Hepimiz bidon kafayız öyle mi

ÜÇ gazetedeki o üç rezil manşeti görünce kafama koydum.

Haberin Devamı

Dedim ki...
“Dört gün bekleyeceğim. Eğer AKP’den vicdanlı biri çıkıp, ‘Yani artık bu rezilliklerden bile mi medet umacak hale geldik’ demezse, ben de o manşetleri gördüğüm an aklıma geleni söyleyeceğim...”

***

Kastettiğim manşeti herhalde anladınız..
“Sümeyye Erdoğan’a suikast yapılacak ve bunu Fethullah Gülen’le CHP’li Umut Oran yapacak” manşeti...
Pardon rezilliği...
Umut Oran, yani köpeği öldüğünde gazetelere dünyanın en acıklı ölüm ilanını veren merhametli adam, bir insanı öldürtecek...

***

Dört gündür bekliyorum...
Maalesef bir tek AKP yöneticisi çıkıp “Nedir bu pespayelik” demedi...
Diyemedi...
O nedenle ağzıma geleni söylüyorum.

***

Ey AKP’li siyasetçi...
Ey, sen ki artık Silivri’de atılan iftiraların, uydurulan delillerin ne olduğunu gören, bilen arkadaş...
Yahu şimdi aynı pespayelikleri seninkiler yapıyor da görmüyor musun...

***

Bitmedi, asıl ağırına geliyorum...
Yahu arkadaş, artık sen de mi bu partiye oy veren insana “Bidon kafalı” demeye başladın...
Yahu sen de mi sana oy veren milyonlarca insana “Göbeğini kaşıyan adam” muamelesi çekmeye başladın...
“Hayır demiyorum” mu diyorsun, o zaman nasıl sessiz kalabiliyorsun, milleti aptal yerine koyan bu rezillik karşısında...

***

İnanamıyorum...
Vallahi de billahi de inanamıyorum.
Bir milletin yüzde 50’si, oy verdiği bir parti tarafından bu kadar mı aşağılanır, horlanır...
“Cumhur” diye göklere çıkardıkları kavram, kendi elleriyle bu kadar mı yerin dibine batırılır...
Ayıp yahu... İnsaf yahu...

***

Yani bu iktidar bütün bir milleti, hepimizi, rahmetli Aziz Nesin’i mezarında haklı çıkaracak bir aptallık orantısından ibaret mi görüyor.
Böyle pespaye yalanlara, iğrenç iftiralara, iler tutar yanı olmayan bu beşinci sınıf “Beşinci Kol” palavralarına, beceriksiz ve çakma Goebbels kara propagandalarına inanacak hale geldiğimizi sanacak kadar mı kendi kibir labirentinde kayboldu...

***

Yuh olsun bütün bir millete, hepimize “bidon kafalı” muamelesi yapan bu kafaya...

Haberin Devamı

Şerefli yalnızlığın en şerefli bilançosu

Haberin Devamı

GEÇEN pazar günü Süleyman Şah Türbesi’ndeki bayrağımızın indirildiği an itibariyle, bize “Şerefli yalnızlık” diye yutturulan dış politikamızın şerefli bilançosu aşağıdadır.

***

SURİYE:
Büyükelçimiz yok. İki yıl önce, “Üç ay içinde gidecek” denilen Esad, Halep’e girmek üzere. Dünyanın önde gelen devletleri, “Esad’la devam” siyasetine döndü.

***

MISIR: Büyükelçimiz yok. Dünyanın önde gelen devletleri Sisi’yi tanıyor. Fransa, Mısır’a 24 adet Rafalle savaş uçağı satma kararı aldı.

***

LİBYA: Türk vatandaşları ülkeden çıkarıldı. Türkiye neredeyse düşman ilan edildi.

***

YEMEN: Büyükelçiliğimiz kapatıldı. Türkiye’nin gizlice gönderdiği silahlar iki defa yakalanınca, bu ülkeyi de kaybettik.

IRAK: Bakmayın ilişkilerimizin düzeldiği haberlerine. Bu ülkede de Türkiye’ye karşı tepkiler giderek büyüyor.

***

SUUDİ ARABİSTAN: Cumhurbaşkanı’nın apar topar cenazeye gitmesi aradaki soğukluğu zerre kadar düzeltmedi. Suudi Arabistan ile Türk hükümeti arasındaki gizli savaş tam gaz sürüyor.

***

İRAN: Bölgenin yükselen gücü haline geldi. Irak ve Suriye üzerindeki nüfuzu büyük ölçüde arttı.

***

KATAR: Bölgede Türkiye’nin tek müttefiki olan Katar da mevcut politikasını değiştirdi. Gazze’deki HAMAS yönetimi ile arasına mesafe koydu.

***

ERMENİSTAN: Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı’yken başlayan ilişkileri düzeltme sürecini askıya aldı. İlişkiler bozuk.

***

SURİYE SINIRIMIZ: Esad güçleri Halep’le Türkiye arasındaki yolu kesmek üzere. Türkiye sınırı ise Kobani’deki PKK yönetimi ile IŞİD ve Kaide yanlısı Nusra örgütünün eline geçmiş vaziyette.

ILIMLI MUHALİFLER: Türkiye’nin desteklediği ılımlı Suriye muhalefeti ise neredeyse yok olmuş durumda. Bölgede herkes, onlara verilecek silahların en geç 3 ay içinde IŞİD veya El Nusra’nın eline geçeceğinden emin.

***

AVRUPA: Geçen hafta Hürriyet’te yayınlanan Fransa Cumhurbaşkanı’nın Kobani’de savaşan iki PYD’li kadınla fotoğrafı Avrupa’nın bölgeye şu bakışını özetliyor:
İnsanların kafasını kesen, canlı canlı yakan, binaların tepesinden atan IŞİD vahşetine karşı, en kahramanca savaşı Kürtler ve özellikle de Kürt kadınları vermektedir. Türkiye, cihatçıların geçişine izin vererek, IŞİD’e dolaylı destek vermektedir.”

ABD: ABD’ye giden Türk Savunma Bakanı, bırakın Obama veya Biden’ı, ABD Savunma Bakanı ile bile görüşemeden döndü.

***

VE TRAJİK SON: Türkiye önceki gün, şiddetli çatışmaların geçtiği Kobani’ye yakın çevreyi “Askeri yasak bölge” ilan ederek, Türk kamuoyunun ve dünyanın gözünden kaçırmak zorunda kaldı. İki gün sonra da ecdadımızın yıllardır Süleyman Şah Türbesi’nde dalgalandırdığı bayrağımız indirildi.
Bayrağımızı indirten, askerimizi çektiren ise Cumhurbaşkanımızın şahsi düşman ilan ettiği Esad değil, kendi sınırımıza kendi elimizle yerleştirdiğimiz IŞİD oldu.
Şerefli yalnızlığımızın şerefli bilançosu geçen pazar günü itibariyle böyleydi.
Allah başka şerefli yalnızlıklardan korusun...

Yazarın Tüm Yazıları