Paylaş
Benim gibi düşünen köşe yazarlarına, hayatın siyaset dışındaki konularını açan öncü bir insandır...
*
Dün bana bir mesaj atmış...
“Artık seni okumayacağım” diyor...
Çünkü Spotify’da bu yıl en çok dinlenen şarkılarla ilgili yazımı “Tık almak uğruna yazılmış” gereksiz yazılar olarak görüyor...
Bense bu görüşe hiç katılmıyorum...
Hıncal abinin bana bu mesajı attığı gün Spotify benim şahsi müzik dinlememle ilgili rakamları göndermiş.
Bu pandemi yılında 91 bin 536 dakika müzik dinlemişim.
1.525 saat ediyor...
Bu da 63 gün eder...
Yani 365 günümün 63 günü müzik dinleyerek geçmiş demektir...
*
Oysa bir yıl önce 52 bin dakika müzik dinlemişim.
O 36 gün ediyor... Demek ki bu yıl 27 gün daha fazla müzik dinlemişim.
Bu da gösteriyor ki pandemi döneminde müzik hepimizin hayatında acayip bir önem kazanmış...
Buna televizyonlarda, radyolarda, yolda giderken kulağımıza gelen müziği, WhatsApp, Facebook, YouTube paylaşımlarından gelen parçaları da eklersiniz, hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlarsınız.
*
Hayatımızda bu kadar önemli olan bir konuda yıllık rakamlar bir köşe yazarının konusu olmaz mı hiç?
Bir siyasetçinin abuk sabuk üç-beş cümlesi üzerine yazılar yazılıyor, saatlerce tartışılıyor, o ciddi oluyor ama hayatımızda bu kadar önemli yer kaplayan bir şey yazınca gayriciddi oluyor...
Kimse kusura bakmasın benim böyle bir ciddiyet anlayışım yok...
*
Ama ben sosyoloğum ve şarkıları 1.5 milyar kere indirilen genç insanların müziğini önemsiyorum.
Ayrıca genç dünyanın siyaseti, itirazı artık müzikte kendi ifadesini buluyor.
Müzik belki de tarihte olmadığı kadar siyasetin objesi artık...
Ezhel’in, Murda’nın, Tahribat-ı İsyan’ın, Didomido’nun yaptığı iş benim için çok önemli.
*
Yaşadığımız çağ, ölçülebilir başarılar çağı...
Dolayısıyla müzikle ilgili rakamlar da yaşadığımız dünyayı anlamak için önemli.
Bunları anlatmaya devam edeceğim...
Unutmayın bu yıl Didomido adlı bir Türk kızının Sakarya’daki evinden yaptığı şarkı, küresel listelerde 2 numaraya kadar çıktı.
Ve bunu da Spotify, Apple Music, Deezer, Fizzy gibi platformlar sayesinde başardı...
O nedenle müziği, sporu, yemeği, içmeyi, gittiğim yerleri yazmaya devam edeceğim...
Hiç kuşkusuz bu bazı insanların ilgisini çekmeyebilir...
UPPER CİHANGİR’İN MÜLKİYE MARŞI SAVAŞINDA SON DURUM
TRT’nin “Mülkiye Marşı”nı “Vatan Marşı” adıyla yayınlamasıyla başlayan tartışmada yeni bir gelişme var. Upper (yukarı) Cihangir’in Mülkiyeli sakinlerinin dikkatini çekecek haberi yine ben vereyim.
Kulağıma geldiğine göre Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı marşın adını “Mülkiye Marşı” olarak tescil ettirmek için ilk başvuruyu yapmış. Bu iyi haberi de upper Cihangir’e ve onun seviyeli magazincisine duyururum.
YILIN ERKEĞİ PANDEMİDE EN ÇOK NEYİ ÖZLEMİŞ
GEÇENLERDE GQ dergisinde yılın erkeği seçilen George Clooney’le yapılan mülakatta not aldığım bir şey vardı.
Clooney pandemi sırasında rock müzik konserlerine gitmeyi çok özlemiş.
En çok özlediği konserler de Bruce Springsteen ve U2’nunkilermiş.
