Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar

Sakalları hafif beyazlaşmış adam kamyonetinin kapısını açıp ayağını yere attığı an donup kaldı.

Haberin Devamı

On yıla yakın süredir neredeyse her gün geldiği bu korunun kenarında gördüğü şeye hayretle baktı.

Önünde kafası bedeninden koparılmış bir ceset yatıyordu...

Biraz daha ilerleyince aynı durumda başka cesetler de gördü...

Bu olay geçen kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri’nin Washington eyaletinin Custer kasabası civarında meydana geldi...

Bu katliamı yapan acımasız katil veya katiller kimdi?

Bir tarikat olayı mıydı?

İşte size korona döneminin ilk esrarengiz seri cinayetler dizisinin hikâyesi...

Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar

İLK İZ 16 KİLOMETRE UZAKTA BULUNUYOR

Aranan katiller insan değildi...

Çünkü başı kesilenler de insan değil, bölgedeki balarılarıydı.

Haberin Devamı

Kasım ayında bir gece meçhul katiller Washington civarındaki bir kovana girmiş ve yüzlerce balarısının başını keserek katletmişti.

Cinayetleri araştırmak üzere Ruth Danielsen adlı bir kadın dedektif görevlendirildi...

Ruth Danielsen aslında profesyonel bir dedektif değildi.

Kendisi de bir arıcıydı...

Ancak geçmişte de arılara musallat olan hastalıklar ve arıları yok etmeye uğraşan başka böceklerle mücadelede görev almıştı.

Bir tür iz sürücüydü.

Etnik kıyafetlere meraklı, yerel kültür ve gelenekleri iyi bilen bir kadındı.

Böylece Amerika arıcılık tarihinin en büyük seri katil avı başladı.

Cinayetle ilgili ilk somut ipucu o kasım ayının son günlerinde, cinayetlerin işlendiği yerden 16 kilometre uzaklıkta bir yerde bulundu.

Aslında bulunan şey başkalarının zerre kadar ilgisini çekmezdi...

Çünkü ilk bakışta sıradan bir eşekarısı gibi görünüyordu ama herkesi şaşırtmıştı.

Çünkü bu bir “dev Asya eşekarısı”ydı...

PEKİ BU KATİLLER NEREDEN GELMİŞTİ

Bir tür “katil yakuza arı”ydı bunlar...

Balarıları gibi çok büyük gruplar halinde dolaşmazdı. Bir tür çeteydiler.

En büyük besinlerinden biri balarılarıydı.

Ancak ortada açıklanması gereken iki durum vardı.

Bugüne kadar Amerika topraklarında hiç yakuza eşekarısı görülmemişti...

Ayrıca 16 kilometre bir eşekarısı için uzun bir mesafeydi.

Haberin Devamı

Demek ki ortada bu katliamı yapan ikinci bir yakuza çetesi daha vardı.

Dedektif bunun üzerine bir katil eşekarısı haritası hazırlamaya başladı.

İkinci iz, Kanada sınırının hemen ötesinde Vancouver Adası’nda bulundu.

Bu iz kafaları iyice karıştırdı.

Çünkü ada, anakaradan, dev eşekarılarının uçamayacağı kadar uzak mesafedeydi.

Dolayısıyla katiller onlar da olamazdı ama şu sorunun cevabı da bulunamıyordu:

Bu dev Asya eşekarıları o adaya nasıl gitmişti?

Amerika’da cinayeti işleyen eşekarılarının izi bir tür bulunamıyordu.

İlk hedef bu katillerin ormanda saklandığı yeri ve hücre evlerini bulmaktı.

HÜCRE EVİNE İLK GİRENİN PANTOLONUNA NE GİRDİ

İşte burada Vancouver’da bulunan iz yardımlarına geldi.

Haberin Devamı

Çünkü burası bir adaydı ve buradaki hücre evini (eşekarısı kovanını) bulmak daha kolaydı. Nitekim aranan kovan Nanaiono denilen bölgede bulundu.

Uzman bir arıcı kalın pantolonlar ve koruyucu arı maskeleri takarak gece bu kovanın civarına gitti. Üzerinde ‘kevlar’dan yapılmış koruyucu bir zırh da vardı. Ancak kovana yaklaşırken çıkardığı sesler katil arıları uyandırdı ve müthiş bir saldırıya uğradı.

Bu telaşla kovanın içine karbondikoksit gazı vermeye çalıştı. Tam o an, önce pantolonunun içinden bir şeylerin yukarı doğru tırmanmaya başladığını fark etti.

Ve ilk acıyı yine o an hissetti. Yıllardır arılar tarafından binlerce kere sokulduğu halde böyle bir acıyı ilk defa tadıyordu.

Haberin Devamı

Bu arılara Japonya’da “Katil arı” denmesinin nedeni buydu. Çünkü iğnelerindeki zehrin gücü bir yılanınkiyle neredeyse aynıydı. Ancak birkaç eşekarısı örneği ve kovandan bir parça almayı başardı.

JAPONYA’DAN GELEN BİLGİ DEDEKTİFLERİ ŞAŞIRTIYOR

Oradan alınan eşekarısı örnekleriyle, kovanın bir bölümü Asya eşekarılarıyla yıllardır mücadele ederek uzmanlaşan Japonya’daki bir enstitüye gönderildi.

