Kirli adam çek elini Türk'ün de Kürt'ün de yakasından artık

Kalleşçe pusu kurdun... İnsanları canlı bomba yapıp saldın askerin, sivilin üzerine...

Kalleşçe katlettin...

Bu millet, bu devlet bir adım geri atmadı...

Yasını tuttu, ama bildi ki bir gün ahı da tutacak...

Azimle durdu devletinin arkasında, ordusunun yanında...

Benim binbaşım, albayım, yarbayım, askerinin önünde mertçe savaşıp şehit olurken, sen tırstın... Kandil’in en karanlık izbelerinde başını siperden bile dışarı çıkaramayacak kadar bencildin, korkaktın...

7 Haziran’da doğan demokrasi ve barış umudumuzu da sen tükettin... Sur’un Kürt tarihini de sen tarumar ettin...

Hayatının baharına bile gelmemiş Kürt çocuğunu sürdün Sur’da, orada burada öne...

Kürt çocuğunu tükete tükete, tıkındın... Doyuramadın bir türlü kan bürümüş aç gözünü...

Sen ey Kandil’deki kirli adam...

Hangi karanlık mahfilden temin ettiğini çok iyi bildiğimiz o kör kurşunun ata ata bitmedi...

Ama bu milletin yüreğinde çarpan azim de bitmedi...

Çek artık o kirli elini...

Çek... Türk’ün de, Kürt’ün de yakasından...


FARK SADECE GELİNLİK Mİ CÜBBELİ AHMET HOCA

EY magazinciler hepiniz bilin ki, Fatih’te oturan başörtülü bir kız, muhafazakâr magazincilikte harikalar yaratıyor.

Cübbeli Ahmet düğünü olayını ortaya Hürriyet Sosyal yazarı Ayşe Baykal çıkardı.

Cübbeli Ahmet dünkü açıklamayı onun yazısı üzerine yapmak zorunda kaldı.

“Kızımın gelinlik giymesine mani olamadım” diyor.

Hocam fark sadece gelinlikte mi...

Hürriyet Sosyal yazarı Ayşe Baykal, geçen pazartesi günü sayfasına çok ilginç bir yazı koydu ve art arda yapılan iki muhafazakâr düğünü karşılaştırdı.

Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye, öteki ise “Cübbeli Ahmet Hoca” diye tanınan Ahmet Ünlü’nün kızı Yüsra...



İşte Ayşe Baykal’a göre farklar:

- Her ikisinin de babalarının belli bir misyonu var.
- Her iki ailenin de istedikleri düğünü yapacak maddi imkânları var.
- Sümeyye Bayraktar, kına gecesini Huber Köşkü’nde, aile arasında yaptı.
- Yüsra Palazoğlu, kına gecesi için beş yıldızlı bir otel olan Zorlu Raffles’ı seçti.
- Sümeyye Bayraktar, İstanbul’da bir kültür merkezinde geniş katılımlı bir düğün yaptı.
- Yüsra Palazoğlu ise Boğaz’daki beş yıldızlı Four Seasons Hotel’de şatafatlı bir düğün...
- Sümeyye Bayraktar’ın düğünü babasının siyasi kimliğiyle örtüşürken, Yüsra Palazoğlu’nunki babasının dini misyonu ve talkını ile taban tabana zıttı. 
- Erdoğan kızının düğününe mahallesindeki bakkalı da davet etti, Cübbeli Ahmet ise “Yüsra elimizde büyüdü” diyen dostlarını bile hatırlamadı...
- Cumhurbaşkanı’nın düğünü gizli değil açık yapıldı, Cübbeli Ahmet’inkinden ise sadece Instagram’a konulan bir video sayesinde haberdar olunabildi.

Ben de damatlar arasındaki farkı yazayım.

- Cumhurbaşkanı’nın damadı düğünde koyu renk elbise giymiş, kravat takmıştı.
- Cübbeli Ahmet’in damadı ise smokin tercih etmişti. 

Sümeyye-Selçuk Bayraktar düğünü üzerinden Cumhurbaşkanı’nı eleştirenler bu farkı dikkate alırlarsa daha insaflı olabilirler.


CÜBBELİ AHMET'İN İTİBARI BU DÜĞÜNLE AZALIR MI

AYŞE Baykal ağırlığını ve tercihini Cumhurbaşkanı’ndan yana koymuş. “Cübbeli Ahmet Hoca’nın itibarı bu düğünle ciddi anlamda zedelenecektir” diyor.

Sanmıyorum.

- Jet-ski’de fotoğrafı yayınlandı, müritleri arttı.
- Cezaevine girdi. İtibarı yükseldi.
- Seks kasetleri çıktı. Vaazlarına ilgi çoğaldı.
- Bu düğünle de fanatiklerinin sayısı tavan yapacaktır.

İslami siyasette ve cemaatlerde, aşk meşk, seks kasedi, yolsuzluk, hırsızlık hiç mi hiç sorun olmuyor...


SÜMEYYE BAYRAKTAR'IN GELİNLİĞİNİ KİM DİKTİ

DÜĞÜN sırasında ve sonrasında önce gelinliğin rengi tartışıldı. Beyaz mı somon mu karar verilemedi.

Sonra kimin diktiği konusu geldi.

Cumhurbaşkanı’na yakın birkaç gazetede gelinliği “Kızıl Sakal” lakaplı Tanju Babacan’ın diktiği yazıldı. Emine Erdoğan’ın da terzisi olduğu söylendi. Ancak muhafazakâr modanın en uzman yazarı Ayşe Baykal dün köşesine şu cümleyi koydu:

“Not: Sümeyye Erdoğan’ın çok konuşulan gelinliği İpekyol imzalı...”

Merak ediyorum. Acaba hangisi doğru...


KİLOLARIN İNTİKAMI BU OLMAMALIYDI CENGİZ

CENGİZ Semercioğlu dün Kelebek’te benim Fenerbahçe basket koçu Obradovic’le ilgili 3 günlük yazı dizimi eleştirmiş.

“Fenerbahçe şampiyon olmadı Ertuğrul abi” diyor.

Cengiz kardeşim, hadi bana haksızlık ediyorsun tamam. Ama gazetene etme hiç olmazsa. Beşiktaş şampiyon olduktan sonra bu gazetede, her biri tam sayfa, 3 günlük harika bir şampiyonluk hikâyesi yayımlandı. Quaresma’yla kaftanlı mülakat, Fikret Orman’ın babasının ve Süleyman Seba’nın mezarını ziyaretleri günlerce yayınlandı.

Galatasaray’ın basketteki şampiyonluğuna en az Galatasaraylılar kadar sevindim. Takımın Ergin Ataman gibi harika bir koçu var.

Şimdi ben de sana sorayım.

Sen ilk gençlik yıllarında Beşiktaşlıydın, sonra Galatasaraylı oldun.

Sen varsın, Kanat Atkaya var... İyi de hanginiz gidip o insanı bize tanıtacak, anlatacak bir yazı yazdınız.

Ben sana biraz kilo aldın diye abi nasihati yapmıştım, sen bana “Ama abi sen de Kızılderilileri öldürmüştün” diye cevap verdin. Bu da olmadı...