Paylaş
Laf tam yerine oturdu...
“Aynı maklubeye kaşık sallayanlar...”
*
Hatırlayın, aynı yağmur altında sırılsıklam olunan o günleri...
Maklube hayranlarını...
Bin bir türlü maklube tarifi verenleri...
Maklube gecesi düzenleyenleri...
Özel maklube partilerini...
O partilerden sonra atılan övgü ve muhabbet dolu tweet’leri, mesajları...
Bu kaşık yoldaşlığının çetelesini tutsaydık eğer...
Maazallah, Türkiye’nin bir ucundan girer, öteki ucundan çıkardı.
*
Peki var mıydı aynı maklubeye kaşık sallamayan...
Vardı tabii...
Üstelik birini çok iyi tanıyorum.
O da benim...
*
Sebebi de çok basit...
Bu “maklube” lafını hiç sevmedim...
Ve açıkça yazdım.
Adı maklube olan bir yemekle işim olmaz...
*
O nedenle muhafazakâr kesimdeki arkadaşlara tavsiyem şu...
Aklınız varsa bir an önce kapatın şu maklube muhabbetini...
*
Yoksa hepinizin kaşığı kırılır vallahi...
BİR ORTODOKS SÖYLERSE MÜSLÜMAN UTANMALI MI
RUSYA Devlet Başkanı Putin’in Ankara zirvesinde Kuran’dan okuduğu ayet bazı muhafazakâr yazarlar tarafından Müslümanlar için “utanç” olarak kabul edildi...
*
Haksız da değiller... Okuduğu, Kuran’ın en önemli ayetlerinden biri olan Al-i İmran Suresi... Şöyle diyor:
“Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Allah’ın size olan nimetini anın. Hani siz birbirinize düşmandınız, Allah gönüllerinizi birbirine yaklaştırdı da O’nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz Allah sizi oradan kurtardı. Doğru yola erişmeniz için Allah size ayetlerini böyle açıklıyor.”
*
Ne yazık ki adresi de çok doğru...
Bugün dünyada birbirinin gırtlağına sarılmış en büyük inanç topluluğu Müslümanlar...
*
Bu sözler Ortodoks bir Hıristiyan’ın ağzından çıkıyor, dolayısıyla biz Müslümanlar utanmalıyız değil mi... Öyle ama, tam da öyle değil...
*
Çünküüüü...
Bu sözleri söyleyen Putin, aynı zamanda İslam Konferansı üyesi bir ülkenin lideri...
Putin, 2003 yılında, kendi imzası ile İslam Konferansı Örgütü’ne başvurarak tam üye olmak istedi.
*
Gerekçesi de şuydu:
“Rusya’da 20 milyon Müslüman vatandaş yaşıyor. Yani Rusya dünyanın en büyük Müslüman ülkelerinden biri...”
Tam üye olamadı ama şu an örgütün gözlemci üyesi...
Yani, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile aynı statüde...
*
O nedenle utancınızı hafifletmek isterseniz, şöyle de bakabilirsiniz... Bu sözleri söyleyen kişi aynı zamanda Müslüman dünyanın bir üyesi...
Yani içimizden biri...
Tek farkı “Kol kırılır yen içinde kalır” demeyenlerden biri...
AL-İ İMRAN SURESİ’Nİ PUTİN’DEN ÖNCE KİM, KİME OKUMUŞTU
AL-İ İmran Suresi, Putin’den 32 yıl önce Türk siyasetine çok etkili biçimde girmişti. Bunu söyleyen rahmetli Turgut Özal’dı...
“Allah’ın ipine sarılın” cümlesini ilk defa yanılmıyorsam 1988 yılında Diyarbakır’da söylemişti...
PKK terörünün başladığı yıllardı ve Özal kalabalık bir Kürt vatandaş topluluğuna böyle demişti.
Aynı sözü, 1989’da Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Meclis’te de tekrarladı.
