Türkiye’nin dört bir yanında insanlar isyan halindeymiş, zavallı Kürt çocukları işlerinden çıkarılmaktaymış umurlarında değil.
Varsa yoksa İmralı egoizmi.
Asırlardır Ortadoğu’yu inim inim inletmiş feodal takıntı, o biat, o iptidai secde kültürü bir milim kıpırdamamış.
Toprak ağaları gitmiş, yerine PKK ağaları gelmiş.
Meğer ne kadersiz, ne bahtsız bir bölgeymiş.
Ne bitmez çilesi varmış.
Hayret...
* * *
Evet günlerdir bölgenin belediye başkanlarından insanları sakin olmaya, birlikte yaşama duygusunu pekiştirmeye, kardeşliğe, barışa davet eden küçücük bir cümle bekliyorum.
Ben bekledikçe, oradan soğuk, karanlık, ürpertici uğultular geliyor.
O zaman ben de diyorum ki, bunların niyeti başka.
Yıllardır, ‘kültürel haklar, anadil vs.’ gibi laflarla bizi uyutmuşlar.
Yirmi yılda, kıblelerini Şam’dan İmralı’ya çevirmekten başka bir şey yapmamışlar.
Köylerde çoluk çocuk, kadın erkek, yaşlı genç demeden insan gırtlaklayan o zalimi şimdi çok daha iyi tanıyorum.
Bölgesinin insanı Bozüyük’te taşlanırken bile keyif alan, onun üzerine Fantomavari siyaset şatoları kuran, ülkenin insanlarının birbirine attığı taşlardan kendine siyaset şoseleri inşa etmeye çalışan o kafa artık çırılçıplak karşımızda.
O, barış falan istemiyor.
Onun sözlüğünde, kardeşlik kelimesinin karşısında hiçbir şey yazmıyor.
Huzur haneleri bomboş.
* * *
Hem orada, hem burada, hem şurada, insanların birbirlerine fırlattığı taşlardan yollar inşa etmeyi planlayan bu ruhsuz siyaset müteahhitlerine şunu söylemek istiyorum:
O yollar sizi götürse götürse kendi cehenneminize götürür.
Emin olun götürecektir de...
İşte tarih kitapları önünüzde.
İşte Google arama motorları orada.
Ansiklopediler raflarda.
Bu coğrafyanın cehennemi böyle taşların, böyle kayaların, topların, tüfeklerin ucundadır.
Bir yanda bu cehennem; öteki yanda 10 bin dolar geliri, 7 yüzyıllık beraberliği, kardeşliği, huzuru, medeniyeti ile Türkiyemiz.