Birkaç hafta sonra geldiğinde hayretler içinde kaldılar.

Gönderilen arıların Japonyla’daki yakuza eşekarılarıyla bir ilişkisi yoktu...

Kimdi bu esrarengiz katiller öyleyse?

Ve ilk şüphe o zaman akıllara geldi: Acaba Asya’dan gelirken yolda mutasyona uğramış katiller olabilir miydi?

Haberin Devamı

Yani “Transformers” filmindeki “Bumblebee” gibi...

Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar

‘ARI INDIANA JONES’U’ YAKUZA KRALİÇESİNİN PEŞİNE TAKILIYOR

DEDEKTİF Danielson yine başa dönmüştü...

Artık ilk cinayetlerin işlendiği ormana girip katillerin hücre evini orada aramaktan başka çare kalmamıştı.

Artık cevap vermeleri gereken ilk soruyu biliyorlardı

Acaba gizli bir yakuza kraliçe grubu Amerika’ya sızmış olabilir miydi?

Sıradan erkek yakuzalar uzun mesafelere gidemiyordu ama kraliçeler saatte 30 kilometreye kadar hızla uçabiliyor ve uzak mesafelere gidebiliyordu.

Bu işi çözebilecek tek kişi Chris Looney’di...

Dr. Looney Vancouver Adası’nda yaşayan bir tür Indiana Jones karakteriydi...

Yapacağı iş kraliçeye tuzak hazırlamaktı.

Şeffaf sürahilerin birine portakal suyu, ikincisine pirinç şarabı ve üçüncüsüne kefir koyarak ormanın çeşitli yerlerine yerleştirdi.

Şunu biliyordu. Yakuza kraliçeleri bununla kovan yapmaya başlayabilirdi.

Katil eşekarılarının kovan içi sıcaklıkları 30 santigrat civarında oluyor.

Termal kameralarla orman içinde bu sıcaklıktaki noktaları izleyeceklerdi.

DOSYADA KALMIŞ BİR BİLGİ: 2013 YILINDA ÇİN’DE NE OLDU

Korona döneminin ilk toplu cinayet hikâyesi şimdilik burada bitiyor.

Dedektif Danielson Amerika’nın kuzeybatısındaki bu bölgede “Fargo” filminin kadın polisi “Marge Gunderson” gibi katili aramaya devam ediyor.

Ama bunun için önce ormanın derinliklerine saklanan “samuray kraliçe”yi bulmaları gerekiyor.

Bu saate karşı bir yarış.

Ya onlar bu katil eşekarılarının üslerini bulup imha edecekler...

Ya da dev Asya eşekarıları Amerika kıtasının balarılarına jenosit yapacak...

Yani insanlık korona katillerine karşı mücadele ederken balarıları da yine Asya’dan gelen yakuza çetesine karşı savaşıyor.

Ve dedektif Danielson’ın kafasını yoran son dosya.

Bu katil eşekarılarıyla ilgili son bilgiler 2013 yılında dosyalara girmişti.

Ve bilin bakalım bu bilgiler nereden gelmişti?

Çin’in resmi haber ajansından...

O yıl dev eşekarıları Shanxi eyaletinde insanlara saldırmış ve 42 kişiyi öldürmüştü.

Yaralı sayısı ise 1600’dü...

Acaba bu katiller de Çin’den mi gelmişti...

......................................

NOT: Bu bilgileri geçen mayıs ayından beri Amerikan medyasında çıkan yazılardan ve pazar günü New York Times’ta yayınlanan haberden derledim. Senaryo her zamanki gibi bana ait.

Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar

HATTORİ HANZO KILIÇLARIYLA 14 SANİYEDE BİR KAFA KESİYOR

BU yakuza eşekarılarının görünümü çok farklı. Gözleri filmdeki “Örümcek Adam”ın gözlerine benziyor.

Çeneleri, “Kill Bill” filminde gördüğümüz Hattori Hanzo kılıcı gibi. Bununla balarısının kafasını kesiyor ve göğsünü çıkarıp alıyor.

Yavrularını bununla besliyor.

Bir katil eşekarısı bu balarısı kovanı keşfedince, önce iki-üç çete elemanıyla geliyor, sonra daha kalabalık grup katılıyor. Bir yakuza arı 14 saniyede bir balarısı kafası kesiyor.

Böylece bir kovanın tamamının kafasını bir saatte kesebiliyorlar.

Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar

BALARISININ SİLAHI: KATİLİ CANLI CANLI PİŞİRMEK

BUNLARA karşılık Japonya’daki balarıları, dev Asya eşekarılarına karşı yüzyıllardır süren mücadelelerinde çok etkili bir silah geliştirdi.

Katil kovana girdiği an 50’ye yakın balarısı onun etrafını sarıp top haline geliyor ve kanatlarının çok hızlı çırpmaya başlıyor. Kanat çarpmasının yarattığı ısı içerdeki topun içini 45 derece sıcaklıkta bir fırın haline getiriyor. Balarıları bu sıcaklığa dayanabiliyor ama katil yakuza arılar bu fırında resmen pişiyor.

Korona döneminin ilk esrarengiz cinayeti: Korudaki kesik başlar
Dr. Looney, arı Indiana Jones’u, kraliçenin peşinden ormana giriyor.

KATKIDA BULUNANLAR

Sayfa Editörü: Eyüp Serbest
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları