Hey sen 'ikinci saf' ahalisi, otur karşıma

Mademki disiplinsizliğinizle eve girmeyi reddeden Türkiye’nin sembolü oldunuz...

Oturun karşıma...

Sizin şahsınızda bütün Türkiye’ye New Orleans’ı anlatacağım.

Daha doğrusu New Orleans’ın “second line” ahalisini...

New Orleans cenazelerinde mezarlığa giden yolda iki saf oluşur.

Birincisi resmi saftır.

Aile ve yakınları, arkadaşlar siyah kostümleri içinde yürürler.

Bu sırada nefesli sazlardan oluşan bir orkestra da ağır bir geleneksel caz müziği çalar.

*

Bir de o kortejin arka safları vardır...

Aileden ve yakınlardan sonra ise bir “second line”, yani ikinci saf oluşur.

Onlar cenazeden bağımsızdırlar. Rengârenk kılıklar giymiş insanlardır. Orkestra neşeli müzikler çalar, onlar dans ederler.

Orada ölüm yoktur...

*

İşte bu ikinci saf, Afrika kökenli bir gelenektir ve New Orleans’a gerçek kültürünü veren kısımdır.

Son 15 yılda New Orleans hip hop kültürü de işte bu ikinci safta doğup gelişmiştir.

Disiplin tanımayan, eve girmeyi reddeden, sigara yasağını hiçe sayan, otel asansörlerinde bile hâlâ kül tablaları bulunan bir kültür yaratmıştır bu insanlar...

*

Amerika’nın “agora”sıdır orası...

Güzeldir bu...

Sokağa, yaşamaya davet eder insanı...

İsyankârdır...

Şimdi size bu ikinci saftakileri neden anlattığıma geleyim.

Bir sonraki yazıya geçelim.

EV HAPSİNE ALINANLARIN SAYISI 7 MİLYON 550 BİN 729

Dün oturup 2019 yılı itibarıyla tek tek yaş gruplarını çıkararak tam sayımızı buldum.

Biz, yani hükümet kararıyla eve kapatılan, en büyük risk altındaki “65 Plus” insan sayısı şu:

7 milyon 550 bin 729...

Bugün Türkiye’de bu sayıda insan sokağa çıkamıyor.

*

Bunların yaş gruplarına göre ayrılması da şöyle:

65-69: 2.722.672 (yüzde 3.27)

70-74: 2.016.913 (yüzde 2.43)

75-79: 1.308.299 (yüzde 1.57)

*

Bu üç yaş grubunun sayısı 6 milyon 47 bin 884 ediyor.

Ev hapsine alınanlar bunlar.

*

Bir de hâlâ sokağa çıkabilen ancak göz hapsine alınan bir grup var. 

Yani 15-19, 20-24 ve 25-29 grupları...

19 milyon 322 bin 938 kişi ediyor.

YENİ BİR ‘FLY ME TO THE MOON’ COVER’I

“FLY Me To The Moon” hafif cazın en klasik parçalarından biri.

Dün bu parçanın yeni bir cover’ı çıktı.

The Cooltrane Quartet çalıyor, Nenei söylüyor. Son derece klasik bir yorum.

İnsanı hiç yormuyor. Kavga etmiyor. Çok sevdim.

VALLAHİ BEN ÇOK SEMPATİK BULDUM

PRENS Charles’ın korona pozitif olduğu açıklanınca, sosyal medyada harika bir Lady Diana fotoğrafı dolaşmaya başladı.
Parmağıyla o işareti yapan Diana hınzır bir gülümseme ile “Geçmiş olsun, bir an önce iyileş” diyor...
Vallahi hiç yalan söylemeyeceğim.
Çok sempatik buldum...

BEBEK’İN PRADA’LI TREKKER’I AMOK KOŞUCUSUNA DÖNÜŞEBİLİR

iŞTE bu New Orleans şehrinde 6 Ocak günü muhteşem bir festival başladı.

Adı Mardi Gras...

Fransa’nın Katolik geleneğinden gelen bir şenlik bu...

Dünyanın en renkli festivallerinden biri.

*

Festival 25 Şubat gününe kadar sürdü.

Ve yaklaşık 1.4 milyon kişi katıldı.

Bunu İzmir’in Karşıyaka’sına ve İstanbul’un Bebek sahiline şöyle anlatayım:

Karşıyaka iskelesini arkanıza alın, yüzünüzü çarşının girişine çevirin...

İşte aşağı yukarı o genişlikte bir cadde boyunca neredeyse 2 ay boyunca binlerce insan dip dibe eğlendi... Korona işte orada, o caddede patladı...

O festivalin üzerinden 30 gün bile geçmedi.

Bugün New Orleans insanlık tarihine yeni bir özelliğiyle geçti.

Dünyada koronavirüsün en hızlı yayıldığı şehir...

Daha 30 gün önce rengârenk bir hayatın hüküm sürdüğü şehrin üzerine ölüm simsiyah rengiyle çöktü.

Şehrin “ikinci saf” renkleri ve müziği sustu... Geriye birinci safın ağır müziği ve simsiyah matem elbiseleri kaldı.

Oysa o tarihte dünyada koronavirüs hadisesi patlamıştı.

İkinci safın evlere sığmayan Diyonizyak neşesi ve coşkusu Apolloncu aklın üzerine çökmüştü.

Ne yazık ki, bazen bu bireysel özgürlük, bu olağanüstü coşku kaotik bir bencilliğe dönüşebiliyor...

*

Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin yöneticilerine dönüyorum.

Amerika kendi ikinci saflarını eve sokamadı.

Siz de Türkiye’nin “ikinci saftakilerini” kendi istekleriyle evlerine sokamazsınız...

Bu kararı bugün almazsanız, yarın çok geç olabilir.

*

Sonra bir bakarsınız ki...

Bebek sahilinin Prada’lı trekker’ları, bir anda amok koşusu yapan kapkara kostümleri içindeki birinci saf cenaze müzisyenlerine dönüşmüş...

Ve o rengârenk Mardi Gras, iskelet kostümlerinden oluşan bir “Dia de Muertos”a, “Ölüler Bayramı”na dönüşmüş...

BENCE SILA BU FOTOĞRAFLA YENİ BİR DÖNEMİNİ AÇIYOR

Dün streaming platformlarına konan yeni bir şarkı da Emre Altuğ’la, Sıla’nın birlikte söylediği “Zahmet Olmazsa”...

Şarkı daha çok Emre Altuğ’un izlerini taşıyor.

Güzel bir şarkı ve iyi bir ikili olmuşlar...

Bir de kapak fotoğrafları var.

Hiç abartmıyorum Sıla’nın bugüne kadar gördüğüm en güzel fotoğrafı.

Bu fotoğraf bana, onun hayatında yeni bir dönemin açıldığını da anlatıyor...

KATKIDA BULUNANLAR

Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama:
Selma Songül Zengin