Kimmiş o konuşan yetkili

KUZEY Irak, Türkiye’ye bağlanır mı? Eğer konuşulacak bir haber istiyorsanız, işte tam budur.

En entellektüel kulüpten kahvehane köşesine kadar konuşulacak bir haber.

Dün birçok gazetenin manşetinde bu haber vardı.

Dünyanın önemli düşünce kuruluşlarından biri son raporunda "Bazı Kürt yöneticiler", Kuzey Irak’ın Türkiye’ye bağlanabileceğini yazmış.

Düşünebiliyor musunuz, Musul ve Kerkük, Türkiye’nin bir eyaleti.

Bunu söyleyen kim?

"Adını açıklamayan bir Kuzey Irak yetkilisi..."

İnsan merak ediyor, konuşan kişi gerçekten yetkili mi değil mi?

İtiraf edeyim, biz önceki gün bu haberi fazla önemsememişiz.

Hatta, "Atlamışız" bile diyebilirsiniz.

Dün gazetelerin manşetinde görünce, biraz geriden gelip olayla ilgilendim.

* * *

Bölgeyi en iyi bilen gazetecilerden biri Cengiz Çandar.

Onun yazısını dikkatle okudum.

Çandar, söz konusu raporu kaleme alan Uluslararası Kriz Grubu’nun Irak ve Ortadoğu sorumlusu Joost Hilterman ile konuşmuş.

Ona direkt olarak, "Size bunları söyleyen Kuzey Iraklı yetkili kim" diye sormuş.

O da adını vermiş.

Çandar konuşan kişinin adını açıklamıyor.

Ama bu kişinin kimler olmadığını yazıyor.

"Bu sözleri söyleyen ne Celal Talabani, ne Mesut Barzani, ne Neçirvan Barzani, ne de bir ay içinde onun yerini alması beklenen Barham Salih. Üstelik o atıf yapılan sözler, yaklaşık bir yıl önceki bir görüşmede bir fikir egzersizi bağlamında söylenmiş."

Dolayısıyla Çandar’a göre, "Iraklı Kürtler Türkiye’ye katılmak istiyor" gibisinden özel bir heyecana vesile olması gereken bir durum yok.

Bütün bunların dışında, şu sıralarda, Türkiye ile Kuzey Irak Kürtleri arasında, dışarı pek yansıtılmayan ciddi sorunlar varmış.

Birkaç gün önce Erbil’deki Kürt parlamentosu, "Kürdistan Bölge Yönetimi Anayasası’nı" kabul etmiş.

Anayasa, Eski Musul vilayetinin kapsadığı toprakları, Kürdistan toprağı olarak kabul ediyormuş.

Yine Cengiz Çandar’ın yazısından okuduğuma göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçtiğimiz pazar günü ABD Başkanı Obama’yla bir telefon konuşması yapmış ve Türkiye’nin rahatsızlığını dile getirmiş.

Anlayacağınız durum, öyle "Kürtlerin, biz gelip size bağlanalım" diyeceği bir noktada değil.

* * *

Ancak, Kuzey Irak’ın Türkiye’ye bağlanması, hepimizin ağzına sakız gibi yapışacak bir konu.

İnsan inanmasa bile hemen bu konuda fikir yürütmeye başlıyor.

Bu haberleri okuduğum zaman rahmetli Turgut Özal’la yaptığımız bir sohbet aklıma geldi.

Özal, "Olaylar bu şekilde gelişirse, önümüzdeki 20-30 yıl içinde Gürcistan, Nahcivan ve Kuzey Irak, Türkiye’nin arka bahçesi olur" diyordu.

O tarihlerde Gürcistan’ın başında Şevardnadze vardı.

Şevardnadze ABD ziyareti sırasında verdiği bir demeçte, "Gürcistan, Rusya’nın güney ucu değil, Türkiye’nin kuzey ucudur" demişti.

Ama aradan geçen zaman, bu tezi zayıflattı.

Putin bir hareketle, bu tezi belki de çok çok uzaklara attı.

Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Kuzey Irak, bu teze çok yakın bir noktaya gelmişti.

Hatta o günlerde Kuzey Irak’ta Türk Lirası’nın resmi para birimi olarak tedavüle sokulması bile gündeme gelmişti.

Ancak Türkiye Merkez Bankası bu fikre karşı çıktı ve proje gerçekleşmedi.

* * *

Şimdi realite bizi nereye götürüyor?

Bana göre, rahmetli Özal’ın tezi er veya geç gerçekleşecek.

Türkiye bu bölgede giderek en kuvvetli cazibe merkezi haline geliyor.

Ben, psikolojik sorunların aşılması halinde Ermenistan’ın bile er veya geç Türkiye ile gevşek sınırlara sahip bir ülke haline geleceğine inanıyorum.

Kuzey Iraklı Kürtler için de görüşüm budur.

O nedenle Uluslararası Kriz Grubu’nun raporunda ortaya atılan bu görüş, belki kısa süre için bir anlam taşımıyor ama, uzun vadede mutlaka konuşacağımız bir konu olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları