Paylaş
“Ergenekon adlı bir ‘terör örgütü’nün varlığı ispat edilememiştir...”
Peki zamanında bunu anlamak çok mu zordu?
O zaman sorarlar... İçinde biraz vicdan, bir nebze adalet duygusu kalmış insanlar bunu nasıl anladı?
Sakın bana “Mütedeyyin insanlar geçmişte çok çektiler, o nedenden gözleri körleşti” demeyin...
Vicdan sahibi mütedeyyin insanlar anladılar.
Örnek mi... Alın rahmetli Necmettin Erbakan’ın daha 2010 yılında bu kumpasla ilgili söylediklerine bakın.
7 Aralık 2010...
Necmettin Erbakan NTV televizyonuna çıkıyor ve bakın Ergenekon davası ile ilgili ne diyor:
“Rejisör kendi oyununu oynuyor, siz dünyaya başka gözlükle bakıyorsunuz, gerçek gözlükle baktığınız zaman bir de bakacaksınız ki meseleler bambaşkaymış.”
Peki ötekiler o sırada ne yapıyordu?
Kimi “Kurunun yanında yaş da yanar” diyordu...
Kimi “Siz büyük fotoğrafa bakın” diyordu...
Oysa yapılacak tek şey gerçek fotoğrafa bakmaktı...
ARKADAŞ SEN BENİM ORGANİK ZEKÂMLA ALAY MI EDİYORSUN
“YAPAY zekâ müfredata sızmak isteyen FETÖ’cüleri kıskıvrak yakaladı...”
Dünkü Hürriyet’in manşeti böyleydi.
İçimden bir ses “Sen benim organik zekâmla alay mı ediyorsun” diyecekti ki, durdum. Organik zekâmız, son 15 yılda devletin kılcal damarlarına kadar sızan FETÖ’yü yakalayamadı ama yapay zekâ anında gagaladı.
Tam “Helal olsun yapay zekâya” diyecektim, yine durdum.
Aklıma o hain şüphe düştü... “Yıllar boyunca devletin her yanına sızan FETÖ’yü göremeyen organik zekâm acaba çok mu saftı” diye düşünecektim, öğrenen makine bana dümdüz gitti:
“Sen benim yapay zekâmla alay mı ediyorsun lan? Hepiniz oradaydınız be...”
FETÖ’CÜ YAKALIYOR AMA THY BİLETİNİ OKUMUYOR
KORE’ye gittim ya... Akıllı telefonumdan hangi internet sitesine girmeye kalksam önüme Güney Kore ile ilgili reklamlar düşüyor.
Ama çok ilginç...
Hepsi Güney Kore alfabesiyle yazılmış, Güney Kore reklamları. Bir kelimesini bile anlamıyorum.
Bütün bu ilanları hiç kuşkusuz Google’ın yapay zekâsı ayarlıyor.
Ama öyle anlıyorum ki FETÖ’cüyü anında gagalayan yapay zekâ Türk Hava Yolları biletlerine bakmıyor. Çünkü baksaydı, benim 23 Kasım sabahı Türkiye’ye döndüğümü anlar ve benim önüme bu Güney Korece yazılmış ilanları yığmazdı.
TANSU URLA’DA PARİS ZAFERİNİ KUTLUYOR
1970’lerde Paris yıllarında Tansu’dan çok çektim. Saint-Michel civarında bir öğrenci otelinde kalıyordum.
1968 olaylarının üzerinden henüz 2 yıl geçmişti.
Saint-Michel meydanında hep toplum polisi arabaları dururdu.
Ne zaman bir öğrenci gösterisi olsa Tansu meydana fırlar ve katılırdı.
Ben de oturma iznimiz iptal edilecek diye korkudan ölürdüm. Dün baktım daha sabahın köründe bana “sarı yelekliler”in söylediği bir şarkının videosunu atmış.
Daha gözümü açmadan Fransa Başbakanı’nın akaryakıt zamlarını geri aldıkları haberini yaymaya başladı.
Anlayacağınız Urla’dan Paris zaferini kutluyor.
Bense Beykoz’daki oturma iznim iptal edilir diye hâlâ korkuyorum. Acaba kadınla erkek arasındaki farklardan biri de bu mu...
ACABA HINCAL ABİ’NİN ‘KADINCA’ DERGİSİNİ KAÇ EŞCİNSEL ALMIŞTIR
PSİKİYATRİ profesörü Ünsal Söylemezoğlu’nun “Kadın-Erkek” adlı kitabını okuyorum.
Yazar 1970’li yıllarda Hıncal Uluç ve arkadaşlarının çıkardığı “Erkekçe” adlı derginin elde ettiği tiraj başarısını anlatıyor.
Aynı grup bu başarının etkisiyle “Kadınca” adlı dergiyi çıkarınca işler değişti.
“Kadınca başarılı olmadı ve Erkekçe’nin gölgesinde kaldı” diyor.
Ancak Hıncal Abi üzülmesin.
Söylemezoğlu aynı yıllarda Amerikalı feministlerin bir araya gelip “Yeter artık” demek için “Play Girl” isimli bir kadın dergisi çıkardıklarını da anlatıyor.
Ama hiçbir kadın bu dergiyi almamış. Buna karşılık eşcinseller dergiye çok ilgi göstermiş.
Kitabı okurken merak ettim, acaba Hıncal Abi’nin çıkardığı “Kadınca” dergisine de o gün eşcinseller ilgi göstermiş midir?
..............
Prof. Dr. Ünsal Söylemezoğlu: “Kadın Erkek”, “Ben-Sen-Biz”, Dost Yayınları, 2017
KADIN ERKEKTE NEYE BAKAR
“KADINLAR güvenilir, dürüst, aileye ve kadına saygılı, bağlı, sadık, kendini ve kadını önemseyen, aklını ve duygularını iyi kullanan erkekleri çekici bulurlar.”
ERKEK KADINDA NEYE BAKAR
“ERKEKLER ise yüzeye, görüntüye bakarlar. Dudakları, bacakları, görünüşü nasıldır onunla ilgilenirler.”
Yazar, “Nietzsche Ağlarken” kitabında Dr. Breuer’in ağzından şu cümleyi aktarıyor:
“Dudak, göz ve göğüs kadına insanüstü güçler veriyor...”
CUMHURBAŞKANI NE KADAR HAKLI
SÖYLEMEZOĞLU’nun kitabı, klasik psikiyatri kitaplarından farklı.
Bir kere çok sık popüler kültür öğelerini referans gösteriyor.
Mesela bir konuyu Ayla Çelik’in “Bağdat” şarkısının sözleriyle açıklıyor.
Çok direkt ve günlük bir dil kullanıyor.
Böyle olunca da kadınla erkek arasındaki farkı anlatırken, zaman zaman “Erkek iş hayatı ile ev hayatını başarılı biçimde birbirinden ayırır, kadın ise ayıramaz” gibi yargılar ortaya çıkıyor.
Bana göre bu davranış farklılıkları yavaş yavaş ortadan kalkıyor.
Paylaş