O gün Dolmabahçe'de ne olmuştu

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi, askeri müdahaleler ve darbelerle ilgili bir komisyon kuruyormuş.

Daha önce de böyle bir komisyon kurulmuştu.

Haberin Devamı

TBMM üyelerinden oluşan komisyon, medyanın önde gelen kuruluşlarının patronlarını ve genel yayın yönetmenlerini Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlediği bir “hearing”e davet etmişti.
Bu tür davetlere gitme zorunluluğu yoktur.
Nitekim bazı gazetelerin patron ve yöneticileri Dolmabahçe’deki sorgulamaya gitmemişti.
Aydın Doğan ve ben gidip o komisyonda sorulan bütün soruları hiçbir şeyi saklamadan cevaplamıştık.
Ayrıca o gün bize sorulan soruları ve verdiğimiz cevapları küçük bir de kitapçık yapmıştık.
  
“Hearing” demokrat ülke parlamentolarının en önemli kurumlarından biridir.
Seçilmişler, kendi yaptıkları kanunların sınırları içinde kalmak koşuluyla, herkese istediği soruları sorabilirler.
Önyargısız ve tarafsız olması halinde bu komisyonun iyi bir iş yapabileceğine inanıyorum.
Gazetelerden öğrendiğime göre, önce 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat olayları ile ilgili alt komisyonlar kurulacakmış.
Komisyona gazetecilerin de çağrılacağı haberleri çıktı.
Elbette gazeteciler de çağrılmalı.
O nedenle Meclis’teki bu toplantıları merakla bekliyorum.
Ama merak ettiğim bir başka şey daha var.
Darbeleri sorgulamanın çerçevesi ne olacak?
  
Mesela;
-  27 Mayıs’ın öncesinde ve ertesinde yazılan yazılar, atılan manşetler de gündeme getirilecek mi?
Mesela;
-  12 Mart öncesi ve sonrasında yazılan yazılar, atılan manşetler de irdelenecek mi?
 Mesela;
-  Kahramanmaraş olayları sırasında medyanın tutumu ele alınacak mı?
Mesela;
-  12 Eylül öncesindeki manşetler, yazılar; o sabah atılan manşetler; izleyen günlerde, aylarda, yıllarda yazılanlar da konuşulacak mı?
Mesela;
-  Sivas katliamı hakkında yazılanlar da hatırlanacak, hatırlatılacak mı?

Haberin Devamı

Unutmayın bu memleket üçer üçer epey adam astı

TABİİ bir de bu görüşmenin yapılacağı o çatının, yani TBMM çatısının altında konuşulanlar var.
Mesela;
-  27 Mayıs öncesi ve sonrası o çatının altında kim neler demiş; Hatırlanacak, hatırlatılacak mı.
Mesela;
-  12 Mart döneminde o kutsal çatının altında ne görüşler savunulmuş. Bir bilanço çıkarılacak mı.
Mesela;
-  Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilirken, kim ne demiş, o çatı altında hangi sloganlar atılmış; kim ne oy kullanmış?
Yeni nesillere aktarılacak mı.
Mesela;
-  12 Eylül öncesinde ne tartışmalar yaşanmış? Ülkeyi Beyrut’a döndüren örgütler sokaklarında kimlik kontrolü yaparken, onlar ne yapmışlar?
  
Mesela;
-  28 Şubat sürecinde, MGK bildirisi imzalanırken, uygulama talimatları bakanlıklara gönderilirken, o çatı altında kim ne yapıyormuş?
Sincan’da tanklar yürürken, kim o tankların üstüne çıkmış da, bu medya yazmamış.
Genç nesillere bu gerçekler anlatılacak mı.
Mesela;
-  O dönemde, Refahyol hükümetini düşürmek için verilen gensoruda seçilmiş kaç milletvekili, ‘Düşürülsün’ diye oy kullanmış?
  
Mesela;
-  Susurluk çetesi konuşulurken, ‘Gulu gulu’ dansına katılanlar kimlermiş?
Yani herkes kendinin veya cemaatinin “ıslak imzasına” sahip çıkma namusunu gösterebilecek mi.
Bir de, hazır her dönemin adaletsizliklerini konuşmaya başlamışken, bugünkülere de şöyle bir değinilecek mi?
Yoksa onu konuşmayı da 15 yıl sonrasına mı bırakacağız.
  
Darbeler ciddi toplumsal ve siyasi olaylardır.
Türkiye, bunlarla yüzleşmelidir.
Yok, niyet “İbret için sallandıracaksın üç kişiyi” ise...
Bu ülke, üçer üçer epey insan astı...
Şimdi sıra kimdeyse, onlar da üç kişi asar, olur biter.
Sonra...
Sonra “Next” denmesini beklersiniz...
-  NOT: “Next” İngilizce “Sıradaki” anlamına gelir.

 

Yazarın Tüm Yazıları