Elbette odunu bile seçtirirsiniz

BAŞBAKAN diyor ki:"Herkes kendi işine baksın."Demek istiyor ki:

"Anayasa’yı yapmak biz seçilmişlerin işidir, siz buna karışmayın."

Ben diyorum ki:

Çok tehlikeli ve riskli bir yola giriyoruz.

Elbette biz gazeteciyiz.

Elbette sandıktan çıkmıyoruz.

Elbette kanun yapma yetkisi sizin elinizde.

Hatta...

Elbette, "Siz isterseniz odunu bile seçtirirsiniz"...

Ancak...

* * *

Bize, "Siz işinize bakın" diyemezsiniz.

Çünkü işimiz bu.

Karışmak.

Sizin işinize de, toplumda olan bitene de karışmak.

Eğer basın, demokratik hayatın ayrılmaz parçası ise elbette işinize karışacak.

Ya öteki kurumlar...

Üniversiteler...

Yüksek yargı...

Sendikalar...

İş dünyası...

Sivil toplum örgütleri...

Anayasa "en üst toplumsal mutabakat" demekse, bizler, onlar işe karışmadan bunu nasıl sağlayacağız?

"Ben yaparım. Halk kabul eder" diyorsanız, çok tehlikeli bir gidişin yolunu açmış olursunuz.

* * *

Eğer demokrasi bir kurumlar sistemi ise ben de bu yetkime dayanarak işinize karışıyorum ve diyorum ki:

Çok tehlikeli bir yola giriyorsunuz.

Biliyorum, hemen "Darbe mi" diyeceksiniz. Çünkü hiç aklınızdan çıkmıyor.

Hayır ben ondan söz etmiyorum.

Siz nasıl "Kadınlar korkmasın" diyorsanız, ben de "Siz de korkmayın. Bir askeri darbe tehlikesi ortaya çıkarsa birlikte karşı çıkarız" diyorum.

Hatta bu konuda size kamuoyu önünde söz veriyorum.

Bana güvenmiyor musunuz?

Güven karşılıklıdır.

O zaman bizden size güvenmemizi nasıl beklersiniz?

* * *

22 Temmuz seçimini, "Dindar Cumhurbaşkanı seçimi" haline getirdiniz.

Böylece siyasi bir karara, dini bir motifi soktunuz.

Şimdi Anayasa’yı "türban referandumuna" çevirmeye doğru gidiyorsunuz.

Yani toplumsal bir mutabakat teşebbüsüne yine dini bir motifi sokuyorsunuz.

Bir rejim, adım adım işte böyle elden gider.

Ben diyorum ki:

Siyasi hayata din motifini sokmak "haksız rekabettir".

Anayasalar, maddelerinden çok "ruhları" ile yaşayan toplumsal mutabakat metinleridir.

Şimdi "türban" gibi bir dini motifi, Anayasa referandumunun ana teması haline getirirseniz, rejimin ruhunu da değiştirmiş olursunuz.

Şunu çok iyi biliyorum.

Anayasa’yı bu motifle referanduma götürürseniz halkın onayını alırsınız.

Ama bu sizin zaferiniz olmaz.

Türkiye kaybeder.

Cemaatten alacağınız alkışlar da o kaybı telafi edemez.

* * *

Tekrar ediyorum.

Elbette siz isterseniz odunu bile seçtirebilirsiniz.

Anayasa’yı, türban Anayasası haline getirip halkın onayını da alabilirsiniz.

Ama bunu yapmayın.

Önce seçim meydanlarında verdiğiniz uzlaşma sözünün samimiyetini ispat ediniz.

Toplumun bir kesimine hákim olan, rejimle ilgili endişeleri gideriniz.

Bu güven ortamı oluştuktan sonra türban sorunu kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Yoksa Anayasa’yı, kendi zaferi ilan eden kişilerin yaratacağı iklim, her mahallede türban Ogün’leri, oruç Yasin’leri yaratacaktır.

Bir ülke işte böyle Malezyalaşır.
Yazarın Tüm Yazıları