Vallahi ben de rock konserlerini çok özledim. Ama en çok özlediğim konser Coldplay’inkiler...
Bir de Kings of Leon konserlerini özledim.
HAY ALLAH... KATİL O MUYMUŞ DEDİRTEN FİNALİ KAÇ KİŞİ SEYRETTİ
GEÇEN pazartesi akşamı benim çevremde tanıdığım neredeyse herkes Bein kanalındaki “Undoing” dizisinin finaline kilitlenmişti.
Dizinin son bölümüydü ve artık katilin kim olacağını öğrenecektik.
(*) Çoğumuzun şüphesi Nicole Kidman’ın babasının üzerineydi...
(*) Bir kısmımız Nicole Kidman’ın, bir başka kısmımız ise çocuğunun bile olacağını söylüyordu...
(*) Benim 60 yılda iyice komplikeleşen polisiye kafam, bir ara Nicole Kidman’ın avukat arkadaşını bile gözüne kestirdi...
Böyle filmlerde katil hepimizin gözünün önündeki bir kişi olur ama gözümüzün içine sokulan kişi değil...
Final bölümü yayınlandı ve ben şahsen diziyi şu cümleyle bitirdim...
“Hss...ttiiir, katil o muymuş...”
Açıkçası benim derin polisiye kafam için çok banal biri çıktı...
Hadi uşak çıkmasın ama bu değil yahu...
*
Diziyi yayınlayan HBO Max’ın reyting rakamları açıklandı.
HBO dizisinin final bölümünü 3 milyon kişi seyretmiş.
Gecenin streaming platformları içinde en çok izlenen dizi olmuş.
Ayrıca dizinin ilk gününden itibaren her bölümü daha yüksek seyirciye ulaşmış.
Başlangıçtaki seyirci sayısı finalde iki katına çıkmış.
Seyirci konusunda çok iyi performans gösteren bu dizi benim için düş kırıklığı denecek bir finalle bitti.
AKP’NİN İLETİŞİMCİLERİNE BİR İLETİŞİMCİ TAVSİYESİ
TÜRKİYE 4 gündür bir CHP milletvekilinin ordu üzerine söylediği sözleri tartışıyor. AKP’li yöneticiler ve partiye yakın medya da bu milletvekilinin üzerine gidiyor. Siyasette normaldir. Ama bir iletişimci olarak AKP’nin iletişimcilerine şunu sormak isterim.
Dört gündür neyin tartışıldığının farkındalar mı?
“Türk ordusu Katar’a satıldı mı...”
Ortada böyle bir konu yokken tartışma şimdi bu eksene kaydı.
AKP’liler herhalde bu cümle ile CHP’ye yüklenip zarar vereceklerini düşünüyorlar. Ama konuşulan konu giderek “Katar-ordu” eksenine doğru gidiyor.
Eğer iyi bir iletişimci ile konuşurlarsa ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. Bu tartışmanın uzaması bence kimseye yarar sağlamaz.
ÇARLİSTON DANSINI DA EN İYİ TÜRKLER Mİ YAPAR
DÜN iki şeyi birden öğrendim. “Lindy Hop Dans Yarışması” diye çok prestijli bir yarışma varmış. Ve bu yıl bu yarışmayı bir Türk dansçı kazanmış.
Daha doğrusu bu yarışmanın “Open Solo Jazz ve Çharleston” kategorisini Malik Derin Küçümen adlı bir Türk dansçı kazanarak dünya şampiyonu olmuş. Bu nasıl bir dans diyeceksiniz...
Şöyleymiş.
Caz müziği eşliğinde swing danslarının eşli olmayan yani solo haliymiş.
Küçümen İstanbul Devlet Konservatuvarı Müzikal Tiyatro Bölümü mezunu bir genç.
Geçen hafta Kiev’de yapılan Ritmik Cimnastik Yarışması’nda da Türk Grup Milli Takımı üç çember artı iki labut aletinde Avrupa Şampiyonu olmuştu.
Türk dansçı ve cimnastikçilerinin bu estetik zaferleri bugünlerde bana öyle iyi geliyor ki...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Uğur Yurdakul
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Pelin Akaydın
Paylaş