STARBUCKS VİTRİNİNDEKİ BİR KEKİN İLGİNÇ HİKÂYESİ
GEÇEN temmuz ayından itibaren Starbucks vitrinlerine konan bir kek dikkatimi çekti.
Adı “San Sebastian Cheesecake”...
Hemen altında şöyle bir ifade var:
“By Chef Ali”...
İşte bunu merak ettim ve arkasından güzel bir hikâye çıktı.
*
Meğer bu keki, Ankara yıllarımdan tanıdığım şeflerden biri olan Ali Açıkgül yapıyormuş.
Peki San Sebastian adı nereden geliyor?
Ali İspanya’ya gittiğinde “Torta de Queso” diye bir tatlı görüyor.
Bir tür peynirli kek...
*
Dönüşte kahve festivallerinde bu tatlıyı yapmaya başlamış.
Bir çok denemeden sonra kendi tarifini yapmayı başarmış.
İnsanlar beğenip adı ne deyince de, bu tatlıyı ilk defa San Sebastian’da gördüğü için “San Sebastian kek” demiş.
Ama İspanya’da böyle bir kek ve bu tarif yok...
*
Kek Türkiye’de çok tutunca birçok pastane San Sebastian kek diye bunu yapmaya başlamış.
Ali şimdi bu markanın kendine ait olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
Bir ölçüde başarmış da...
Şu anda kendi ürünü olarak 6 firmaya vermeye başlamış.
Bunlardan biri de Starbucks...
Ben de tattım... Harika bir kek...
TÜRK KEDİLERİ HARİKA BİR YUNAN’I KAYBETTİ
BUGÜN Yunanistan müzik listelerine girerseniz, Lavrentis Maheritsas isimli bir şarkıcının altı-yedi şarkısını görürsünüz.
Hepsi eski şarkılar...
Niye listeye girdi diye merak ederseniz, cevabı şu.
Çünkü bu büyük şarkıcıyı 9 Eylül günü kaybettik...
Geçen haftadan beri durmadan onun “Enas Tourkos, Sto Parisi” şarkısını dinliyorum...
1996 yılında çıkmış harika bir şarkı...
“Paris’te bir Türk” demek...
Sonbaharda sayfiye yerlerine çöken hüznü çok iyi anlatan bir akordeonla başlıyor..
Artık ıssızlaşan Akbük’te çok iyi geldi bana...
ŞARKI SÖZÜ... BU KEDİN TÜRK VAR YA BENİ DE TÜRK YAPACAK
ŞARKININ sözlerinin çevirisini Ekşi Sözlük’te buldum:
*
“Bana tatile gelmeyeceğini yazıyorsun
Borçlu olduğum derslerim var diyorsun
*
Fotoğraflar gönderiyorsun bana Louvre’dan
Ve başkalarını... Kedin Türk’le çektiğin fotoğraflarını
*
Beni çok özlediğini yazıyorsun
Kâğıttan öpücük gönderiyorsun
*
Türk merdivenlerde zıplıyor
Kıskanıyorum küçük kedini...
Bu Türk beni Türk yapacak...”
DÜZELTME... HATAMI MI DÜZELTEYİM KENDİMİ Mİ KUTLAYAYIM
DÜN yazılı gazetedeki köşemde vahim bir hata yaptım.
BİR: Şanlıurfa ile Kahramanmaraş’ı karıştırdım.
İKİ: Şehirleri karıştırınca, Sütçü İmam’ı da Şanlıurfalı yaptım.
ÜÇ: Maraşlılara sesleneceğime Urfalılara seslendim.
DÖRT: Yine de övülecek bir tarafım var. Bu kadar hatayı iki paragraflık bir yazıya sığdırmayı da başardım.
Dün seferiydim...
İzmir’den çıkıp yeni yoldan İstanbul’a geliyordum...
Düşünsenize artık Manisa’yı, annemin babamın memleketi Akhisar’ı görmeden geçiyorsunuz...
Kafam karıştı, bütün çocukluk hatıralarım silindi...
Sonuçta bu hata oldu...
Çok özür dilerim.
Paylaş