Paylaş
Size değil, vicdanlarınıza, gölgelerinize konuşuyorum.
* * *
- Hepiniz, hepimiz çok iyi biliyoruz ki...
Bu ülkede Anayasa çiğnenmektedir.
- Hepiniz, hepimiz çok iyi biliyoruz ki...
Bu ülkede “tarafsızlık yeminleri” unutulmuştur.
* * *
- Hepiniz, hepimiz çok iyi
biliyoruz ki...
Bu seçime şimdiden hile ve desise karıştırılmış, demokrasilerin vazgeçilmezi olan “sandıkta eşit yarış” ilkesi ayaklar altına alınmıştır.
- Hepiniz, hepimiz çok iyi
biliyoruz ki...
Seçim yasakları ile herkesin elini kolunu bağlarken, bir başka merciye kapıları sonuna kadar açarak, siz de tarafsızlık andınızı bozdunuz.
* * *
- Hepiniz ve hepimiz çok iyi biliyoruz ki...
Bu seçimde devletin hazinesi ve imkânları iktidar partisinin musluğuna bağlanmıştır.
- Hepiniz ve hepimiz biliyoruz ki...
Bu kararı siz de vicdanınıza sığdıramadınız.
* * *
- Hepiniz ve hepimiz çok iyi biliyoruz ki...
Bu kararı alırken aranızda epey
tartışma oldu.
- Hepiniz, hepimiz çok iyi biliyoruz ki...
Aldığınız bu kararı ne bugüne, ne yarına, ne öbür güne, ne de tarihe izah edebileceksiniz...
* * *
- Hepiniz, hepimiz
biliyoruz ki...
Bu karar ülkemizin artık bir parti devletine dönüştüğünün itirafıdır.
* * *
Ve, Yüksek Seçim Kurulu’nun sayın üyeleri...
- Hepiniz, hepimiz biliyoruz ki...
Eğer oy sayımı işlemini de bu gözlüklerle, bu tavırla, bu yanlılıkla yaparsanız...
Bu ülkeye ikinci bir “1946 seçimi şaibesini” yaşatacaksınız...
* * *
Bu ülke, birincisini unutmamış, 1950 seçiminde hesabını sormuştu.
Emin olun ikincisini de unutmayacak...
Biraz içimi açayım, sizinle dertleşeyim
- AKP’ye düşman değilim...
Tam aksine kendimi o partiye de oy verecek bir özgürlükte hissetmek istiyorum.
Ne yazık ki liderlik kadrosunda, medyasında bizlere saldırganlık ve düşmanlık yapılarak bu özgürlüğüm elimden alınıyor...
* * *
- AKP’ye oy veren insanlara öfkeli falan değilim, kızmıyorum.
Sadece onlara da kendimi, endişelerimi, ülkem hakkındaki korkularımı anlatmak istiyorum.
Bir de bu korkularımın samimiyetini...
- AKP’ye oy veren insanların bir bölümünün geçmişte yaşadığı sıkıntıları, geç de olsa anladım, gerçekten içimde hissettim.
Şimdi onların da bizlerdeki korkuları anlamalarını, bizlere yapılan haksızlıkları anlamaya çalışmalarını istiyorum.
* * *
- Sanıldığının aksine siyasi bir insan değilim...
Hele hele angaje insan hiç değilim.
Amacım yaşamak... Güzel yaşamak... Yokluklarla geçen bir çocukluğun acısını tatlı bir hayatla gidermek...
Ne yazık ki, siyasetten başka bir şey konuşamaz hale getirildiğim için hüzünlüyüm.
* * *
- İçimde ne intikam duygusu var, ne öç alma, kan davası, rövanş tutkusu...
Çoktan aştım bunları...
Bir çizgi çekip ileriye bakmak, mutlu olmak, ülkemi birleşmiş, mutlu görmek istiyorum.
* * *
Ve Allah’tan 7 Haziran’ın aramıza nifak sokanlara bu duyguları anlayacakları bir tavsiyede bulunmasını diliyorum.
Spotify’da Mavi Yolculuk mevsimini 2 listeyle açtım
- HDP’nin İzmir’de huzur içinde miting yapması...
- CHP’nin olgun demokrasilerde görülebilecek, öfkeden uzak, bağırmayan, asabileşmeyen, bir seçim kampanyasını sürdürmesi...
- MHP’nin bu ülkenin genç öfkesini, barışçı ve huzurlu bir siyaset şenliğine dönüştürmesi...
- Elde Kuran, bas bas bağıranlara rağbet etmeyen, karşılık vermeyen, elinin tersiyle iten sakin bir havanın meydanlara hâkim olması...
- Halkın son 5 yılda iyice eskiyen Türkiye’nin bağırış çağırışına itibar etmemesi...
İyi geldi bana...
Yazı getirdim, pencerelerimi açtım.
Hepimizin hayalindeki Mavi Yolculuklar için iki Spotify listesi hazırladım.
Sabahları ve gece yarıları dinlemek üzere, işte bu sakin ve mutlu Türkiye’ye uygun iki klasik müzik listesi.
Bir de “İskele” adıyla liste yaptım. “Akdeniz” listesi de hazır.
Arkadaşlar...
Eminim... Güzel bir yaz olacak...
Paylaş