yobo’nun evini arar, durumu anlatır, aldığı cevap üzerine, “Buyurun gidip bırakın” der.
Girdikten sonra, bahçeleri sulayan birine Yobo’nun evini sorup öğrenir. Gazeteci fotoğraf makinesini hazırlar.
Evin camları ve pencereleri açıktır. Kapıyı çalar, çıkan görevli kadına “Bay Yobo’nun evi burası mı” diye sorar. Ancak evde ne Yobo ne de Emenike vardır.
YAKADA FB KARTI Tam o sırada, yan taraftan, yakasında Fenerbahçe kartı olan bir görevli gelir ve “Ne istiyorsunuz” diye sorar.
“Yan eve bir zarf getirdim, duydum ki yeni transfer Emenike buradaymış. Birlikte hatıra fotoğrafı çektirmek istedim” der.
Görevli çok şaşırır ve “Aaa Emenike burada mıymış” diye hayretle sorar.
GAZETECİNİN YORUMU “Bu yanıttan Emenike’nin Yobo’nun yanında olmadığını anladım. Orada olsaydı, görevli saklayamaz mutlaka bir açık verirdi.”
* * *
Bu “operasyonu” yapan gazeteci, Hürriyet’in spor muhabiri Süleyman Arat.
Küçük bir ayrıntı vereyim.
BEŞİKTAŞLI AMA Süleyman Arat, Hürriyet’in Fenerbahçe muhabiridir ama Beşiktaşlıdır.
Şike olayının patlamasından çok kısa bir süre önce, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım, şampiyonum” adlı kitabı yayınlandı.
Olayı orada anlatıyor.
Arat’ın kitabını “şike olayı” patladıktan sonra okudum. İyi ki de öyle yapmışım. Çünkü çok daha dikkatle ve merakla okudum. Satır aralarına baktım.
Herkese tavsiye ederim.
Fenerbahçe’nin bu sezonunu ve şampiyonluk hikâyesini gün gün, maç maç yazmış. Çok akıcı ve basit bir dili var.
Okuduğunuz zaman, futbolcuların, teknik direktörün insanüstü bir gayretini, çektiği heyecanları, yaşadıkları stresi çok açıkça görüyorsunuz...
Bir de yukarıda anlattığım gibi, aslı astarı olmayan “şehir efsanelerini”...
* * *
143’TEKİ FOTOĞRAF Kitabın 143’üncü sayfasında bir fotoğraf var.
Süleyman Arat, Sivasspor maçından sonra çekmiş.
Protokol tribünü boşalmış, herkes sahaya inip şampiyonluğu kutluyor.
Bomboş tribünün ortasında bir kişi, adeta yığılmış gibi oturuyor.
Aziz Yıldırım...
O fotoğraf büyük ilgi çekmişti. Gazeteler, televizyonlar, internet siteleri bunu yayınlamıştı.
Arat, çektiği fotoğrafı şöyle yorumluyor:
“En tepedekiler en yalnız kişilerdi ve bu Fenerbahçe’de de böyleydi...”
- Süleyman Arat: “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım, şampiyonum”, Postiga Yayınları, Temmuz 2011
Paylaş